1.4

8.2K 854 277
                                    

Otobüste bölüm yazdım. (Çok riskli oldu.)

Sorum şu: En sevdiğiniz şarkıcı ya da grup ne bebişlerim? (Madrigal, Mor ve Ötesi, Duman hayranı biriyim ben^^)

***

Melek Necva Ulaş'tan:

Bu çocuk deliydi.

Konser boyunca beni izleyip durmuştu ve şarkıyı benim söylediğim kısımda kocaman açtığı gözleriyle çok... garip gelmişti işte gözüme.

Ya da hoş.

Kolumda hissettiğim bir dürtüyle düşünmeyi kesip arkama baktım. Sinan abiydi.

"Harika bir iş çıkardın Melek," dedi gülümseyerek. "Paran yarın sabah hesabında olur."

Başımı salladım. "Sağ ol abi," dedim. "Sen de güzel söyledin."

Bana gülümsemekle yetindiğinde sahneye ve dağılmayan kalabalığa baktım. "Neden kimse dağılmıyor?"

Sinan abi kollarını göğsünde birleştirip, "Galiba bir grup daha çıkacak bu akşam." dedi sakince.

Saat on bir olmuştu, gece bire kadar devam edecekti yani konser.

Bir şey demedim. En sonunda, "İyi akşamlar abi." deyip Sinan abi ile vedalaştım ve Ekin'i en son gördüğüm yere doğru ilerlemeye başladım.

Tepkisini merak ediyordum. Adımlarım hızlıydı.

Kalabalığın arasına biraz girdiğimde insanlardan birkaçı resmimi çekmeye ve bana doğru bağırmaya başladı.

"Abla çok iyiydin!"

"Melek!"

Yüzümü buruşturdum. Sadece gitmeme izin verseler olmaz mıydı?

"Bir dahaki konser ne zaman?"

"Buraya bak Melek!"

Sweatimin kapişonunu kafama geçirdim. Neredeydi bu çocuk?

Bir adım daha atacakken önüme geçen bir kız ve erkek gülerek resmimi çekmeye başladı. Hayır, hayır ben bu kadar değerli biri değildim!

Nefesim hızlanmaya başladı. Panikliyordum.

Tam oradan ayrılmak için hareket edecekken kolumu sarılan nazik bir el beni kendisine çekti.

Gözlerimi açtım. "Bırak beni-"

"Şş," diye fısıldadı o anda. "Benim baterist kız, sakinleş."

Sesinin duymamla ve yanımda olduğunu fark etmemle şaşırdım fakat yine de bir miktar kendime gelip hızlı hızlı başımı salladım. "Çıkar beni buradan," dedim nefes nefese. "Lütfen Ekin."

Hiç beklemedi, tereddüt bile etmeden beni iyice kendine çekti ve kalabalığı biraz iterek, biraz da sertçe çekilin diyerek beni oradan kurtardı.

Sahnenin ve kalabalığın çokça gerisine geldiğimizde bir ağacın dibine çöküp oturdum.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım.

Yanıma oturdu. "İyi misin?"

Başımı salladım ve bir elimi boynuma atıp, "Evet," diyebildim. "Biraz... Tedirgin oldum sadece."

Ya da hatırlamak istemediğin bir şeyi yaşayarak hatırladın.

İç sesime inat gülümsedim. "Sorun yok Ekin," dedim bana endişeyle bakmaya devam ederken. "Hem arkadaşların nerede senin?"

Bateristin Peşinde -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin