Medya: Baran Cihanbeyli.
^^
Saat gece yarısını gösteriyordu. Baran çoktan uyumuştu. Beni uyku tutmayınca terasta oturup yaşanan herşeyi düşündüm. Şu son ayda üst üste o kadar çok şey yaşamıştım ki hayatım evlendiğim andan beri dümdüz ilerlemek yerine tümseklerle karşıma çıkıyordu. Tek şansım bu yolda yalnız değilde Baranla olmamdı. İlk başlarda elbette o yanımda yoktu ama zamanla aşk ikimizide es geçip galip gelmişti. Bu yüzden yaşadığım her zor anda elimi onun tutmasıyla gözümü hiçbirşey korkutmuyordu. Eski Arin yoktu, aynaya baktığımda o eski savunmasız ve zayıf kızı görmüyordum. Aksine çok güçlü ve cesur birini görüyordum. O kişi ise Arin Cihanbeyli'ydi.
Gündüz ki toplantıdan sonra herkes dağılmış, evlerine gitmişti. Bu sabah avluda yıllardır olmamış birşey olmuştu. Bu topraklarda böyle olaylarda kimse günahsız olmalarına rağmen hiç bir erkek adına sözde 'leke' gelmiş hiçbir kızı kendi sorumluluğuna almazken bunu Yiğit Cihanbeyli gözünü kırpmadan yapmıştı. Elbette ilk başta bu isteği büyük aşiret ağalarını kızdırmış ve engel olmaya itmişti ama olaya Baranın el atmasıyla tatlıya bağlanmıştı. Şaka gibi geliyordu ama Yiğit ve Sırma evleneceklerdi. Bunu sırmaya gidip söylediğimde ise hiç bir tepki vermemişti. Şaşırmamıştı bile, oysa ki ben çok şaşkındım. Yiğit adı gibi yiğitlik yapmıştı. O farkında değildi ama çok büyük bir sorumluluk almıştı ve kardeşimin hayatını kurtarmıştı. Şimdi ne olacaktı bilmiyordum. Sadece artık bazı şeyleri zamana bırakmak istiyordum. En azından ne sırma ölmüştü nede o pislikle evlenmişti. Hem yiğit iyi biriydi, bir çaresini bulacaklardır emindim.
"Sana artık balkon gülü demeliyiz yenge."
Düşüncelerimi bölen ses yiğitten başkası değildi. Sessizce karşımda ki sandalyede yerini aldı.
"Yiğit neden uyumadın?"
"Uyku tutmadı işte." Gözlerinde farklı birşeyler vardı. Bakışları manzaraya döndü ve orada oyalandı. Sormak istedim, haddim olmadan sormak istedim.
"Neden?"
Yiğitin gözleri oyalandığı yerden bana döndü usulca. Anlamıştı neyi sorduğumu. Derin bir nefes aldı.
"İnan bana yenge bunu yaparken bir neden aramadım. Hem hayatı illa nedenlere bağlı mı yaşamalıyız?"
"Ben hiç nedensiz yaşamadım ki bu yüzden bilmiyorum."
"Ben çok yaşadım. Belkide yaşamak zorunda kaldığım için."
"Bundan sonra ne olacak yiğit?"
"Merak etme yenge sırma iyi olacak."
"Ya sen?"
Gülümsedi.
"Şu an önemli olan benden önce sırmanın mutluluğu. Biliyorsun ki o şu an savunmasız."
"Ama-"
"Yenge dinle beni. Ben buralıyım evet ama annemden ve babamdan sonra gittim buralardan. Gittim ve buralı olmaktan çıktım, iyikide çıktım. Buranın töresinin nasıl lanet bişey olduğunu gidip hayatı yaşadıktan sonra öğrendim. Bu yüzden göz göre göre sırmanın ölmesine göz yumamazdım. O kansız şeref yoksunuyla aynı çatı altında her geçen gün ölmesine göz yumamazdım işte."
Minnetle gülümsedim.
"Sen çok iyi bir insansın yiğit."
Ayaklandı ve bana döndü.
"Sende öylesin yenge. Ben uyumaya gidiyorum sende gidip uyu istersen sabah olmak üzere."
"Olur iyi geceler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARİN
Romance"Gözlerine bin defa bakmamaya yemin etsem de, her seferinde yeminimi bozacak kadar güzel baktın jina min." -Baran Cihanbeyli Doğudan, Mezopotamyanın tam kalbine kadar uzanan bir aşk hikayesi. Zor ama etkileyici, bir o kadar da sevginin gücünü göster...