6.Bölüm

5K 263 51
                                    


Medya: Arin Dilanın kınasın da çalan şarkı.

Şarkıyı başlatıp öyle okumanız sizi o ana götürecektir :)








~~
Baran ağanın beni eve bırakmasının üzerinden 4 gün geçmişti. Bu süre içerisin de baran ağa beni aramamıştı. Telefonu verince hep arayacak diye korkmuştum ama korktuğum gibi olmamıştı. Nede olsa hala çok çekiniyordum ondan. Bu arada bu geçen dört gün beni fazlasıyla telaşlandırmıştı. Yarın kınam vardı, diğer gün ise düğün. Şaka gibiydi ama evleniyordum. Mutlumuydum bilmiyordum ama yapmam gerekenin bu olduğuna sonuna kadar emindim. Bugün erkenden uyanmıştım. Melek hanım birsürü gelin bohçası göndermişti, hepsini yukarıya taşımakla meşguldük. O kadar çok hediye koymuştu ki hepsini ne ara almıştı hiçbir fikrim yoktu.

"Ay arin bu neymiş be! Belim koptu ama."

"Söylenme de bunları taşımama yardım et sırma kaytarıyorsun ikide bir görüyorum!"

"Of aman tamam be resmen evlenmeden fıtık olacağım kızım."

"Nazlı seni."

Elimdekileri de oturma odasına bıraktıktan sonra oturmuştum. Sonunda bitmişti.

"Kız arin! Bilsem böyle olacak ben gelin giderdim baran ağaya baksana neler yollamışlar."

"Yuh ama abla!"

"Aman ne var be!"

"Dimi ya keşke gitseydin zelal abla." diyerek yalandan güldüm.

Dalga geçiyordu işte her zaman ki zelal.

"Yalnız arin geçen seni eve bıraktığında yan yana gördüm de sizi çok yakışmıştınız. Ayrıca sana olan bakışlarınıda farketmemek elde değildi." sırmanın sözleriyle şaşkına dönmüştüm.

"Yok canım abartıyorsun."

"Hiçte bile. Bu arada baran ağa da baran ağaymış. Dedikleri kadar varmış hani!"

"Ay neyse kapatalım konuyu."

"Yaa ama utandın sen."

"Hayır sırma utanmadım."

"Utandın evet anlayabiliyorum."

Tam ağzımı açmış sırmaya cevap verecektim ki telefon sesiyle yarım kaldı. Bu bana alınan telefondu. Telefonu elime aldığım da 'Baran Ağa' arıyor yazısını görmemle elim ayağım boşalmıştı. Neden arıyordu ki şimdi? Nasıl konuşacaktım. Hemen ayağa kalkıp başka odaya geçmek için ilerledim. Sırmanın arkamdan;

"Hadi git git sevdiceğinle konuş." demesini umursamadan odama girdim ve telefonu açtım.

"Arin?"

sesimin titrememesine özen göstererek ağzımı kıpırdattım.

"E- efendim?"

"Neden bu kadar geç açılıyor bu telefon?"

"Annenin getirdiği hediyeleri taşıyordum da ancak yetişebildim."

"Birazdan gelinliğini ve bindallını getirecekler almayı unutma."

"Tamam."

"Birdahakine bu kadar geç açılmasın bu telefon Dila hanım."

Birşey dememe fırsat vermeden telefonu yüzüme kapatmıştı. Ağa bozuntusu işte ne olacak!

Odamın kapısı açılırken gözlerim oraya kaydı. Elindeki kocaman kutularla içeriye zelal abla ve sırma girdi.

"Gerçekten bel fıtığı olacağım arin çok ciddiyim!"

"Yardım edeyim sana." diyerek elindekini aldım. Gerçekten çok ağırdılar. Kutuları uzun uğraşlar sonucu yatağıma indirmiştik. Gelinlik ve bindallı gelmişti.

ARİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin