Gözlerimi çalan kapının sesi ile açtım. Yattığım yataktan destek alarak doğruldum. Esneyip yataktan kalktıktan sonra kapıyı açtım. Karşımda dünkü hizmetçi bozuntusu vardı.
"Kahvaltıya bekleniyorsunuz."
Kafamı sallayıp kapıyı suratına kapattım. Sallanarak banyoya girip işimi halledince dolabın başına geçtim.
Dolaptan mavi bir elbise aldım ve yatağa koydum. Dolabı kapattıktan sonra üstümdekileri çıkarttım ve elbiseyi giydim. Saçlarımı salık bıraktım. Hızlı adımlarla odamı boşaltıp yemek salonuna ilerledim. Yolda benş gören hizmetçi elfler kendi aralarında konuşmaya başladı.
Onlara baksamda oyalanmadım. Yemek salonuna geldiğimde masanın başında dikilen Boreas, Adel, ve Aruna ayakta, Ares ise oturmuş beni bekliyordu.
İçeri girdiğimde kapıyı arkamdan kapattı hizmetçiler.
"Günaydın."
Dedi Adel neşeli bir ses tonuyla.
"Evet, günaydın peri kızı."
Diye ekleme yaptı Ares oturduğu sandalyeyi ileri geri sallarken.
"Günaydın."
Dedim Adel, Aruna ve Boreas'a bakarak. Ares'i yok saymam fazla dikkat çekmemişti. Benimle beraber oturdu. Bu sefer Aruna benim oturduğum yere oturmaya çalışsada hızlı davranıp oturduğumda dikilip bana baktı. Tüm gözler bize dönerken sakince ilk sözü ondan bekledim.
Bir şey demek yerine sahte bir öksürükle beni ikna etmeye çalıştı.
"O bir kral.."
Dedi Boreas uyarır bir tonda. Bense sessiz ve sakince ona bakarak konuştum.
"Bende Varisim."
Kısa süreli bir sessizliğin içindeyken Aruna Boreas'a bir bakış atınca Boreas anlamış gibi bana döndü. Anında sandalyem titreyerek havalandı ve yana kaydı.
Oflayarak bağdaş kurup yanımda ki Ares'in elinde ki elma dilimini alıp ağzıma attım.
Aruna yumuşarken Ares güldü.
"Varise yakışmayan bir hareketti bu!"
Dedi gülerek. Pis pis ona baktım.
"Varise yakışan tek şey itaat etmek mi?"
Ares sırıtırken Boreas onaylamaz bakışlar atıyordu. Aruna masanın başına hizmetçilerin çektiği yeni sandalyeye oturdu.
"Ee, neden toprakcıklar dışında herkes burada."
"Neycikler-"
Ares kahkahayı basarken Boreas ve Adel gülmemek için savaş veriyordu. Aruna'daysa tık yoktu yine.
"Burada olmamızın sebebi senin ne olduğunu öğrenmek."
Tek kaşımı kaldırdım.
"Varis değil miyim?"
Boreas kollarını masaya yaslayıp ellerini kenetledi.
"Türünün tek örneği olduğun için varis sayılabilirsin. Ama emin değiliz."
Dedi sessizce. Ortamı bir gerginlik sardı. Ne olduğunu anlamıyordum. Koskoca evrende tek pembe saçlı mıydım yani? Boya olamaz mıydı? Neden herkes bu ihtimali yok sayıyordu?
Dakikalar süren sessizliği ben bozdum.
"Sorun yoksa yemeğe geçebilir miyiz?"
Herkes bana baktı ve bir kaç saniyelik bir sessizliğin ardından Boreas isteğimi yerine getirip yemeğe başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nothing
Teen FictionThe Nothing Mavi kadar sonsuz serisinin ilk kitabı. . . . . . Mavi kadar sonsuz, siyah kadar yanlız.