Gözümü açtığımda arkamda ki sıcaklık gitmişti. Kontrol etmek için baktığımda gerçekten de Ares gitmişti. Olduğum yerde doğrulup ona baktım ama odada tamamen yanlızdım.
Esneyerek yataktan kalktım. Yerde benim in bırakıldığını düşündüğüm terlikleri giydikten sonra odadan çıktım. Kapıyı arkamdan kapattım.
Karşıda ki odadan sesler geliyordu.
Kulağımı kapıya yaslayıp sesleri dinledim. Ares birisi ile konuşuyordu ama ne dediğini anlayamıyorum.Yavaşça geriye çekildim ve hızlıca kapıyı açtım. Baskın yapar gibi açtığım için herkes bana baktı. Hizmetçiler yatak hazırlıyordu, Ares ise onları yönlendiriyordu. Tabi ben aniden odaya dalınca Ares söyleyeceği şey için ağzını açmış fakat söyleyemeden şaşkınca bana bakmıştı. Hizmetçilerde bana bakıyordu. Utandığım için kapıyı hızla kendi yüzüme kapattım. Aslında yanlış bir şey yapmamıştım ama kapıyı istemsizce hızlı açmam sanki bir şey yakalamak istiyorum gibi bir algı yaratmış olmalıydı.
Hızlı adımlarla Ares'in odasına dönüp yatağa oturdum ve geri gelmesini bekledim. Tahmin ettiğim gibi bir kaç saniye içinde kapı açıldı ve içeri ateş kralı girdi.
"Bir şey mi oldu?"
Dedi alayla. Göz devirip yatağın yanında ki vazoda ki kırmızı örümcek zambağına baktım.
"Bunu neden burada tutuyorsun?"
Dedim elimle çiçeği işaret ederek. Omuz silkti.
"Çünkü güzel."
'yermi Anadolu çocuğu' bakışı atıp devam ettim.
"Hadi ordan, anlamını bilmiyor olamazsın!"
Güldü.
"Varisimiz cahil değilmiş demek."
Güldüm. Daha düne kadar kapıda ki savaşı bile görememiştim.
"Aç değil misin? Sana ellerimle kahvaltı hazırlayabilirim."
Güldüm.
"Aşçılarına güvenmiyorum zaten."
"Gel mutfağa gidelim o zaman."
Dedi gülerek. Yavaş adımlarla odadan çıkınca peşine takılmak için yataktan kalktım. Koridor boyunca onu takip ettim ve alt kata indik. Mutfakta yine kimse yoktu. O ocağın başına geçerken ben yine masaya oturdum.
"Aşçılarıma güvenmiyorsun ama onların başı olarak bana güveniyor musun?"
Güldüm.
"Asla."
Dedim şehvetli bir tonla. Kahkaha attıktan sonra arkasını döndü. O yemek yaparken ben sessizce onu izledim.
"Hey! Sırtıma bakmasana, utanıyorum!"
Ne? Bunda utanılacak ne vardı ki. Yinede zorlamadan önüme döndüm.
"Koskoca Ares'i utandırdığım için tebrikler."
Dediğimde gülerek karşılık verdi.
"Tebrikler."
Tebrik ettiğinde duruşumu dikleştirip sanki bir şey başarmışım gibi havalara girdim.
"Hava krallığı-"
"Rüzgar krallığı o."
Diyerek lafımı böldü ve nedensizce beni düzeltti. Tek kaşımı kaldırıp ona baksamda beni takmadan devam etti yemek yapmaya.
"Ne farkı var!"
"Benim için bir önemi yok ama onlar buna çok takıntılı."
Dedi gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nothing
Teen FictionThe Nothing Mavi kadar sonsuz serisinin ilk kitabı. . . . . . Mavi kadar sonsuz, siyah kadar yanlız.