chapter 8

945 127 53
                                    

-8 is god number ∞

Minho yine bir gece yürüyüşüne çıktığı sırada geçen sefer gittiği sokağa gitmek istediğinden o yöne doğru yürüyordu fakat bu, duyduğu ağlama sesine yaklaşmasına sebep oluyordu.

Kimin, neden ağladığını bilmiyordu ama sokaktan geçerken göz ucuyla bakacaktı. Çünkü birinin zarar gördüğünü fark ederse onu bırakıp gidemeyeceğini biliyordu.

Minho adımlarını biraz daha hızlandırdı, adım seslerinin duyulmasını istemediğinden koşmuyordu. Adım sesleri duyulacak olursa o kişi her kimse gidebilirdi ve bu Minho'nun isteyeceği son şey olurdu.

Sanki o yaklaştıkça ağlayan kişi uzaklaşıyordu, biraz sonra sokaklardan birinden bir genç koşarak çıktı. Arkasından tanımak mümkün değildi, çok hızlı koşuyordu ve eğer Minho koşmaya başlamazsa birkaç saniye sonra gözden kaybolacaktı. Öndeki oğlan hızla koşmaya devam ederken arkasından başka birinin çıkması da uzun sürmedi.

Minho hızlandırdığı adımlarını koşuya çevirdi. Öndeki iki kişi koştukça peşlerinden belirli bir mesafeyle koşuyordu. Aralarındaki beş metrelik farkı kapatmamaya çalışıyordu.

Öndeki adam daha da hızlandığında Minho da hızlandı ve aralarına açılan on metrelik mesafeyi yeniden beş metre olacak kadar kapattı. Öndeki iki kişi o kadar odaklıydı ki peşlerinde olan Minho'yu fark edemiyorlardı. Geçtikleri her sokakta adım sesleri yankılanıyordu.

En önde koşan kişi yorulmaya başlamıştı. Adımları artık kontrollü değildi. Yalnızca kaçmak için koşuyordu. Busan bir liman şehri olduğundan dümdüz koştuğu için sahile geldiler ama öndeki koşmaya devam ediyordu. Minho onun suya kadar koşacağını hatta suya gireceğini anladı. Çünkü eğer o suya girerse arkasındaki geri dönecekti, kimse gecenin bir yarısı ıslanmak istemezdi.

En öndeki suya girdiğinde arkasındaki adam boşluğa bir küfür savurdu ve geri döneceği sırada Minho ile göz göze geldi. Minho tanımadığı yüzü zihnine kazıdı, herhangi bir yerde tekrar karşılaşacak olurlarsa onu hatırlayacağına emindi. Adam tekrar sessiz bir küfür etti ve başını öne eğip koşmaya başladı. Kötü adamlar eğer acemi ise suç üstü yakalandıklarında süt dökmüş kediye dönerdi. Ve az önce Minho ile, yani belki de ilerleyen zamanlarda celladı olacak kişiyle karşı karşıya gelmişti.

Adamın gitmesine izin verdi, beline kadar olan suda durup ağlamaya devam gencin daha fazla korkmasını istemiyordu. Ayağına su değdiğinde irkildi, gece olduğundan su yükselmişti ve gelgit yüzünden su ayaklarına kadar ulaşıyordu.

Ceketini çıkardı ve ıslanmayacağını düşündüğü bir yere koydu, ayakkabılarını da yanına bıraktı ve suda bir adım attı. Olabildiğini gürültülü yürüyordu. Aniden arkasında belirseydi genç adam daha çok korkardı. Aralarında yaklaşık yedi metre kadar kaldığını düşündüğünde "merhaba?" diye seslendi. Öylesine bir ses çıkarmak istemişti aslında, çünkü orada olduğunu belli etmek istiyordu.

Genç duyduğu tanıdık sesle şaşırdı, ağladığı için yanlış duyduğunu düşündüğünden arkasını dönüp bakmadı. Karanlıkta bulutların arasında parlayan ayışığı gencin yüzünü aydınlatmaya başladığında Minho şaşırdı. Karşındakinin Jisung olabileceğini düşünmemişti. Yine de emin olmak için "Jisung?" dedi sorgulayan bir ses tonuyla.

Jisung arkasını döndüğünde buğulu gözleriyle bile ayırt edebildi karşında durmanın Minho olduğunu. Önce çekindi ve geriye bir adım attı, Minho'yu bir anlığına o adamlardan biri sanmıştı. Çünkü adam gittikten yalnızca bir dakika sonra arkasında Minho'yu görmek garipti.

Minho ellerini havaya kaldırdı ve güven verircesine gülümseyerek geriye bir adım attı. Bu hareketi Jisung'un, ona zarar vermeyeceğini anlamasına yetti. Jisung tedirginlikten öne doğru uzattığı ellerini indirdi ve Minho ona doğru iki adım attı.

blood & wine - minsung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin