"Ekin! Şu müşterilerle ilgilen ben yeni gelen ilaçları dizeceğim." dedi Hasan abi. Başımı sallayıp onu onayladım ve ilerleyip oluşan kısa sıradaki bir müşteriye baktım.
"Hoş geldiniz, buyurun?"
Orta yaşlarda bir adamdı. Bana elindeki reçeteyi uzatıp, "Bunları alacağım," dedi sakince. "Versene sana zahmet."
Onu onaylayıp reçete numarasını sisteme girdim ve çıkan ilaçları arkamdaki raftan bulup fiyatlarını topladım. "Elli dört lira burası abi."
Adam başını sallayıp parayı ödedi ve ilaç çantasını alıp gitti. Ondan hemen sonra ise daha genç bir çocuk gelip bana doğru iyice eğildi.
Umarım hasta değildir.
"Kardeşim ben bir ilaç alacağım ama hangisini alsam bilmiyorum."
Sanki kesmek için kurban seçiyor he.
"Şikayetiniz neydi?" diye sordum ilgiyle.
Genç adam boğazını temizledi ve tam olarak şunu söyledi. "Cırcır olmuşum da ben," dedi. "Ne geçirir?"
Ekin gülme, sakın gülme Ekin.
"İshal demek istiyorsunuz yani?" dedim. Adam sağa sola bakıp tekrar bana doğru eğildi.
"Motoru fena bozmuşum da, evet yani."
Bir şey yok, bir şey yok, bir şey yok...
"Peki kusma ya da herhangi bir ek şikayetiniz var mı?" dedim hemen. "Varsa hastaneye gidip kontrol olmalı ve reçete almalısınız."
"Yok kardeşim yok," dedi. "Sadece tuvaletten çıkamıyorum, acil bir şey vermezsen buralar da batabilir."
Abi hayır ya. Güleceğim.
"Tamam o zaman bir saniye," Arkamı dönüp Hasan abiye durumu kısaca özet geçtim. "Suya atılanı mı vereyim abi?"
Hasan abi dudaklarını ısırdı. "Aynen onu ver." dedi.
Arkamı dönmeden önce güldüm. Allah'ım sen affet.
Adama dediği gibi ilacı verip ücretini de aldım. Adam gitmeden önce son kez kulağıma eğildi, "Hemen etki eder mi?" dedi. "Baya sıkıntı oluyor hani temizlenmesi falan..."
Abi yüzüne kişneyeceğim şimdi, yeto.
"İki gün içinde etki edecektir," dedim. "Geçmiş olsun."
Götüne kuvvet abim.
Adam gittikten sonra bu sefer yaşlı bir teyze geldi. "Ben tansiyonuma baktıracaktım oğlum," dedi. "İki dakikanı ayırabilir misin?"
Onu onaylayıp yandaki diğer çalışana seslendim yerime bakması için ve satış bölümünden tansiyon aletini alıp çıktım.
"Uzat kolunu teyzem," dedim sakince. Kadın dediğimi yapıp kolunu uzattı ve aleti takıp çalıştırdım.
Kadın az sonra, "Bu illet de ne çok sıkıyor, ay!" dedi.
Bir şey demedim ve sonuca baktım.
Zort. "Sekize beş," dedim. "Tansiyonun düşmüş teyze."
"Bak işte biliyordum ben başıma geleni," deyip dizlerine vurdu kadın. "Dört tane evlat doğurdum, hepsi de düşman başına. Onların çilesini çekmekten hep hasta oldum. Ne yapayım, kaderim buymuş."
Senden önce gelen teyze daha dertliydi be teyzem. Onu beş çocukla ortada bırakmışlar sen gelmiş ne diyorsun?
"Geçmiş olsun," dedim sakince. "Tuzlu ayran iç teyze."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bateristin Peşinde -Texting-
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Ekin: Ya birader kusura bakma ama Ekin: Ben senin derdini sikeyim derdini Ekin: Saat üç Ekin: Gece gece ne derdin var da vuruyorsun şu davula amk? Davulcu: Davul değil bateri Görüldü. Başlangıç: 01.08.2022 Bitiş: 20.01.2023