|19| Dev Dalgalar

286 25 3
                                    

*yalnızım, yanımda istemediğim kadar insan var ama ben yalnızım...

Jimin elinde valiziyle aşağı inmişti. Karşısında bir anda Jungkook beliriverdi. Yine kalbinde o değişik ve garip hissiyatı yaşıyordu. Neden bu adamın yanında böyle hissediyordu ki...

"Jimin bi sorun mu var? Geç kaldın sanki içerden çıkmakta."
Jungkook endişeli gözlerle bakıyordu. Jimin'de hiç bir tepki vermeyip öylece yüzüne bakıp dalıp gittiğinde Jungkook elini tuttu. Tekrardan sordu

"iyi misin Jiminshi?"

Jimin'in galiba hoşuna gitmişti bu duygular ;sevildiğini bilmek, kendisi için endişe edildiğini bilmek bir bakıma önemli biri gibi hissetmişti kendini işte...

"Hayır, hayır hadi gidelim mi burda işim kalmadı"

Beraber arabaya binip Taen'in kiraladığı eve doğru yola koyuldular.

Eve vardıklarında ev sessizdi. Belli ki Tae evde değildi. Jimin kendi odası olarak kullanacağı odaya girdi ve eşyalarını dolaba yerleştirmeye başladı.

*

" Bugün bir şeyler yapalım mı, ne biliyim gezmek olur. Hatta mesela ben sana eski bir kaç anımızı anlatırım ne dersin? Eğer istersen tabi"

Jungkook Jimin'e yine aralarında oluşan sessizliği bozmak adıma böyle bir teklif sunmuştu. Ve tabii ki Jimin de kabul etti.

"Peki gitmek istediğin özel bir yer var mı"

"Aslında burada yani Fransa'da olduğumu söylediklerinden beri Eyfel Kulesini çok merak etmişimdir. Oraya gidebiliriz. İstersen."

"Jimin bana yabancı gibi davranma tamam mı? Araya resmiyetli laflar da sokma. Oldu mu? Jimin sen benim en sevdiğim, bu dünyada en değer verdiğim insansın tamam mı? Bunu unutma"

Jimin bu duyduklarıyla yine garip, hiç tanımadığı duyguyu yaşıyordu. Ama rahatsız değildi aksine hoşuna bile gidiyordu.

"Üzgünüm ben, ben bilmiyorum istemeden öyle oluyor. Özür dilerim"

"Hayır asla özür dileme Jimin. Asla hiç biri senin suçun değil. Hepsi benim suçum. Benim yüzümden bu hale geldik"

"Bana anlatacak mısın? Yani neden noldu da sen sürekli kendini suçluyorsun?"

"Tamam anlatıyorum en baştan"

*
Bu süre içerisinde Eyfel kulesinin yanına gelmişlerdi. Jimin adeta büyülenmişti. Hep görmek istediği bir şeydi bu. Belki de hayaldi işte onun için. Ama şimdi o kadar mutlu olmuştu ki çocuk gibi etrafa gülücükler saçıyor, yerinde durmadan zıplıyordu.

Jungkook'un yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu. Belki de ilk defa uzun zamandır bu kadar mutlu oluyordu.

Gerçekten de dedikleri gibi Fransa bir aşk şehriydi.

"Gel hadi buraya oturalım"
Jungkook az ilerde duran muhteşem bir manzaraya sahip bir bankı gösteriyordu.

Jimin'in elinden tuttu ve banka oturdular. İlk önce derin bir nefes aldı Jungkook.

"Tamam sana bu anlatacaklarım bir anda belki de fazla gelebilir hatta inanmayabilirsin bile, ne biliyim hayal gibi ya da bir peri masalı gibi gelebilir."

"Merakım gerçekten artıyor ama"

"Jimin bak biz şimdi üniversitenin ilk senesinde tanıştık. Biz o zamanlar Seoul'e yeni taşınmıştık sonra da senin okuduğun üniversiteye gelmiştim işte."

"Peki sonra ya işte biz nasıl oldu"

"İlk başlarda ben çok çekingendim. İşte bilirsin pek kimseyle konuşmazdım. Arkadaşım yoktu. Ama Jimin sen daha ilk günden daha kapıdan girer girmez yanıma geldin. Arkadaş olduk biz. En yakın arkadaş. Ama sonra sonra Jimin sen bir gün geldin bana sevgili olalım mı dedin "

Thanks For Everything | Jikook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin