Minho son kez arkasına baktı ve zaten ölmek üzere olan bedeni ayağıyla yavaşça itti, kayalıklardan suya düşmekte olan Kim Myung Hoon'un gözleri çoktan kapanmış; ruhu yavaş yavaş onu terk ediyordu.
Binbir türlü sahtekarlık ile kazandığı parayı diğer iki arkadaşıyla yaşadığı evde saklıyordu, Minho da kendisinin muhtemel kurbanlarındandı; fakat kurban olan kendisi olmuştu.
Hoon ülkenin tüm genel ağına oturduğu yerden erişebilen arkadaşı Tae Oh vasıtasıyla küçük bir hata sonucu birkaç gün öncesine kadar tanımadığı Minho'nun İspanya'dan silah temin ettiği bilgisine ulaşmıştı, bu zamana kadar yakalanmamış olması dikkatini çektiğinden başlarda onunla iş birliği yapmak istese de bunu Minho'ya karşı bir koz olarak kullanma fikri çok daha cazip gelmişti, böylece Minho'ya istediğini yaptırabilirdi.
Bir nevi liderlik görevini üstlenen Nam Do olası işbirliğine karşı çıkmak amaçlı Minho'nun onlar için tehlikeli olabileceğinden bahsederek diğerlerinin gözünü boyamayı başarmıştı.
Nam Do'nun ikazlarına rağmen Hoon Minho ile bir kez olsun görüşmek istemişti, açıklamayı genişletmek gerekirse Minho'yu ufak bir ilizyon sayesinde kendisine inandırıp düşüncelerini öğrendikten sonra onu transtan çıkaracak ve orada hiç bulunmamışçasına ortamı terk edecekti.
Hoon bu planı gerçekleştirmek için Tae Oh'tan yardım alma zorunluluğundaydı çünkü ismini bile bilmediği birinin konumunu bulmak imkansızdı.
Tae Oh birkaç gün öncesinde hata yaparak bulduğu IP adresini ve yazışmalarını kısaca yokladıktan sonra Hoon'a verilerin olduğu klasörü göndermişti. Hoon ise elindeki adrese doğru yol almak için hiç vakit kaybetmeden evden çıkmıştı.
Yaklaşık dört gün kadar Minho olduğunu düşündüğü kişileri takip ederek olası Minho'lar listesini bir hayli azaltmıştı. Ta ki arabasıyla bir apartmanın önünde dururken yirmili yaşlarda bir kadının kendisiyle aynı yaşlarda görünen ve koluna girmiş olduğu adama "Minho" diye hitap edip onunla birlikte Hoon'un önünde durduğu apartmana girene kadar.
Hoon Minho olduğunu öğrendiği kişinin apartmana girmeden önce arabasına kısaca baktıktan sonra gözlerini kendisine diktiğini fark edince güneş gözlüklerinden birini takıp sağ tarafına döndü. Minho'nun gördüğü hiçbir şeyi unutmadığı bilgisine sahip olmadığından gizlendiğini düşünüyordu çünkü Minho'nun arabaya baktığı süre beş saniyeyi geçmezdi.
Hoon bir hafta kadar Minho olması en yüksek ihtimale sahip kişiyi takip etti, bu takip sürecinde onun aradığı kişi olduğundan gittikçe emin oluyordu, fakat aklındaki sorular onu yalnız bırakmıyordu. Bu denli genç bir insanın İspanya'dan silah temin edebilmesi mantıklı düşünüldüğünde inandırıcılığını kaybediyordu. Ne var ki içinde bir yerlerde doğru kişiyi takip ettiğini biliyordu.
Tek kullanımlık hatlardan biriyle Minho'yu arayıp bir yapım şirketinin onunla görmüşmek istediğini söylemişti, Minho başta istemese de onu sadece yarım saat sürecek bir görüşmenin içine sokmayı başarmıştı.
Minho kendisine gönderilen adrese gitmeden önce Jisung'u evine bırakmış ve döndüğünde her şeyi anlatacağına dair söz verdikten sonra oradan ayrılmıştı, iç sesi ve mantığı hiçbir yapım şirketinin kendisini kişisel numaralardan aramayacağını söylüyordu ve haklı olduğunu bildiği için Jisung'u yanında götüremezdi.
Adrese vardığında hiçbir mimik ya da duygu barındırmayan o yüz ifadesiyle kendisini arayan numaraya geldiğini belirten birkaç kelimelik kısa mesajını gönderdikten hemen sonra arkasından omzuna dokunan ele doğru döndü, irkilmemişti ve yüzü hâlâ ifadesizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blood & wine - minsung✓
FanfictionMinho'nun hayatı boyunca onu seven tek insan annesiydi, o soğuk ve fırtınalı kasım gecesine kadar... Abisi Minho'nun elinden annesini aldı o gece, Minho da abisini kopardı hayattan gözünü bile kırpmadan... Sonra oldu her şey ilk cinayetini lisenin 3...