"Aşığım, hayranım her bir zerreneee! Bakmaya kıyamadım, bir kez yüzüne! Nazar değmesin, eğilsin alem dizinee!" Tek elim havada yaptığım düete köstek tabi ki en yakınımdan geliyor.
"Aşk hiç yakışmadı sana gerçekten güzelim, iğrenç bir insana dönüştün."
Direksiyonu sola kırarken mecburen yandan bir bakış atıyorum Kaan'a, hemen sağ koltuktan ötüyor çünkü, dost acı söyler tam olarak böyle bir şey değil ya. "Her çiftin şarkısı olur Kaan'cığım. Ama sen tabi nerede akşam hadi oradan da ötekine geçeyim orada sabah bir insan olduğun için nasıl bileceksin?... Bozuyorum aşk orucumuuu!"
Söylediklerimi iltifat sanıp havaya giriyor önce, kime ne anlatıyorum sahiden? "Maşallah diyelim yalnız, libidoma zeval gelsin istemeyiz. İkinizin şarkısı olabilmesi için konunun diğer muhatabının da haberi olması gerekiyor. Biliyorsun değil mi?"
Ay ben değil ama sen çok biliyorsun ya! Hep en çok en doğru siz biliyorsunuz; biz hiçbir şey bilmiyoruz, dün doğduk. "Tamam."
Beni taklit edecek diye elini kolunu öyle şekillere sokuyor ki tövbe bismillah! Bir an Kur'an yırtan kızı gördüm sanıyorum. Ama bir yandan da iyi oluyor özlemişim keratayı."Tımım. Bunu da yeni çıkardınız fark etmiyorum zannetmeyin. Tamam diyerek susunca olgun ve haklı kadın olmuyorsunuz, haberiniz olsun."
Ama birilerine bir şeyler anlatmaktan çok yorulduk, Kaan. Beyaz yaka olmak çok zor sen beyaz önlüğünle hiç bilmiyorsun güzel kardeşim. Kadın olmak ekstra ekstra zor o konuya hiç girmiyorum bile. Alparslan'a da sadece şarkılar değil içimden şiirler de söylüyorum. Hepsi de bizim. Onu da nereden bileceksin? O bile bilmiyor dediğin gibi. Ona ne kadar aşık olduğumu bilmiyor. Nasıl başımı döndürdüğünü. Nasıl gözümü kararttığını. Nasıl tüm şehri ateşe verdiğini ve sonra beni bir damla kendisine muhtaç ettiğini. Nasıl da yokuş aşağı freni patlamış arabalar gibi beni düz duvara çarptığını. Günün yorgunluğunun üzerine kollarının arasına girmeden önce "İnsanlardan buz gibi soğudum, işte yalnız sen varsın. Öyle halsizim ki sorma, anlarsın." dediğimi. Hem sevgilim hem en yakın arkadaşım olduğunu bilmiyor. Benim için bile çok ani oldu, boş verelim o yüzden. Yani tamam. Yeniden kaldırıyorum sağ kolumu, bu kez Kaan'ın yüzüne yüzüne.
"Neyine güveniyor kalbim? Boyumdan büyük bu sevda!"
Önce kızacak gibi oluyor, sonra bana bakıp gülmeye başlıyor. "Ya sabır!"
Ben de dayanamayıp gülüyorum. Ama siz bilmeyin be Kaan'ım. Siz erkekler bilmeyin daha iyi. Alparslan istisnalarıyla tüm kaidemi bozdu aslında ama o da şimdilik bilmesin, nasıl büyük bir aşka bulaştığını. Bunca olan yetmezmiş gibi onu yanımda uyurken görünce yaratıcıya sessiz bir teşekkür yolladığımı. Ondan önce yaşadığım tüm ilişkiler için geçmişteki Hale'den özür dilediğimi. O adam bu adam dediğimi. Kucağında üç çocuğuyla gelseydi de yine kabulüm olduğunu. Türkçe pop söylerken de gözlerimi doldurabildiğini hem de kaç yaşında, olgun ve haklı bir kadınken.
Bilmesin. Size bilmek yaramıyor çünkü, kıymetli poponuz kalkıyor. Maalesef tecrübeyle sabit, bunun kalktığını ötekinden daha çok görmüşlüğümüz var.
Arabayı park edip, el frenini çekiyorum. Emniyet kemerini çözerken yan tarafa doğru söyleniyorum. Vik vik konuşuyorsun ama bensiz tuvalete bile gitmiyorsun Kaan Efendi, onu ne yapacağız?
"Hadi alalım şu takımını artık. Yarın düğün var benim uğraştığım işlere bak!"
Ateş gibi çözüyor Kaan kemerini ve birden kendimi bana açılan kapıdan inerken buluyorum, aptal herif bir de eğilmiş el kol yapıyor. Bu büyümez he!
![](https://img.wattpad.com/cover/318112987-288-k628514.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Ben) Evlenmeden Olmaz (Tamamlandı)
HumorAbla olmak kolay değildi. Eş dosttan gördüğüm kadarıyla hele de erkek ablası olmak, daha da zorluydu. Belli bir yaştan sonra yalnızlığın da pek matah bir şey olduğunu söyleyemeyeceğim ya, hadi o benim seçimim olsun. Ama bekar büyük görümce olmak mı...