1. Bölüm

379 33 161
                                    


Selam, yeni yazmaya başladığım kurguma hoşgeldiniz...

Bölümlerden alakasız dinleme listenize ekleyebiliceğiniz birkaç şarkıyı bırakıcam.

Yedinci ev - Birileri anlatsın bana

Batuhan Kordel - Anıları sakla

İyi okumalar bebekler...

...

Derin bir nefes vererek küçük demir bahçe kapısını açıp özel mülk sayılan bahçeye girdim. Laçin'in beni evde beklediğini biliyordum. Yapmamız gereken bir ödev vardı. Fakat çok sevgili arkadaşım birlikte yapalım diye tutturmuştu.

Kapının önüne gelip zile bastığımda çantamın içini kontrol ediyordum. Eksik malzeme var mı diye bütün resimle alakalı kalemlerim buradaydı.

Kapı açılınca otuz iki diş gülümseyen arkadaşıma baktım. Ayakkabılarımı çıkartıp içeriye girdim.

"Canım sen odama çık geliyorum ben" başımı tamam anlamında sallayıp ağır adımlarla Laçin'in odasına çıktım. A3 kağıtları ve kalemlerimi çıkarttım. Gerçi Laçin'in ödevinin benim ödevimle alakası yoktu. Aynı bölümü okumuyorduk. Onun bir ödevi için çizim yapması gerekiyormuş ve bunun için beni çağırmıştı.

Kapanan kapının ardından bakışlarım yukarı çıktığında elinde iki bardakla bana gülümseyerek bakan Laçin'i fark ettim.

"Hoş geldin yavrucuğum" gözlerimi devirerek ona baktım. İşine gelince hemen yavrum diyordu.

"Ne çizimi lazım sana?" Diye sordum. Çeviri yapmam gereken bir sürü ödevim vardı ve ben kitaplarımı da toplayıp gelmiştim.

"Dopdolu bir meyve tabağı" gözlerim büyüyerek Laçin'e döndüm. "Ben grafik vb. Bölüm okumuyorum biliyorsun değil mi? Hem sen tiyatro okuyorsun resim ne alaka"

"Ne bilim ya sanat okusam daha iyi olurdu. Resimle daha az haşır neşir olur muşum. Tiyatro okuyorum ezber yapacağıma resim çiziyorum"

Kalemliğimden uygun bir kalem seçip Laçin'in istediği resim'i çizmeye başladım.

"Bebek bitmedi mi hala kaç saattir çiziyorsun benim yüzümden kendi ödevini yapamadın" yorulan gözlerimi Laçin'e çevirdim. "Sorun değil bitti zaten" dedim son birkaç karalamayı yapıp uyuşan ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım.

"Ben bir su içip geleyim" dedim cevabını beklemeden odadan çıktım. Beni bir fenalık basmıştı. Merdivenleri ikişer ikişer inip mutfak'a girdim.

Cebimde titreşime geçen telefonumu olduğu çıkartıp kimin aradığını baktım. Gereksiz birisi olduğuna karar verip tezgahın üzerine koydum. Üst raftan bardak alıp çeşmeden su doldurdum. Birkaç adım öteye gidip eğilip suyu içmeye başladım. Elim sanki tutanacak bir yer arıyormuş gibi çekmecenin kulpunu tutmuştu.

Hafiften ayak sesleri duyduğumda evde Laçin ve benden başka birisi daha olduğunu anlamam uzun sürmedi. Laçin böyle yavaş yürümez ve adımları bu kadar sert olmazdı.

"Ben onun sorgusuna benim girdiğime  eminim! İsterseniz tekrar kontrol edebilirim" duyduğum erkek sesi ile olduğum yerde kalakalmıştım sanki. Ayağa kalkmak o kadar zor geldi ki!

"Tamam Ertan ben seni sonradan arayayım olur mu?" Tahminimce aramasını sonlandırınca bende yavaştan ayağa kalktım.

"Bismillahirrahmanirrahim" diyip öte dönünce irkilerek ona baktım. "Ananı ya napıyorsun Laçin sen yerde?"

"Su içiyordum" dedim.

Hala Laçin zannederse yuh derim. Kaşlarını çatmış bir şekilde bana döndü.

"İyi de sen Laçin değilsin" evet der gibi baktım. Daha sohbete girmeden bardağımı yıkayıp tezgaha ters çevirerek bıraktım. Bir şey demeden mutfaktan çıkıp Laçin'in odasına girdim.

Yatağına uzanmış telefonuyla oynuyordu. Yerde süs diye duran yastıklardan birisini üzerine atıp sinirle ona baktım. "Lan köpek evde abin var niye söylemiyorsun"

"Nöbetten gelmişti. Ölü gibi uyur diye tahmin etmiştim. Nereden bilebilirim 2 saat üzerine uyanacağını" haklı olduğu için bir şey demedim. Çevirinin birazını Laçinlerde yaptım. Havanın kararmış olduğunu fark ederek hızla toparlandım.

"Ben gidiyorum hava kararmış bizimkiler bir şey demeden eve gideyim" dedim. Bugünün üzerine bir de azar yemek istemiyordum. "Tamam Asena'm sen nasıl istersen çok sağol hayatımı kurtardın bu ödevi çizmekle"

Aşağıya kadar birlikte inip vedalaştık. Zaten yarın yine görüşücektik. Hızlı adımlarla eve gittim.

Yolda karşılaştığım kardeşim Emre ile birbirimize dalaşarak eve vardık. "Asena sen bizi çıldırtmak mı istiyorsun? Annemi bilmiyormuş gibi niye bu saate kaldın ki?"

"Ödev yetişmedi ne yapayım yani?" Dedim evin demir kapısını açarken. Artık annemin gazabından nasıl kurtulurdum bilmiyorum.

...

Bu hikayeyi okurken benden fazla bir şey ümit etmemenizi baştan söylemek istiyorum.

Diğer yazarlar vs. gibi güzel veya benzeri betimleme yapamadığımı da belirteyim bu yüzden fazla uzun bölümler yazamam.

Hikayenin uzun görünmesi için bölümleri kısa kısa yazıyorum malesef...

Bölümün dedikosunun toplandığı kısımım..

Bir daha ki bölüme görüşmek üzere kendinize cici bakın...

𝘔ü𝘦𝘴𝘴𝘪𝘳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin