Piknik olayından beri saraydan çıkmadım. Yani yaklaşık 1 haftadır saraydayım ve cidden hiç bir şey yapmıyorum. Boreas ve Adel oldukça endişeli ama bir şey yapamıyorlar. Yemeğimi bile yatağımda yiyip bitince ya sahte ağlama krizine giriyorum ya uyuyorum.
Boreas'ta Adel'de o gün neden partiye gelmediğimi ve ne olduğunu bilmiyor hala. Adel, Boreas ve Terra hariç kimse durumumu bilmiyor tabi ki.
Bu süreçte Adel ve Terra benim için araştırma yaptılar. Boreas'ta kendince iyi gelecek şeyler yaptı, yedirdi içirdi falan.
Aslında ben depresyonda falan değilim. Sadece duygusal bir kriz yaşıyordum ki o biteli çok oldu ama kimsenin benim odama girmeyeceğinden beni aramayacağından emin olmak için rol yapıyorum. Bugün artık bıktığım için çıkma vaktim geldi. Üstüme beyaz gömlek ve altıma siyah pantolon giyip siyah geniş bir kemer taktım. Çantamı önceden yaptığım gibi doldurup aşağı atladım.
"Ben geliyorum."
"Bekliyorum."
Boyu kocaman olduğu için ormanda saklanıyordu. Koşarak ormana doğru ilerledim.
Gecenin bir yarısında parlayan iki kocaman göz beni kendine yönlendirdi.
"Merhaba."
"Neden geldin varis?"
"Beni eğitmen için. Bir haftadır herkesi kandırıyorum. Artık yeter."
"Anladım, hadi basitten başlayalım."
.
.
.
.
.
.Sabahın beşinde odama zar zor girdim. Tüm gece çalışmanın karşılığını şimdiden almıştım tekrar yatağa girip üstümü örttüm. Bir kaç dakika sonra ateşini ölçmek için Adel geldi. Ateşine baktı, düzelmem, güçlenmem ve enerji ile dolmam için brinksç tılsım fısıldayıp gitti. O gittikten sonra gerçketen uykuya daldım.
Bir kaç saatlik uykunun ardından batan güneş ile uyandım. Yemeğim gelmişti. Her seferinde içmesemde inatla papatya çayı getiriyorlardı.
Bu sefer de içmedim. O şerefsizi getiriyor aklıma içmem.
Yarım saat sonra hizmetçi boş tanakları alırken söylendi.
"Tüm gün yatıp nasıl bu kadar çok yiyebiliyorsun anlamıyorum!"
Onu yok sayarak yatakta uzandım. Hizmetçi çıkınca koridoru ve camdan bahçeyi kontorl ettim. Kimsenin olmadığından emin olunca tekrar ormana gittim.
Adel'in yaptığı tıslıçmalr ve benim tüm gece çalışmam sayesinde ikinci geceden çokça güçlenmiştim.
Bu bir hafta daha böyle devam ettikten sonra gına geldiği için düzelmiş gibi davrandım. Banyo yapıp sabah kahvaltıya gittim.
Alvin, Boreas ve Adel beni görğnce şaşırdılar.
"Günaydın."
Dedim neşemi bastıramadan.
"Günaydın?"
Dedi Adel merakla.
"Şimdi daha iyi misin?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve yemeğe koyuldum.
"Epey enerjik hissediyorum. Terra'nın partisine gidemediğim için özür dilemeye gidicem bugün."
Boreas gururla gülümsedi.
"Aferin bu iyi bir gelişme."
Dedi annem gibi.
"Ney?"
Dedim merakla.
"Özür dilemen."
Güldüm. Anlamsız bir gülüştü bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nothing
Teen FictionThe Nothing Mavi kadar sonsuz serisinin ilk kitabı. . . . . . Mavi kadar sonsuz, siyah kadar yanlız.