13.Bölüm~

5.4K 242 49
                                    

Medya: Baran&Arin Dila Cihanbeyli

~~

Saatlerce ölümün eşiğini andıran ve bu her yanı âdeta kan kokan koridorda oturmuş, içeriden beni ayağa kaldıracak haberi bekliyordum. Meğer ne zormuş insanın sevdiği insanı bu kapıda, bu koridorda beklemek... Her saniye geçen her dakika bir adım daha ölümle burun buruna getiriyordu insanı. 3 saat geçmişti bile, koskoca 3 saat... Biride çıkıp birşey demiyordu ki! Allah'ım ne olur sen onu bana bağışla!

Melek anneye baktığımda daha yeni muayene odasından gelmişti. Geçen 3 saatin ardından fenalaşmış, bu yüzdende hemşireler sakinleştirici iğneyle kendine getirmişlerdi. Davut Ağa her ne kadar eve bırakayım seni dese de dinlememişti. Kimse dinlememişti ki! Herkes Barandan gelecek ufakta olsa iyi bir haberi bekliyorlardı.

Gözlerim hüzünle karşı duvara dalmışken, Ameliyathanede olan hareketlilikle gözlerim oraya döndü. İçeriden doktor çıkmıştı. Doktoru görür görmez hızla koştum, arkamdan da herkes gelmişti.

"D-doktor bey lütfen bana kocamın iyi olduğunu söyleyin."

"Oğlum nasıldır doktor!"

"Öncelikle sakin olmanızı rica ediyorum. Baran bey hastaneye geldiğinde çok kan kaybetmişti. Doğrusu baya umutsuzduk çünkü zor bulunan bir kan grubuydu. Ama sonra bulunan kan ile yaptığımız ameliyat şaşırtıcı derecede başarılı geçti. Baran Bey hayati tehlikeyi atlattı. Geçmiş olsun herkese."

"Oh!" Herkes derin bir nefes almıştı.

Allah'ım teşekkür ederim onu benden almadın. Aklıma gelen soruyu sormak için doktorun gitmesini engelledim.

"Bir dakika doktor bey. Baranı ne zaman görebiliriz."

"Hasta şu an uyuyor. Birazdan normal odaya alınacaktır. O zaman çok yormamak şartıyla görebilirsiniz."

"Teşekkür ederiz oğul." Dedi davut Ağa.

"Allah'ım sana şükürler olsun Baranımı bize bağışladın, oğlumu bağışladın bana."

Gözümden akan yaşlarla melek anneye sıkıca sarıldım. Bu sefer ağlamamın tek nedeni mutluluktu. İçim içime sığmıyordu. Onu görmek için deli gibi sabırsızlanıyordum. Sonunda dualarım kabul olmuş, çabalarım boşa çıkmamıştı.

Baran normal odaya alınana kadar hepimiz bahçeye hava almaya çıkmıştık. Hepimizin derin bir nefes almaya ihtiyacımız vardı. Mehmet abi biraz sonra hepimize kahve getirmişti. Dünden sonra boğazımdan geçen tek şey kahve olmuştu. Ne kadar yemek getirselerde ağzımı sürmemeye yemin etmiştim! Baran oradan acı çekerken ben oturup hiçbişey olmamış gibi yemek yiyemezdim.

Diyar Ağa, Mehmet abi ve Piroz yenge konağa dönmüşlerdi. Mehmet abinin halletmesi gereken işler vardı. Duyduğuma göre eliften son haber ise kaçtığı kişiyle nikahları olmuş, mercan konağına gitmişti. Dünden beri hastaneye gelmek istese de Mehmet abi izin vermemişti. Çok kızgındım elife. Onu affedebilirmiydim bilmiyordum çünkü öyle bir hata yapmıştı ki bu yüzden az kalsın Baran canından oluyordu. Mercanlılar hem suçlu hem güçlü olup bizim aileden birine silah sıktıkları için berdel kararı da iptal olmuştu. Hoş iyikide öyle olmuştu. Yoksa Mehmet abi onların bekar kız kardeşiyle evlenmek zorunda kalır, kader ablaya kuma gelirdi.

Biraz hava aldıktan sonra hepimiz tekrar yukarıya baranın kaldığı odanın olduğu kata çıkmıştık. Davut Ağalarda sonradan gelmiştiler. Şimdi içimin tamamen rahat etmesi için Baranı görmem şarttı.

Baranın odasından çıkan hemşire ile hemen ayaklandık. Bu benimle kapı kapı gezen hemşire seda hanımdı.

"Nasıl Seda hanım, iyi mi?"

ARİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin