2

1K 144 30
                                    

VOTE atmayı ve YORUM yapmayı unutmayın!!!! Yorumlarınız benim için önemli ve okurken çok keyif alıyorum.

Keyifli okumalar<3

"Bang Chris miydi o? Lee Know'la arkadaş mıydın gençken?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bang Chris miydi o? Lee Know'la arkadaş mıydın gençken?"

Junhan'ın sorularıyla gerçekliğe döndüm ve burnumu çekip başımı kaldırdım. Oğlum ile göz göze geldik.

"Yanlış görmüşsün," dedim fotoğrafı alıp ters çevirirken. Junhan el çabukluğu ile kutudan bir fotoğraf kaptı ve inceledi.

 Junhan el çabukluğu ile kutudan bir fotoğraf kaptı ve inceledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bunlar senin eski arkadaşların mı? Bu Seungmin hyung mu?"

Cevap vermek istemiyordum. Birçoğunu kendi hatalarım yüzünden kaybettiğim eski dostlarım hakkında konuşmak istemiyordum. Ancak oğlum ilk defa benimle sohbet başlatacak bir şey soruyordu ve onunla konuşma fırsatını kaçıramazdım.

Belki bu soru ile başlayacak sohbet aramızdaki buzları eritebilirdi.

"En soldaki Seungmin, tanıyorsun onu."

"Çok küçük görünüyor burda," dedi Junhan yatağımda karşıma oturup bir bacağını kendine çekerken. Samimi bir andı bu...

"Evet onunla hâlâ görüşüyoruz ama diğeriyle... Ortadaki Hyunjin," dedim ve yutkundum. Lee Minho'nun en yakın arkadaşı.

"Yüzü tanıdık geliyor," dedi. Oğlum onu tanıyor olamazdı. Onunla yıllar önce görüşmeyi kesmiştim.

"Tanıdığını sanmıyorum, artık görüşmüyoruz."

"Burada kaç yaşındaydın? Çok küçük duruyorsun," dediğinde gülümsedim ve ona baktım. O zamanlarda aynı onun gibi görünüyordum.

Minik ağzına baktım ve anlamsız bir kahkaha attım.

"Bu lise üçteki halim. 16 yaşını yeni bitirmiştim."

"Bu kim?" Dedi aldığı bir fotoğrafı bana gösterirken.

"Bu kim?" Dedi aldığı bir fotoğrafı bana gösterirken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu Changbin. O da eski bir arkadaşım. Ben on altı yaşındayken o 17 yaşındaydı. Büyük arkadaş grubumuzun hyunglarındandı. Onu çok severdim," gözlerim tekrar dolarken Junhan elini toplu fotoğraflardan birine attı ama elini tutup onu engelledim.

"Neden?" Dedi hayal kırıklığına uğramış bir ifadeyle "neden bana anlatmıyorsun?"

"Önemsiz birer lise dostuydu çünkü onlar. Anlatacak kadar değer vermiyorum onlara."

"Fotoğraflarına bakıp ağlayacak kadar değer veriyorsun ama Bay Han."

Bana kızdığında canımı yakmak için Bay Han derdi. Bunu söylemekteki amacının aile olmadığımızı vurgulamak olduğunu anlayabiliyordum.

"Junhan..." Dedim oldukça yorgun çıkan sesimle "sana anlatamayacağım şeyler var."

Ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Odamdan çıkmadan önce bana bakıp konuştu "müzisyen olmak istediğimi biliyorsun ama bugün JYP'nin yurduna yerleşmeme engel oldun. Chris Bang'i tanıyorsun ama bana söylemiyor ve beni onunla tanıştırmıyorsun. Hayatımda ilk kez bir hayalim var baba. Hayalime ulaşamamam için elinden geleni yapıyorsun. Neden çok merak ediyorum," odamdan çıktı ve kapıyı arkasından kapattı.

Düşüncelerim ve ben yine yalnız kalmıştık. Bir baba olarak kendime çeki düzen vermem gerekiyordu ve bunun farkındaydım ama buna gücüm yoktu...

🍒🍒🍒🍒

"Jun," seslenmemle üst kattan inen oğluma baktım. Okul için hazırlanmış, her zamanki gibi yalnızca saçları ile ilgilenmemişti. Siyah saçları aslan yelesi gibi kabarıktı.

"Kahvaltı etmek istemiyorum," dedi her zamanki gibi. Yemek yemeyi çok sevmesine rağmen benimle yemeyi sevmezdi. Ben böyle bir babaydım işte.

"Ama ben kahvaltı etmeni istiyorum. Otur!" Dediğimde oturdu ve tabağını önüne çekti.

O yavaş yavaş yerken mutfak masasında duran saç kremini aldım ve elime sürüp arkasına geçtim. Yavaş yavaş saçlarını okşadım ve kabarıklığı hallettim. Her sabah aynı kabarık kafayla inerdi yanıma bu yüzden mutfak masamızda krem duruyordu.

"Okul çıkışı kitap kafeye gitmek ister misin?" Dedim ben de yemeğimi yemeye başlarken.

"Başka bir planım var," dedi bana hiç bakmadan.

"Ve benim şimdi mi haberim oluyor?" Derin bir nefes verip sakin kalmaya çalıştım "ne planın var bakalım?"

"Jooyeon'la müzik kulübünün etkinliğine gideceğiz."

"Bu müzik işinden hoşlanmıyorum ama neyse," dedim ve cebimden çıkarttığım bir miktar parayı sayıp haftalığını masaya bıraktım. Sonra yanına yaklaşıp elimi omzuna koydum ve biraz daha para ekledim haftalığına.

"Arkadaşınla alışverişe de gidin lütfen. Üstündeki hırkayı her gün giyiyorsun neredeyse."

Başını aşağı yukarı salladı ve paraları alıp evden çıktı.

O çıkar çıkmaz tabaklarımızı makineye attım ve ben de evden çıkıp şirkete gittim.

Şirkete girdiğimde sekreterim Haewon hemen yanımda bitti.

"Bay Han bugün planınız çok dolu, günlük planın üzerinden geçmemiz gerek. Yarım saat sonra Busan'daki ofisin yöneticisi ile bir görüşmeniz var. Saat birde Japon ortaklarla bir yemeğiniz var. Japon ortaklar üç gibi ağırlanacakları otele gidecekler. Dörtte haftalık planlama toplantısı var. Beş buçuk gibi de birkaç oyunun demosunu incelemeniz için yazılım ekibi size bir sunum yapacak."

"Tamamdır. Her şeyden önce bana bir kahve söyler misin?"

🍒🍒🍒🍒

KİRAZ UNNİNİN GÖZÜNDEN

Akşam onda eve girdi Junhan. Babasını salondan görünen bahçede oturmuş içki içerken görmeyi beklemiyordu.

Çantasını yere bıraktı ve bahçeye çıkıp babasının karşısına oturdu.

Jisung kızarmış gözlerini oğluna dikti ve oğlunun hayal kırıklığıyla dolu gözlerine baktı.

"Ben berbat bir babaydım," dedi ağlamaya başlarken.

"Evet öylesin," dedi Junhan. Ona küçükken ilgi ve sevgi verememişti babası. Bunun eksikliği ile büyümüştü Junhan.

"Çok mutsuzum, ölsem ikimiz için de en iyisi olur değil mi?"

"Saçmalayıp duruyorsun. Annem bu yüzden terk etti seni, değil mi?"

"Annen... İğrenç bir kadındı Jun. İkimizi de terk etmesi iyi oldu."

🍒🍒🍒🍒

Bu fici çok severek yazdım. Yazarken ve okurken kendimi cidden karakterlerin yaşadığı evrende gibi hissettim. Umarım siz de böyle hissedersiniz.

Ayrıca her akşam yeni bölüm gelecek bunun teminatını verebilirim çünkü fici yazmayı neredeyse bitirdim.

Neyse VOTE atmayı unutmayın aşkolar!!!!

GONE | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin