Jisung'un oğlu Junhan, Lee Minho'nun dans kursuna başlamıştı. Babasının anı kutusunda gördüğü Minho ile babasının tekrar bir araya gelmesini istiyordu...
💞MİNSUNG💞
💞CHANMİN💞
💞HYUNİN💞
💞CHANGLİX💞
Yorum ve vote atmayı unutmayın ayrıca bugün final yapan minificim purge e de bakın lütfen.
Keyifli okumalar
<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Baba onlar olmadan çıkış yapmam!" Junhan sinirle girdi eve.
"Tamam da bebeğim Chan hyung sadece seni istediğine göre onlar olmadan da yapabilirsin!" Dedim ama Jun umursuyor gibi durmuyordu.
"Yapabiliyor olmam yapacağım anlamına gelmiyor. Onlar ve ben diye bir şey yok, biz birlikteyiz!"
"Hani müzisyen olacaktın? Onlar yoksa hayalin de mi yok?"
"Arkadaşlarımı yarı yolda bırakamam baba, ayrıca hayalimden vaz geçmiyorum, biz kendimize başka bir şirket bulabiliriz."
Arkadaşlarını yarı yolda bırakamazdı o, ama ben bırakmış ve hatta onlara ihanet etmiştim. Bunun acısını çektiğim için oğlumun kararının doğruluğuna inandım ve başımı salladım.
"Deneyin ama şu anki gibi değil, size bir tavsiye, grup olarak bir şarkı yapın ve isim bulun kendinize. Madem bir grup olarak kabul edilmek istiyorsunuz, tam anlamıyla bir grup olup o şekilde başvurun şirketlere."
"Tamam."
🍒🍒🍒🍒
"Tamam da Seungmin, Chan hyung, peki bir bakalım nasıl bir grupsunuz bile demedi!" Dedim arkadaşıma isyanla telefondan.
"Chan iş konusuna fazla katı Jisung. Kimin oğlu olmasını umursamaz kimsenin, ne biliyorsa onu yapar."
"Yine de... Bilmiyorum işte Jun iki gündür mutsuz baya. Arkadaşlarıyla uğraşıp duruyorlar."
"Chan ile konuşacağım, sana haber veririm."
"Tamam Min, sonra konuşuruz, iyi geceler," telefonu kapattım ve yanımda uzanan Minho'nun göğsüne koydum başımı.
"Merak etme, her zaman yolunda taşlar olacak."
"Biliyorum ama tüm bunları yalnızca Jooyeon için yapıyorsa kötü olur çünkü çocuk ondan hoşlanıyor mu belli değil."
"Önemli olan Junhan'ın hissettikleri. İlk kez birinden hoşlanıyor, bırak da istediği gibi davransın."
Kollarımı ona sarıp kendime çektim "neyse biraz rahatlayalım bence, bunları konuşmayalım."
Minho onaylar bir mırıltı ile beni kucağına çekti ve ayağa kalktı.
"Düşeceğiz Min, bırak beni!" Desem de beni kucağından indirmedi ve odamın kapısını açıp merdivenlere yöneldi.
"Min, Jun görecek, bırak beni!"
Minho alt kata indi ve beni mutfak tezgahına oturttu.
"Ne yapıyorsun?"
"Senin ve Jun'un moralini düzeltecek bir ziyafet hazırlayacağım ve sen de benim minik asistanım olacaksın," dediğinde güldüm. Aramızdaki üç santim onun için büyük bir eğlence kaynağıydı ve buna ayak uydurmaya karar vermiştim.
"Öyle mi? Ne yapacaksın bugün bize Minho şef?"
"Kimbap ve japchae?"
"Hmm şimdiden keyfim yerine geldi gibi," dedim ve o yemek yapmaya başlarken flörtöz bir tonda devam ettim "sonra Jun uyuduğunda enerjimiz olur."
"Saç kremini bulamıyorum," diyerek mutfağa dalan Jun ile tezgahtan indim ve tezgahta duran kremi alıp ellerime yaydım.
"Gel bakalım."
"Nereye gidiyorsun?" Dedi Minho Jun'a dönüp.
"Xdinary Heroes ile buluşmaya," dedi Junhan.
"Onlar kim?" Dediğimde güldü Jun ve üzerindeki kot ceketi düzeltti.
"Grup ismimiz bu. Bugün sözlerini yazdığımız bir şarkı üzerinde çalışacağız."
"Bir isim bulmanıza sevindim, hoş duruyor," dedi Minho.
"Hemen gitme, Minho yemek hazırlıyor, beraber yiyelim."
"Arkadaşlarımla yiyeceğim," dedi Jun sırt çantasını takıp.
"Ama..." İtiraz etmeye kalktığımda araya girdi Jun.
"Her gün sizinle yiyorum zaten, bugün dışarda yiyebilmeliyim."
Jun çıkınca Minho'ya döndüm ve omuz silktim "en azından seni severken sessiz olmaya çalışmama gerek yok."
"Beni severken?" Dedi muzip bir ifadeyle bana yaklaşırken.
"Seni severken," dedim ve elimi yanağına atıp işaret bardağımı dudağının köşesine dokundurdum "burayı severken," sonra biraz aşağı indirip boynuna dokundum "burayı severken," elimi inirip belini okşadım ve kulağına eğildim "burayı," en sonunda kalçasını avuçlayıp sırıttım "ve burayı."
"Orayı sevebileceğini sanıyorsan..."
Göz devirdim ve mutfak tezgahına oturdum "çok konuşma da yemek yap. Yeyip güç toplamam gerek, seni sevmek kolay olmayacak."
🍒🍒🍒🍒
"Asla yapmam dediğim şeyi yaptım sayende Lee Minho," dedim hemen altıma bir şort giydim ve beraber Minho da kendini kurulayıp giyindi, ardından odama geçip yatağa uzandık.
"Lee Minho farkı," dediğinde güldüm.
"Birkaç seferden sonra alışırsın," dedi ve elimi kalçama atıp okşadı.
"Alıştım zaten," dedim ama sızlanmak hoşuma gidiyordu, benimle ilgilenmesi de...
"Alıştıysan okşamayayım o zaman," dediğinde başımı sağa sola salladım.
"Okşa."
🍒🍒🍒🍒
"Jisung, uyan," Minho'nun seslenmesi ve yanağınma öpücükler kondurması ile gözlerimi araladım ve etrafa bakındım.
"Günaydın," diye fısıldadım iğrenç sabah sesimle.
"Günaydın bebeğim," dedi ve beni yataktan kaldırdı.
"Ne var Minho? Garip davranıyorsun."
"Annen burada," dedi Minho endişeyle. Hızla üzerime bir tişört geçirdim ve gergin bir ifadeyle sevgilime baktım.