''Bana güveniyor musun?'' dedi ruhumu bedenimden ayıracak yumuşaklıktaki sesi ile .
''Bu kadar kısa sürede bu nasıl oldu anlayamıyorum ama evet sana güveniyorum''
''Öyleyse gel benimle'' elimi kavradığı gibi odadan dışarı çıktık. Resmen okulda el eleydik ve herkes kafasını çevirip bize bakıyordu. Çok utanmıştım. Elimi çekmeye çalıştım ama
''Yapma Alya. Neden saklayalım aşkımızı. Utanma lütfen'' demesiyle vazgeçtim. Düşündüğüm zaman hak verdim. Sonuçta er ya da geç öğrenmeyecekler miydi zaten. Şimdi öğrenmeleri belkide daha iyiydi. En azından sevgilimin arkasından iştahla söz eden kızlar seslerini keserdi. Uppss ben bu kadar kıskanç mıydım ya.. bana bak sen,ne yere bakan yürek yakanmışım, hiçte belli etmiyormuşum. Gerçi nasıl olacaktıki. Ferit benim ilk aşkım, ilk sevgilim... şimdi bi düşündümde bu adam da olmasa kız kurusu olup çıkacakmışım az kalsın ya. Vallahi Allah razı olsun ne diyim!
Ferit'e baktığımda çok rahat olduğunu gördüm. Hatta o kadarki yüzünde manasız bir gülümseme vardı. Mutluluktan olduğunu düşündüm ve sırf onun mutluluğuyla bende mutlu oldum.
''Farkında mısın Alya ? Kızlar seni öldürecek gibi bakıyor? ''
''Ne ? Nasıl yani anlamadım ,biraz açık olur musun lütfen? ''
''Hani ben çok yakışıklıyım ya. Kızlarda beni ellerinden kaçırdığı için üzgün ve sanırım buna senin sebep olduğunun farkındalar. Daha da açık olmamı ister misin?''
Ovv hayır bu kadarı kafii teşekkürler! Herifteki özgüvene bak ya maşallah. Ama gerçektende etrafıma baktığımda kızların gözündeki kıskançlığı gördüm.
Sanki saçlarımı bahçe makasıyla kesip, gözlerimi oymak ve böbreklerimle barbekü keyfi yapmak ister gibi bir halleri vardı. İşkenceler çoğaltılabilir tabi. Birazda uygulayacak olanın hayalgücüne kalmış!
Aman Yarabbi!
Saçlarım!
Gözlerim!
Böbreklerim!
Allah'ım sen onları koru !
Ferit kahkahayı basınca şaşkın şaşkın ona bakakaldım. Ne oluyor Allah aşkına? Benim şaşkın bakışlarımı gördükçe daha da çok gülmeye başladı.
''Alya sen az önce organların için mi endişelendin?''
Ne! Ben onu içimden düşünmemişmiydim! Kendimi ayakta alkışlamakla meşgulum şuan.Benim iç ses, oldu mu şimdi sana dış ses !
Utançla kafamı yere eğdim ve kahkahalarının geçmesini bekledim. Başka ne yapabilirdimki, ilk günden rezil olmuştum resmen. Tepkisiz kaldığımı farkedince o da fazla uzatmadı şükür ki. Sınıfın önüne geldiğimizde elimi bıraktı ve ''iyi dersler'' diledi. Bende ona içten bir gülümseme yollayıp sınıfa girdim. Doğrudan Ezgi'nin yanına oturdum. Arkadaşımla yapmam gereken konuşma hala aklımdaydı. Ders bitiminde onun bir ifadesini almak şart olmuştu artık.
İçimde uçuşan kelebeklere rağmen
-ki o nasıl oluyor gerçektende hep merak etmiştim, aşk nelere kadirmiş meğer- dersi dinlemeye çalıştım. Hocanın ''şimdi çıkabilirsiniz'' komutu ile birlikte ise hemen eşyalarımı toparlayıp Ezgi'yi çekiştirerek kantine getirdim. Birer çay alıp boş masalardan birine oturduk.''Ezgi sorun ne?'' Diye sordum direk konuya girerek. Çünkü lafı dolaştırdıkça konudan uzaklaşacağımızı biliyordum.
''Ne sorunu?''
''Dışarda kavga olduğunda senin moralin çok bozuktu Ezgi. Tabiki bende mutlu değildim o olanlardan ama senin tavrın başkaydı sanki. Biz seninle çok yakın arkadaşız. Bana anlatmak istediğin bir şey var mı? ''
''Hayır Alya sana öyle gelmiş. Ben sadece olay çıkmasından endişe duydum o kadar''
''Emin misin? ''
''Tabi ki'' dedi bana bir gülümseme eşliğinde. inandım... ya inanmak istediğim için ya da o an gerçeği göremeyecek kadar aşk sarhoşu olduğum için inandım... üzerine gitmek istemedim arkadaşımın...
''Peki sende ki bu mutluluğu neye borçluyuz Alya?'' Demesiyle zaten bende her şeyi anlattım. Beni nasıl odasına götürdüğünü,ilk öpücüğümü, nasıl sevgili olduğumuzu... kısaca her şeyi baştan güzelce anlattım. Ve benim Favarotti'nin kadın bedeninde vücut bulmuş hali olan arkadaşım çığlık çığlığa dinledi bütün olanları. Allah'ım ben bu kızı bu sesi ile birlikte seviyorum ya , cennetteki yerim hazır farkındayım!
Yurda geldiğimde ise üzerime atlayan bir adet Sevim bulmayı beklemiyordum tabi. Ahh hayır aslında tam olarakta bunu bekliyordum.
''Seni şanslı köpek!'' Deyip boynuma sarıldı. Hıhh? Ney? What dedin gülüm?? Köpek ? Ben !
Hooştt it!
Yüzüne kızgın kızgın baktığımda hatasını anlamış olacakki bu sefer daha içten sarıldı.
''Kızma tatlım. Sadece şaka yapıyorum biliyorsun '' dedi. İyi bari,bu az önceki karşılamadan daha iyi.
Sevim'in merakla sorduğu tonlarca soruyu sabırla yanıtladıktan sonra saatin bir hayli geç olduğunu farkettim. Gerçekten saatlerce soru yağmuruna maruz kalmıştım. Ne harika ama!
kızlara iyi geceler dileyip yattım. Tam uykuya dalmak üzereydimki telefonumun zil sesini duydum. Arayanın Ferit olduğunu gördüğümde ise yüzümdeki sırıtışa engel olamadım ...
''Aloo Ferit''
''Sevgilim...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şah-Mat (TAMAMLANDI)
Teen Fiction'' Oyundu her şey ..! Eğlendik bitti işte uzatma. Yolun sonuna geldik küçük hanım. İşte şimdi ŞAH !'' Beni terk ederken ağzından çıkan cümleler bunlardı işte. Ağlayarak baktım yüzüne, sadece baktım... Dudaklarım bir şey söyleyemeyecek kadar titriyor...