𝘔ü𝘦𝘴𝘴𝘪𝘳

31. Bölüm

İyi okumalar.....

İkilem - Bu saatten sonra

Gökçe - Her şey bitmedi

...

Telefonumun titrediğini hissettim ama toplantı da olduğumuz için meşgule ettim.

"Matthew bey'in demek istediği gelir giderlerin arasında çok büyük farklar olduğunu söylüyor"

"Bizim tekrar bir araştırmamız lazım toplantıyı erteleme şansımız var mı?"

Matthew beye cümleleri çevirip yüzüne baktım.

"Olur iki gün müsade edelim yoksa işi bozarım"

Başımı sallayıp adamlara çevirdm. Teşekkür ederim el sıkıştılar. Adamlar odadan çıkınca Matthew bey bana döndü.

"Telefonuna bak istersen toplantı boyunca sürekli çaldı"

"Kusura bakmayın Matthew bey sessize almayı unutmuşum" diyip telefonumu çıkardım cebimden. 

Emre aramıştı. Onu geri dönüp aradım. İlk çalışta açtı.

"Toplantıdayım ne diye art arda arıyorsun!"

"Benim güzelim toplantıya mı girmeye başladı" sandalyeye tutunup öylece durdum.

"Emre laf kalabalığı yapma işim var?"

"Ben eniştemin yanındayım durumunda oynama olmuş haberin olsun"

Gözlerim doldu kesin kötü bir şey oldu. Yere çöküp telefonu sıkıca tuttum.

"Kötü bir şey mi oldu?"

"Bilmiyorum kesin bir şey demiyorlar"

Matthew bey yanımda çöküp su ve peçete uzattı.

"Teşekkür ederim Matthew bey"

"Noluyor lan orada?"

"Patronum su ve peçete verdi"

"Dediğim gibi bir şey demediler. Çıkışta uğra kesin"

Bir şey demeden telefonu yüzlerine kapatıp çöktüğüm yerden yavaşça ayağa kalktım.

"Kötü bir şey yok ya?"

"Hayır Matthew bey, nişanlım durumu oynamış ama kesin bir şey söylemediler" gözlerini büyülterek bana baktı. "Durumunu haberdar et lütfen"

"Tabi ederim" diyerek sudan biraz daha içtim.

"İstersen yanına gidebilirsin"

"Buradan çıkınca giderim"

Anlayışla başını salladığında beraber odadan çıktık.

..

Günün sonunda işler bitince yarının programını halledip odasına bıraktım.

Üzerime bakıp kendimi kontrol ettim. Yavaştan ısınan havalara rağmen üzerimde yarım beyaz bir crop ve ceket vardı.

İyiydim.

Şirketten çıkıp hastanenin yolunu tuttum. 

Yarım saat sonra hastaneye geldiğimde derin bir nefes verdim.

Terlediğimi hissedince ceketimi çıkartıp elime aldım. Koşar adımlarla Kıraç'ın odasına gittim. Odası bomboştu.

Hızlıca Emre'yi aradım. İlk çalışta açtı.