( arkadaşlar bu son bölüm bazılarınızda görünmemiş. O yüzden silip tekrar yayınladım. Anlayışınız için teşekkürler)
Yüzüme yapıp yapabiceğim en çekici gülümsemeyi yerleştirerek Ferit'e doğru ilerledim.
''Aslında işim acildi ama seni kırmak istemem doğrusu'' dediğimde gözlerinin içinin parladığına yemin edebilirim. Sevin bakalım aptal aşık sevin. Son gülen iyi gülermiş.
''O zaman bir kafeye gidip oturalım mı. Hem biraz da konuşuruz''dedi heyecanla.
''Neden olmasın''dedim ve tıpkı gömleğinin yakasını düzeltiyormuş gibi elimi boynuna götürdüm. Amacım tabiki biraz yakınlaşıp kafasını bulandırmaktı. Ama ben ona yaklaştığımda derin bir nefes almasından zaten kafasının yeterince bulanık olduğunu anladım. İşim sandığımdan da kolay olacaktı.
''Pekala hadi gidelim'' dediğimde kızarmıştı Ferit. Ahh Ferit ahh, kader de seni bu hallerde görmekte varmış ha. Çok sevgili Defne'ciğine kıyamadığın için mi beni kullandın sen!
***
Yakınlarda ki küçük bir kafeye oturduğumuzda hala gözlerine inanamaz bir hali vardı. Bu sıkılgan ve çocuksu tavırları bana tarif edilemez bir haz veriyordu.
''Eee Ferit'cim neler yaptın görüşmeyeli''
''Aslında bazı şeyler değişti evet. Gazi üniversitesine hoca oldum. On dokuz yaşımdakinden çok farklıyım. İş güç sahibiyim anlayacağın '' dediğinde aslında birazda beni etkilemek istediğinin farkındaydım. O zaman bende senin küçük oyununa katılırım Ferit, sen kendini yorma!
''Ooo üniversite de hocalık haa. Çok havalı''
''Ehh öyle sayılır''dedi aklınca beni etkilediğini sanarak. Ve her zaman nefret ettiğim pis sırıtışını yine yüzüne yerleştirdi.
''Evet evet kesinlikle öyle. Bilseydim terk etmezdim seni'' deyip cilveli bir şekilde göz kırptığımda sırıtışının yüzünden yavaşça kayboluşunu izledim. İçimden kahkaha atmak gelsede yapmadım ve çok üzülmüş gibi bir halde elini tuttum...
''Ben ciddiyim Ferit, sen gittikten sonra çok kızdım kendime, çok pişman oldum. Seni özledim'' dedim ve vereceği tepkiyi beklemeye başladım. Uzun bir süre hiç konuşmadı. Birşeyler düşündüğü belliydi. Ne kadar süre öyle el ele kaldık bilmiyorum ama bir süre sonra
''Bende'' diye fısıldadı belli belirsiz. İşte aradığım fırsat ayağıma gelmişdi. Ve Ferit beklediğimden çok daha kolay tav olmuştu... Demek ki bu kadının karşısında tam bir zavallısın Ferit YILMAZER! Aşkına karşılık buluyorsun işte bak ,aman ne şirin!
Bir yanım mutlu olurken diğer yanım kıskançlıktan kuduruyordu. Bu kızın benden ne fazlalığı vardı ki seni böylesine aptala çevirebiliyordu. Ben sana boynuz takmadım hep sadık kaldım diye mi sevemedin beni. Oysaki seni o değil ben sevmiştim !
Neler düşünüyorum Allah'ım. Benim değil onun pişman olması gerekiyordu. Ben buraya intikam için geri döndüm acı çekmek için değil. Kendine gel kızım Alya!
Gözlerine baktım ve gülümsedim. Aynı tepkiyi aldığımdaysa
''Ne dersin Ferit. Sen ve ben bir kez daha ? Olur mu? ''
''Bilmiyorum Defne. Ya beni yine ...'' derken sözünü kestim ve devam etmesine müsade etmedim.
''Hayır Ferit hayır . Öyle bir şeyi bir daha asla yapmam''
''Sana neden inanayım?'' Dediğinde gözleri adeta inandır beni dercesine yalvarıyordu. Elini daha da sıktım ve dilim
''Çünkü seni kaybettikten sonra aslında ne kadar çok sevdiğimi anladım.'' Dese de kalbim; Yüzündeki bu aptal aşık bakışlarından nefret ettim Ferit. Çünkü bana bir kez bile böyle bakmadın diyordu. Tabi Ferit o kadar aşk sarhoşuydu ki aslında yaşadığım bu çelişkileri görmüyordu bile. Sadece inanmak istediğine inanıyordu. Tıpkı benim iki ay önceki halim gibi. Acaba bende onun gözüne böyle mi gözüküyordum. Düşünceler beynimi kemirip duruyordu. Ferit karşımda eriyip bittikçe öfkem daha da artıyordu. Sonra
''Söz veriyorum Ferit seni bir daha üzmeyeceğim'' dedim gülümseyerek. Söz veriyorum sana Ferit, tıpkı senin bana verdiğin gibi söz veriyorum!
***
Eve gelir gelmez olanları en ince ayrıntısına kadar anlattım Gülay'a. Sevinç çığlıkları ata ata dinledi beni.
''Nasıl abla ya. Bu kadar çabuk olacağını beklemiyordum. Gerçekten de bu kız Ferit'in zaafıymış '' dedi.
''Bende bu kadar çabuk beklemiyordum ama oldu. Her şey planladığımız gibi işliyor''
''Baksana aldatılmayı bile affetmiş adam. Yazık, gerçekten sevmiş demek ki''
''Yazık falan değil. O her şeyi hak ediyor . Bana yaptıklarının bedelini ödeyecekler!''
''Haklısın ablacım. Tabiki de ödeyecek. Ben sadece Defne'yi gerçekten sevmiş dedim başka bir şey demedim ki. Kızma hemen'' deyip yanağıma bir öpücük kondurdu. Kardeşime sıkı sıkı sarıldığımdaysa istemsizce döküldü sözcükler dudaklarımdan
''Ben de sevmiştim Gülay, ben de sevmiştim...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şah-Mat (TAMAMLANDI)
Teen Fiction'' Oyundu her şey ..! Eğlendik bitti işte uzatma. Yolun sonuna geldik küçük hanım. İşte şimdi ŞAH !'' Beni terk ederken ağzından çıkan cümleler bunlardı işte. Ağlayarak baktım yüzüne, sadece baktım... Dudaklarım bir şey söyleyemeyecek kadar titriyor...