"Örümcek Adam? Ah! Yani şey-"
Karşımdaki tatlı adam kahkaha atarken konuşmak oldukça zordu.
Evet.
Karşımda Tom Holland duruyordu.
"Örümcek Adam pek yanlış bir tabir değil aslında." dedi kahkahasının arasından. Elimle yüzümü kapatarak salaklığıma güldüm. Tom Holland'a bile rezil olmuştum.
"Ama ciddiyim. Burada daha fazla ıslanırsan hasta olursun. Evine gitmelisin. Hey dur bir dakika. Dudağın mı kanıyor senin?"
Yüzümdeki gülümseme aniden solarken gözlerimi kaçırdım. Az önce oturduğum yere geri oturup denizi izlemeye başladım. Tom bir süre ayakta beni izleyip yanıma oturdu.
"Ufak bir tahmin yürüteyim. Ailenden şiddet görüyorsun. Evden kaçtın ve kalacak yerin yok. Değil mi?" Başımı aşağı yukarı salladım.
"Bingo." Bir kaç saniye sonra eliyle saçımı itip yanağımdaki bir hafta önceden kalma kemer izine baktı. Sonra dudağıma ve kaşımın üstündeki yaraya. Kaşları çatıktı ve oldukça ciddi bakıyordu.
"Kaçmamın hiç bir faydası olmayacak biliyor musun? Yarın yine aramaya çıkacak ve döverek eve götürecek beni."
"Bunların hepsini baban mı yaptı?" Zar zor göz teması kurup olumlu olduğunu gösteren bir ses çıkardım.
"Ondan gerçekten kurtulmak istiyor musun?" Sesi fısıltıdan farksızdı.
"Fazlasıyla."
Hayır şu an ağlayamazsın Millie. Lütfen tut kendini lütfen.
Rüzgarın esmesiyle istemsizce omuzlarımı dikleştirdim. Islak bedenim rüzgarla buluştuğunda dişlerim titriyordu ve bunu belli etmemek için oldukça büyük bir çaba sarf ediyordum. Aramızda olan sessizlik beni rahatsız etmişti. Ama o sırada hep kurtarıcım olan Charlie miyavlayarak yanıma gelip kucağıma yattı.
"Aman tanrım bu da kim böyle?"
Islanan tüylerini üşümemesi için kolumla kapattım. "Charlie. Evden birlikte kaçtık."
Tom elini Charlie'nin kafasında gezdirdi tatlı bir tebessümle. Onu yakından izlemek büyüleyiciydi. "Merhaba Charlie."
Charlie'nin mırıltısı üzerine kıkırdadı ve elini çekti. O yere baktı ben ona. Bir şey düşündüğü her halinden belliydi ama ne?...
Elini kapşonunun içine sokup ensesini kaşıdı. "Şey, sana bir şey teklif edeceğim ama adını henüz bilmiyorum." dedi soru sorar bir ses tonuyla. Gözlerimi kaldırımdan çekip onun kahverengi gözlerine baktım.
"Millie. Millie Bobby Brown."
Tek elini toka için uzattığında gülüşümü bastıramadım. "Ben de Örümcek Adam. Memnun oldum Millie."
"Yaa off." Kahkaha attı. Tanrım alay etmesi bile şirindi bu adamın.
"Millie bu teklif sana biraz sapıkça görünecek ama benim evimde kalmak ister misin? Açıkçası bir ev arkadaşı bana da iyi gelir. Son zamanlarda kendimi iyi hissetmiyorum. En azından kalacak bir yer bulana kadar kal. Seni bu yağmurda bırakamam."
Şaşkınlıktan gözlerim açıldı. Bu teklif ciddi miydi yoksa dalga mı geçiyordu? Öğrenmek için kafamı yavaşça ona çevirdiğimde gayet ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Yutkundum.
"Gerçekten mi?"
Güven verici bir gülümseme takındı yüzüne. "Elbette."
"Senin için sorun olur mu?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
daddy issues | tom holland
Ficción General''seni seviyorum ufaklık.'' yas farki icerir!!! OKUMASANIZ OLUR MU COK CRINGE