Medya: Bölümün en özel anlarından bir kare.~~
Bu sabah olduğumdan daha enerjik bir şekilde uyanmıştım. Nedeni ise bugün amcamlara gidecektim. Onları çok özlemiştim! Barana sorduğum da gidip görebileceğimi söylemişti. Evliliğimizin neredeyse bir ayı dolmuştu. Bu süre zarfında baran bana hiç kötü davranmamıştı. Belkide bana alışmıştı. Evet beni sevmiyordu belki ama alıştığına emindim. Benim ise hislerim karmakarışıktı. Ona ve kokusuna bende alışmıştım. Varlığına ve her an dibimde bitmesine... Daha önce hiç sevmemiştim ki ben! Sevmek nasıl olur bilmiyordum. Ama bildiğim bişey varsa oda baranın her yanıma yaklaştığında ritmini durduramadığım kalbimdi. Ayrıca baran ağa çok düşünceli bir adamdı. Hala aramızda birşeyler olmamıştı ama asla bu konuyu yanımda açmıyordu. Dediği gibi yapıyordu ve sadece benim hazır olmamı bekliyordu. Aslında birazda olsa hazırdım en azından bu fikire kendimi hazırlamıştım çünkü onunla her ne kadar iyi başlamamış olsakta kocamdı ve bu elinde sonunda olacaktı. Ben onun elinde sonunda gerçekten karısı olacaktım.Son olarak Esma hala konaktan gitmemişti. Başımda ki belayı sadece piroz yenge ve kader abla sanarken birde esma eklenmişti. Resmen piroz yengenin aynısıydı! Esma gözlerinin değdiği her an uzun uzun barana bakıyordu hemde benim gözümün önünde. Artık anlıyordum. Ona karşı boş değildi esma! Barana bakmasına bile tahammül edemezken birde her fırsatta ona yemekler yapmaya ve konuşmaya çalışıyordu. O an içimde kızgın kazanların fokurdadığını ve vücudumun her yerinin sinirle dolduğunu hissediyordum. İçimi ferahlatan tek şey ise baranın esmanın bu hareketlerini umursamamasıydı.
Sabah erkenden uyanmış kahvaltımı yapmıştım. Baran işe gitmişti ama amcamlara gideceğim zaman beni o bırakacaktı. Bunu şart olarak koşmuştu beyefendi! Sırmayı çok özlemiştim ve bir an önce gitmek istiyordum. Kahvaltıdan sonra hep birlikte oturma odasında oturmuştuk. Piroz yengenin bir akrabası gelmişti ve herkes onunla muhabbet ediyordu.
Adının Ayşe olduğunu öğrendiğim kadının bana bakarak sorduğu soruyla gözler bana dönmüştü.
"Eee yeni gelin yokmudur bize vereceğin müjdeli haber?"
"Ah ahh nerde! Allah bilir kısırdırda bu gelin."
"Piroz ne dersin sen. Gelinimde oğlumda herşeyin zamanını beklerler elbet."
Duyduklarımla sinir tüm saç diplerime kadar yayılmıştı. Kimsenin işi gücü yoktu da bizim özel hayatımızı konuşuyorlardı.
"İşte barana şöyle kadın olmasını bilen ve eline birsürü bebekler veren bir kadın lazımdı da neyse."
"O kişi de senmiydin yoksa esmacım? Tüh ama görüyormusun baran ağanın bir karısı var oda benim!"
Bu cevabı benden beklemiyorlardı ki şaşırmışlardı ve cevap bile verememişlerdi. Melek anneye baktığım da bana gülümsemişti. Bu demek oluyordu ki doğru yoldaydım.
Ayşe hanım homurdanarak söze girdi;
"Baran mardinin ağasıdır. Elbette ki soyunu yürütmek için çocuğu olmalıdır. Aşiret bebek ister keça min."
İyice gerilmiştim!
"Allah kısmet ederse oda olur ayşe hanım sizler hiç merak etmeyin."
Herkes yeniden başka konulara dönmüştü. Ama ben gerçekten çok sinirlenmiştim! Nasıl bu kadar kolayca yargılayabiliyorlardı anlayamıyordum. Daha fazla salonda durmadım ve odama çıktım. Hazırlanıp baran ağayı çağırmalıydım en iyisi buydu! Üzerime geniş kesim pembe ve yakalı bir elbise giydim. Belimede ince bir kemer takarak fazlaca bol durmasını engelledim. Saçlarımı hafif dalgalar halinde yan tarafa attım daha sonra hafif bir makyaj ve lavanta kokumla hazırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİN
Romance"Gözlerine bin defa bakmamaya yemin etsem de, her seferinde yeminimi bozacak kadar güzel baktın jina min." -Baran Cihanbeyli Doğudan, Mezopotamyanın tam kalbine kadar uzanan bir aşk hikayesi. Zor ama etkileyici, bir o kadar da sevginin gücünü göster...