(Erkan'ın ağzından)
Kulaklarıma inanamıyorum. Alya benden ona yardımcı olmamı istedi. Hem de iğrenç bir oyun için değil ,yaralarını sarmam için. Ona destek olmam için. Yanında olmam için...
Allah'ım bu bir rüya ise hiç bitmesin ne olur. Hiç uyanmayayım. Ben bu kıza tam tamına iki yıldır aşığım. Onu o kadar çok seviyorum ki...
Unutmayı da denedim, görmezden gelmeyi de denedim, yoluma başkasıyla devam etmeyi de denedim. Ama olmadı. Yapamadım hiç birini. Bu hatalardan en büyüğü de Ezgi!
İçkili bir anımda yaptığım en büyük hata! Alya ile de sırf bu yüzden arkadaş olduğuna eminim. Benim onu sevdiğimi bildiği için yaklaştı Alya'ya. Aklınca en yakın arkadaşı oldu. Sonra da arkasından bıçaklayıp çekildi kenara. Ferit ile yatarak intikam aldı aklı sıra. Halbuki gözümde ki -zaten olmayan- değerini daha da düşürdü sadece.
Alya beni arayıp Ezgi'yle beraber olmamı istediğinde çok üzülmüştüm. Ama yine de hayır diyememiştim ona. Sırf o kırılmasın , üzülmesin diye ben kahrolmuştum o gün. Ama bugün vazgeçti planından. Geri çekildi. 'Yapma' dedi.
O an ki mutluluğumu kelimelerle anlatmam imkansız. Sevgimi fark ediyor yavaş yavaş. İnanıyor artık aşkıma. Kim bilir belki daha çok çabalarsam beni sevebilirde. Ama sevmezse de önemli değil. Yeter ki gözlerinin içi gerçekten gülsün.
Daha fazla dayanamadım ve kalkıp sarıldım ona. Sıkı sıkı sarıldım sadece.
''Yeter ki iste Alya'' dedim.
''Yeter ki iste. Zaten seni yalnız bırakamam ki, denedim ama olmadı vazgeçemedim senden. Şimdi madem sende istiyorsun yanında olmamı, kovsanda gitmem artık'' dediğimde o da kollarını boynuma doladı. Korunmaya muhtaçtı şu anda farkındayım. Başkasını değil beni istiyordu yanında.Ne çok kurdum bu anın hayalini...
(Yeniden Alya'nın ağzından)
Bu cümle benim ağzımdan nasıl çıktı bilmiyorum ama o an öyle geldi içimden. Sadece sevgisini hissetmek istedim. Belki de intikam falan hepsi hikaye. Kimbilir sadece doya doya sevilmeye ihticım vardı benim. Bana sarılıp
''Sen yeter ki iste'' dediğinde içimde bir yerlerin mutlu olduğunu hissettim. Rahatladım... bende ona sarıldım. Güven veriyor bana, sevildiğimi hissediyorum onunlayken. Ferit böyle sevemedi beni. Hakketmedi sevgimi. Madem ben senin için bittim, artık sende benim için yoksun Ferit YILMAZER!
Gülay'a baktığımda gözleri parlayarak bakıyordu bize. Benim adıma sevinmişti kardeşim belli ki. Zaten onun da iş saati geliyor. Artık eve gitsek iyi olacak. Erkan'la vedalaştıktan sonra Gülay ile eve doğru yola koyulduk. Kıvranıp durmasından aslında sormak istediği şeyler olduğunu anlamıştım.
''çıkar bakalım ağzında ki baklayı küçük fare'' dedim gülümseyerek. Sanki bu işaretimi bekliyormuş gibi yüzü aydınlandı birden ve
''Abla Erkan ne iyi çocuk değil mi?'' Diye sordu.
''Evet ... Ama sırf bunu sormak için kıvranıyor olamazsın değil mi'' dediğimde bu sefer gülme sırası ondaydı.
''Seni de seviyor gibi, ha ne dersin?''
''Sen sorumu soruyorsun yoksa ağzımı mı aramaya çalışıyorsun küçük hanım? ''
''Aslında her ikisi de'' dediğinde yine karşılıklı gülüştük.
''Alabildin mi bari istediğin cevabı'' diye sordum.
''Henüz değil. Şimdi soracağım sorudan sonra almış olacağım'' dedi.
''Haydi sor sor'' dedim eski Eti büskivi reklamlarındaki gibi . Bu halime karşı gözlerini devirdi ve
''Erkan seni mutlu edebilir gibi sanki abla, kim bilir belki sende onu seversin zamanla olamaz mı? '' diye sordu hafif çekinerek. Vereceğim tepkiden korkuyordu belliki.
''Kim bilir belki...'' dedim sadece. Başka ne diyebilirdim ki. Cevabını kendimin bile bilmediğim bir soruyu nasıl yanıtlayabilirdim. Yine de bu cevabım bile Gülay'ı tatmin etmiş olacak ki içten bir şekilde gülümsedi . Sırf ben mutlu oluyorum diye mutlu olan bir kardeşim var. Çok şanslı olduğumu hissediyorum bazen...
***
Eve geldiğimizde Gülay üstünü değiştirdi ve hemen çıktı. Bende televizyonu açtım ve kanepeye oturdum. Ama pek televizyon izlediğim söylenemezdi. Bugün olanları düşünüyordum ve bundan sonrasına nasıl devam etmem gerektiğine karar vermeye çalışıyordum. Artık bu kafa karışıklıklarıma mantıklı bir açıklama bulmam şart olmuştu. Böyle ikilemde kalarak hayatımı sürdüremezdim. Dahası mutlu olamazdım. Erkan haklıydı aslında. Sırf intikam alacağım diye kendimden, karakterimden çok ödün vermiştim.
Ama yine de karar veremiyorum. Hangisi doğru olur acaba? Nasıl daha mutlu olurum? Erkan mı yoksa Ferit mi?
Saatlerce bu konuya kafa yordum ama tam bir karar veremedim. Sonra kalbimin sesini dinlemem gerektiğini düşündüm ve anlık bir dürtüyle aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Telefonumu elime aldım. Defne'yken kullandığım hattı çıkartıp eski hattımı taktım ve Ferit'e mesaj attım.
''Yarın saat 18.00'de seni her zaman buluştuğumuz kafe de bekliyorum ---Alya--- ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şah-Mat (TAMAMLANDI)
Teen Fiction'' Oyundu her şey ..! Eğlendik bitti işte uzatma. Yolun sonuna geldik küçük hanım. İşte şimdi ŞAH !'' Beni terk ederken ağzından çıkan cümleler bunlardı işte. Ağlayarak baktım yüzüne, sadece baktım... Dudaklarım bir şey söyleyemeyecek kadar titriyor...