Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey karşıda asılı olan saat oldu. Öğlen olmuştu ve kimse uyandırmaya gelmemiş miydi? Ne güzel.
Yavaşça yattığım yerden doğruldum. Bu saate kadar uyandırmamasının sebebi beni artık arkadaş olarak görmüyor olması olabilir miydi? Umarım yanılıyorumdur. Sevgilim olmayabilirdi ama benden nefret etmesini istemezdim. Bana karşı olan tavrı değişsin istemezdim. Eğer öyle olursa ne yapabilirdim? Beni buradan kovar mıydı? O zaman Aruna'nın yanına gidebilirdim. Ama bu orospuluk sayılır mıydı? Muhtemelen.
O zaman kendi sarayımı yapmam gerekirdi. Belki de bunun için kovulmayı beklememeliyimdir.Kendimi depref hissetsemde bunu ona gösterme niyetim yoktu. Benimle daha fazla dalga geçmesine izin veremezdim.
Üstümü bile değiştirme ihtiyacı hissetmeden odadan ayrıldım. Odanın kapısını kaptıp karşı kapıyı çaldım. İkinci kez tıklayamadan içerden bir ses geldi.
"Geeell."
Komudu dinleyip kapıyı açtım ve içeri girdim. Ares kolunda duran karganın bacağına bir mektubu bağlamakla meşguldü. İşi bitince karga uçarak camdan çıktı.
"Yeni mi uyanıyorsun?"
Dediğinde sesli bir cevap vermek yerine kafamı sallamakla yetindim.
"Parti için kıyafetin var mı?"
Derken hâlâ benimle göz teması kurmuyordu.
"Var."
Dedim beklemediğim şekilde soğuk bir sesle. Ona sandığımdan daha fazla kırılmıştım.
"Ben kahvaltı yaptım ama istersen sana yemek hazırlayabilirim."
Bunu demesi ile moralim okun yaydan ayrıldıktan sonra aldığı hızla yükseldi. Bana karşı nefret ya da kötü bir şey beslemediği kesindi artık. Tavrı değişmemişti.
"Oluur."
Dedim keyifle. Sesimde ki ani ve keskin değişiklik dikkatini çekmiş olacak ki sonunda yüzüme baktı.
"Yemek seni bu kadar mı mutlu ediyor?"
Dedi sırıtarak. Gülümserken göz devirdim. Onu Hermes'e benzetmiştim ama o onu istediğimde beni terk etmemişti. Hatta normalde yapmadığı bir şey yapmamıştı aslında.
Ares yanımdan geçince dönüp peşinden odadan çıktım.
"Parti için hazırlanmalıyız, o yüzden vakit kaybettirmeyecek bir şey yapacağım."
Doğrusu bu moralimi çokta bozmadı.
"Tamam."
Dedim. Beraber merdivenlerden indik ve önden o olacak şekilde mutfağa girdik. Ares her zaman ki gibi yemeği hazırlarken ben mutfağı araştırmaya karar verdim. Burada sadece bize göre değil başka yaratıkları beslemek için olan bazı besinler vardı. Bunları tabi ki Aretha öğretmişti. Aklıma gelince acaba Ares'e ablası ile ilgili gerçeği ne zaman söylemeliyim?
Ares hızlıca bir sandivici bana uzattı. Sandığımdan hızlı bitmişti işi. Ben sandivici yerken o çoktan mutfaktan ayrılmıştı. Tabi bu moralimi biraz bozdu. İlişkimiz sandığım kadar aynı değildi sanırım. Ya da ben alınganlık yapıyordum. Belki de gerçekten sadece acelesi vardı.
Yavaşça sandivicimi bitirip mutfakta biraz daha takıldım. Hazır vaktim varken ihtiyacım olabilicek bazı malzemeleri topladım.
İşim bitince bende mutfaktan ayrıldım. Ardından eşyalarla beraber yakalanmamak için hızlıca odama çıktım.
Eşyaları yatağıma bıraktım. Eğilip yatağın altına koyduğum çantalarıımdan birini çıkardım. Eşyaları içine doldurup çantayı yatağa bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nothing
Teen FictionThe Nothing Mavi kadar sonsuz serisinin ilk kitabı. . . . . . Mavi kadar sonsuz, siyah kadar yanlız.