BÖLÜM -42- ''Çaresizlik''

4.8K 229 20
                                    

(Erkan'ın ağzından)

Alya gideli neredeyse bir saat olmuştu. Gidip gelmesi en fazla iki saat sürerdi. İşinin bu kadar uzaması imkansızdı. Gülay'a baktığımda onun da en az benim kadar endişelendiğini gördüm. Telefonla ulaşmaya çalıştım ama açmadı. Belki de sadece telefonu duymamıştı ama ben yine de endişeleniyordum. Daha fazla bekleyemeyerek

''Gel gidip bakalım Gülay'' dedim. Yüzüme korku dolu gözlerle baktı ve

''Bence de Erkan abi. Burada boş boş beklemekten daha iyidir. Ben çok gerildim'' dedi. Ona hak verdim. Çünkü şuan bende onun gibi çok gergindim.

Adımlarımızı tekrar lunaparka doğru çevirdiğimizde, bir yandanda etrafımıza bakıyorduk. Belki Alya'yı görebilme umuduyla gözlerimiz çevreyi tarıyordu ama nafile...

Yol boyunca Alya'yı göremeyince endişem daha da artmıştı. Nihayet lunaparka gittiğimizde soluğu görevlinin yanında aldık. Nefes nefese

''Pardon bakar mısınız? Kız arkadaşım buraya gelecekti geldi mi acaba? Hırkasını unutup geri dönmüştü'' diye sordum. Hevesle bekliyordum ama bir o kadar da alacağım cevaptan korkuyordum.

''Evet delikanlı. Bir bayan hırkasını almak için geldi ama buradan ayrılalı neredeyse kırk beş dakika oluyor'' dedi. Aldığım cevap karşısında beynim durdu adeta. 'Yer ayağımın altından kaydı' derler ya... aynen o anı yaşadım işte. Buradan ayrılalı kırk beş dakika olmuş. İyi de o zaman nerede bu kız!

Polise gitsem yirmi dört saat dolmadan beni ciddiye almayacaklarını biliyordum. 'Kırk beş dakikadır sevgilime ulaşamıyorum. Lütfen onu bulun' desem adamlar dalga geçiyorum sanarlardı. Çarasizce kendimi düşünmeye zorladım. Nereye bakacağımı, onu nerede arayacağımı bilemiyordum ve bu beni deli ediyordu.

Yine bir umut diyerekten telefonu elime aldım ve peş peşe Alya'yı aramaya başladım. Her seferinde telefon meşgule düşene kadar çaldırıyordum ama açan olmuyordu. Sanırım şuan da aklımı kaçırmak üzereyim...

Gülay çoktan ağlamaya başlamışı. Bu durum zaten gergin olan sinirlerimi daha da geriyordu ama yine de bir şey diyemiyordum. Kız haklı. Netice de ablası ortalarda yok!

''Erkan abi ne yapacağız şimdi?'' Dedi hıçkırıklarının arasından. Allah kahretsin! Ben de ne yapacağımı bilmiyorum ki...

''Bilmiyorum güzelim bilmiyorum. Ama tek bildiğim onu bulmak zorunda olduğumuz'' diyebildim sadece. O benim hayat ışığımdı, yaşama sebebimdi, aldığım nefesti. Onu kaybedemezdim! Onu bulmak zorundaydım!

''Bu iş kesin o iki pisliğin işi'' dediğinde Gülay'a döndüm.

''Nasıl yani? Bu işte Ferit ile Ezgi'nin parmağı olduğunu mu düşünüyorsun?'' Diye sordum aslında bende bu durumdan şüphe ederek.

''Tabi abi. Başka kim olacak. Ablamın başka düşmanı mı var ki'' dediğinde bir süre düşündüm. Olabilir miydi gerçekten? Bu durumda onların başının altından mı çıkmıştı? Eğer öyleyse mahvederim sizi. Alya'mı benden alan sizseniz ölümlerden ölüm beğenin. Kırk katır mı, kırk satır mı! Gülay'ın

''Allah'ım falcının sözleri gerçek olamaz değil mi...'' diye fısıldamasıyla şaşkın bakışlarımı ona çevirdim.

''Ne falcısı?'' Dediğimde dudağını ısırdı ve çekinerek yüzüme baktı. Şuan bir kararsızlık yaşadığının farkındaydım ama bu durum daha da sinirlenmeme yol açtı. Başlarım senin kararsızlığına be, Alya kayıp şuanda!

''Seni dinliyorum!'' Diye sesimi biraz yükselttiğimde anlatmaya başladı. Her şeyi baştan sona dinlediğimde tüylerimin ürpermesine engel olamadım. Fala hiç bir zaman inanan biri olmadım ama içinde bulunduğumuz durum beni buna mecbur bırakıyordu adeta. Kafamı gökyüzüne kaldırdığım ve içimin sıkılmasına sebep olan gerçeği bir kez daha idrak ettim. Gökyüzünde dolunay var ve Alya ortalarda yok!

Bana bu falcı olayından bahsetmemişti hiç ama içinde bir sıkıntı olduğunu anlatmıştı. Ferit ile Ezgi'yi yanyana gördüğünde hissettiği huzursuzluğu defalarca dile getirmişti. Ama ben bu kadarını beklememiştim hiç. Lanet olsun ki onu koruyamadım!

İçimden 'Allah'ım sen onu koru' diye dualar etmeye başlamıştım. Kafamı toparlayıpta ne yapmam gerektiğine karar veremiyorum bir türlü. Elim, ayağım, beynim... Her yerim felç olmuştu adeta.

Ben kendi ümitsizliğimde boğulurken Gülay'ın kolumdan çekiştirmesiyle kendime geldim.

''Erkan abi evlerini biliyor musun onların? Gidip baksak mı acaba?'' Dediğinde onaylarcasına kafamı salladım ve

''Hadi gidelim'' dedim. Yoldan geçen ilk taksiyi durdurduk ve adresi verdik. İlk önce Ezgi'nin yurduna gelmiştik.

Hemen yurt müdürünün yanına çıktık ve Ezgi SEDEF'in ismini verdik. Acil bir şekilde çağırmasını istedik. Müdür görevlilerden birine telefon açtı ve durumu bildirdi. Bize de heyecan ve panik içinde beklemek düştü. Dakikalar sanki yıllanmışçasına yavaş ilerliyordu. Gözüm masadaki telefondaydı. Bir an evvel çalmasını istiyordum. Nitekim bir süre sonra beklediğimiz telefon geldi. Müdür telefona cevap verdi ve

''Hımm... Evet... Anladım... Peki... '' deyip kapattı telefonu. Karşı tarafın ne söylediğini duyamadığımız için merakla söyleyeceklerini bekliyorduk.

''Malesef gençler. Kendisi yurtta yokmuş ve haberde vermemiş. Sanırım kendisi için işlem başlatacağım'' dedi. Sanki Ezgi çok umurumda, ne yaparsan yap be adam. Benim sevdiğim kayıp burda!

Alel acele yurttan çıktık ve Ferit'in evinin yolunu tuttuk. Hayatım boyunca hiç etmediğim kadar dua etmiştim bu gece. 'Allah'ım ne olur onu bir an önce bulalım , ne olur... Ben onsuz yaşayamam ki...'

Ferit'in evinin önüne geldiğimizde ise atlarcasına indim taksiden. Bahçesini koşarak geçtim ve zile basmaya başladım. Elimi hiç çekmeden zile basıyordum ama kimse açmıyordu kapıyı. Daha fazla zile basmanın yersiz olduğunu anladığımda elimi çektim. Gülay'la göz göze geldiğimde hala ağlıyordu. Ahh be Gülay. Hadi sen ağlayarak atıyorsun sinirini. Ama ben kime patlayayım, o iki pisliği bulduğum zaman bunların hesabını sormaz mıyım!

Gülay'ın fenalaştığını fark ettiğimde paniğim daha da arttı. Bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirdim ve var gücümle bağırdım. Bütün öfkemi , bütün sinirimi kusmak istiyordum

Oysaki gecenin karanlığını bölen çığlığım çaresizliğimi yüzüme vuruyordu adeta. Ve ben bana çirkin çirkin sırıtan dolunayın altında kollarımda baygın yatan Gülay'la birlikte kalakalmıştım. Ne Ferit vardı ortalıkta, ne Ezgi ne de Alya'm...


( arkadaşlar her zaman yaptığımdan farklı olarak sizlere bu sefer iki tane kitap önermek istiyorum. Daha önce yapmadım hiç ilk kez yapıyorum. Ve gerçekten beğeneceğinizi düşünüyorum. Bence mutlaka göz atmalısınız.

@gül_aykaya -----》Kayıp

@naz-ylnky -----》babamın hayatımdaki etkisi

Anlayışınız için teşekkürler. Umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olmuştur... )

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin