14

620 91 27
                                    

Vote ve yorum gelmiyo ve bu tadımı çok kaciriyo. Yorumlarda fikirlerini okumayı seviyorum yazın bi şeyler. Taciz tecavüz dövüş yazsam bölüm başına 10k okunurdu aw burda düzgün bi şeyler yazmaya calisiom hiç karsiliğını alamiyorum ya :(

Neyse boş yapmiyim, yorun ve vote askolar, önemli.

<3

"Tabii ki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tabii ki. Bir ilişkin mi var Jun?"

"Ah, hayır, öylesine sordum. Şarabının tadına bakabilir miyim?"

Kadehimi ona uzattım "küçük bir yudum al," dedim ve içip yüzünü buruşturmasını izleyip gülümsedim.

"Birinden hoşlanınca, bir ilişkiye girince mutlaka bana anlat Jun," dediğimde onayladı ama sakladığı bir şeyler var gibiydi.

"Ben ders çalışmaya gidiyorum, yarın matematik sınavım var," dedi ayağa kalkıp. Peşinden seslendim.

"Anlamadığın bir şey olursa sor bana!"

Junhan gider gitmez kapı çaldı ve heyecanla kapıya koştum.

Minho, Felix ve Changbin gelecekti ve film izleyecektik.

Kapıyı açtım ve hepsiyle kucaklaşıp onları üst kata davet ettim.

"Junhan, girebilir miyiz?" Dedim ve onaylayan ses ile içeri girdim ve diğerleri de peşimden girdi.

"Oğlum Junhan ile tanışın istedim," dediğimde Junhan ayağa kalkıp Felix ile sarıldı ve Felix ona bakıp güldü "aynı baban gibi görünüyorsun cidden. Ben Felix."

"Memnun oldum hyung," dedi Junhan utangaç bir ifade ile.

"Ben Changbin, memnun oldum minik Han," dedi Changbin. Junhan ona hayranlıkla baktı "memnun oldum."

"Biz salonda film izleyeceğiz, ara verince yanımıza gel," dedim ve odadan çıkıp salona indik.

Changbin ve Felix filmi seçerken Minho ve ben atıştırmalık hazırlıyorduk. Minho bana arkadan yaklaşıp başını boyun girintime soktu "eskiden hiç yemek pişiremezdin ama tezgah yemek dolu. Sen mi yaptın hepsini?"

"Evet," dedim yaptığım işe odaklanmaya çalışırken "Junhan için sağlıklı şeyler pişirmeyi öğrendim."

"Bir gün bana da pişirsene," dediğinde başımı aşağı yukarı salladım.

"Olur."

"Filmi seçtik!" Diye seslendi Changbin hyung. Minho ile içecekleri ve atıştırmalıkları alıp salona gittik.

Yan yana oturduk ve izlemeye başladık.

Minho hyung kolunu omzuma atmıştı, Felix ise Changbin hyungun kucağına uzanmıştı.

🍒🍒🍒🍒

Oldukça güzel geçen bir pazar gününün ardından pazartesi sabahı çok erken kalkıp Jun'a matematik çalıştırmıştım ve pazartesi akşamı aşırı yorgun olduğum için uyuyakalıp Minho'ya buluşma sözü vermeme rağmen salı sabahı uyanmış ve kendime lanetler okumuştum.

Minho beni defalarca aramıştı...

Hemen onu aradım ve durumu anlattım ama trip atmak istediğini söyledi ve telefonu yüzüme kapattı.

Junhan salı akşamı arkadaşları ile ders çalışmak için bir kafeye gitmişti ve ben de Seungmin'den adresini alıp Minho'nun evine gitmiştim.

"Jisung?" Dedi şaşkın bir ifadeyle.

"Müsait misin? Kalbini kırdığım için telafi etmeye geldim."

"Geç içeri," dedi aynı şaşkın ifadeyle.

"Sana yemek yapacağım. Pazar günü söz vermiştim," dedim ve elimdeki poşeti ona uzattım.

"Mutfağa geç o zaman," dediğinde gösterdiği yere ilerledim ve hırkamı çıkartıp masaya bıraktım.

"Hala kırgın mısın? Cidden uyuyakaldım. Dün sabahın köründe kalktım Junhan'ın sınavı için. Kusura bakma Min..." Tezgaha yaslanıp bacaklarını açtı ve bana baktı.

"Trip atmayı kesiyorum o zaman. Günümüzü mahvetmek istemiyorum," dedi ve kollarını iki yana açtı. Kollarının arasına girip girip ona sarıldım ve deli gibi atan kalbimi fark etmesin diye hemen geri çekilip yemek yapmaya başladım.

"Kremalı tavuk mu yapayım yoksa mantarlı körili tavuk mu?"

"Körili," dediğinde başımı salladım ve yemek yapmaya başladım. Minho sürekli etrafta gezinip arada bana sarılıyor arada bir şeyler anlatıyordu.

"Biliyor musun Jisung, sanırım yeni Jisung'u daha çok sevdim. Daha doğrusu... Liseli Jisung benim için bir hoşlantı ve heyecandı ama yeni Jisung huzur ve aşk..."

Dönüp ona baktım ve gülümsedim "benim için de öyle. Eski Minho eğlence ve beklentiydi benim için ama yeni Minho destekleyici bir sevgili ve aşk..."

"Sevgili..." Dedi ve beni bir anda kendine çekip dudaklarını dudaklarıma yasladı. Kısa ve sakin bir öpücüğün ardından geri çekildi ve tekrar tezgaha yaslandı.

"Sen yemeği bitir, ben de salonu topluyordum, onu bitireyim," dedi ve yanımdan ayrıldı.

Minho'nun evini inceledim bir süre. Küçük ve ev gibi hissettiren tertemiz bir apartman dairesiydi burası.

Tavukları hazırladım ve tabaklara koyup aldığım hazır salatayı soslayıp elimde tabaklarla salona ilerledim. Bu ev bir artı bir ve çok küçük bir evdi ama salon geniş ve ferahtı.

"Şuraya koy," dedi Minho masayı işaret ederek. Tabakları koydum ve masaya yerleştim.

Minho çubuk alıp yanıma geldi ve hızla yemekten biraz yedi.

"Cidden çok iyi olmuş," dediğinde gülümsedim.

"Afiyet olsun."

🍒🍒🍒🍒

"Burası yatak odam," dedi bana odayı gösterip "yandaki kapı da tuvalete açılıyor."

"Evin çok güzelmiş," dedim hayranlıkla evi incelerken.

"Seninkinin yanında leblebi kadar kalıyor ama..."

"Junhan olmasa ben de öyle bir evde kalmazdım, hem biliyorsun büyük ev sevmem," dedim ve ekledim "özellikle huzurlu görünen bir ev bulmak için iki ay uğraşmıştım."

"Jisung bu gece bende kal desem çok mu şey istemiş olurum?" Dediğinde başımı kaldırıp ona baktım.

"Junhan'ın sınav haftası bu hafta o yüzden ders çalışıyor mu diye kontrol etmem lazım."

"Ah..."

"Ama..." Dedim elimi yakasına atıp "hızlandırılmış bir gece geçirebiliriz..."

Onu kendime çektim ve dudaklarımızı birleştirdim.

Minho hırsla dudaklarımı öperken elini belime atıp beni kendine çekti. Kendimi ona daha da bastırıp yatağa uzanmasını sağladım ve kucağına yerleşip birkaç saniyeliğine de olsa ayrılmış olan dudaklarımızı tekrar birleştirdim.

GONE | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin