18

486 81 7
                                    

Bu bölüm çok içime sindi umarım siz de beğenirsiniz.

Vote ve yorum bekliyorum. Siz böyle hayalet okuyucu olunca sinir koymak zorunda kalıyorum ama hiç hoşuma gitmiyor zorla yorum falan yaptırmak. Pls begendiginizi belli edecek etkileşimi bırakın. Sizi seviyorummm.

Keyifli okumalar ballarım.

<3

Aşağı indiğimde annem salon koltuğunda oturuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağı indiğimde annem salon koltuğunda oturuyordu. Junhan neredeydi görmemiştim ama muhtemelen odasınadır diye önemsemeden salona geçtim.

"Burada ne işin var?" Dedim karşısında dikilip.

"Oğlumu ve torunumu görmeye gelemez miyim?" Dediğinde karşısındaki koltuğa oturdum ve Mimho da yanıma yerleşti.

"Bizi en son on yıl önce ziyarete geldin ve oğluma bir çocuğun duymaması gereken ne bok varsa söyleyip gittin," dedim ve garip ifadesini izledim. Altmışlarının ortasında olmasına rağmen oldukça genç görünüyordu, bir derdi yoktu sonuçta, yaşlanmamıştı bu yüzden. Stresini hep başkalarına yükleyip kendi kuş gibi hafif bir hayat yaşamıştı.

Babam olacak pislik öldüğünde hayat eşi için üzülmemişti bile.

"Torunuma tavsiye vermiştim yalnızca ama sen abarttın."

"Derdini söyle, seninle uğraşacak vaktim yok," dedim sinirle.

"Sevgilinin yanında konuşmak istemiyorum. Söyle ona defolsun," dedi ve tek kaşını kaldırıp ekledi "bu acayip ilişkileri görmek hoşuma gitmi..."

Lafını böldüm ve ayağa kalktım.

"Kes artık. Hoşuna gidip gitmemesi umrumda değil. Ne söyleyeceksen söyle ve git."

"Peki... Param tamamen bitti. Aslında üç ay önce bitmişti ama evimi sattım ama o da bitti ve..."

"Benden para istiyorsun? Hah bu çok komik Bayan Han!"

"Yanlış hareketlerin olsa da iyi bir çocuksun sanıyordum Jisung. Ama anlıyorum ki bu aptal adamlar aklına girmiş senin."

Gözlerim dolarken titreyen elimi kaldırıp işaret parmağımı salladım "ben iyi bir çocuk olsam ne olur? Seni gibi bir anne iyi bir çocuğu hak ediyor mu? Babam beni döverken kapının önünde oturup ona engel olmadığında, bana harçlık vermediği için aç geceler geçirirken yüzüme bakmadığında, odaya kapattığı zamanlarda hiçbir şey yapmadığında, ben senin oğlun olmaktan çıktım."

Birkaç adım geri çekildim ve Minho'nun koluna tutundum. Başımı çevirdiğimde Jun'un merdivenlerde bizi izlediğini gördüm.

Hızla gözümdeki yaşları sildim ve mutfak masasındaki cüzdanımı alıp içinden bir kart çıkarttım.

"Al," dedim ve kartı ona uzattım "her ay buna para yatıracağım. Sen bana annelik yapmadın ve günler boyu aç kalmama izin verdin ama ben senin aç kalmanı istemiyorum."

Annem kartı aldı ve yutkundu "hiçbiri benim suçum değildi. Sana bir kere bile ceza vermedim ben, bir kere bile vurmadım."

"Ama bunları yapan biri vardı ve sen ona göz yumdun."

"Nasıl engel olabilirdim?" Dediğinde başımı sağa sola salladım.

"Babam sana adamıştı tüm hayatını, ben yasal hakkımı kullanmasaydım tüm şirketi sana bırakmak niyetindeydi. Hayatının aşkıydın, tek bir sözün yeterdi beni korumak için. Ama... Ama sen ben aç ve yalnız odamda ağlarken Londra'da alışveriş yapmayı tercih ettin. Önemsemedin, görmezden geldin."

"Bundan sonra seninle kalıp Junhan'a babaannelik yapabilirim. Sana yapamadığı..."

"Çok geç... Çok geç... Benim oğlumun sana ihtiyacı yok, artık benim de yok. Şimdi lütfen git çünkü biz güzel bir aileyiz Bayan Han, sizin gibi birisi bu aileye ancak zarar verir."

"Erkek erkeğe sevgilisiniz, bu nasıl iyi bir aile olabilir? Bırak sana yaptığın bu yanlış konusunda yardımcı olayım."

"Sen çocukken, yardıma muhtaç ve sevgiye açken yardım etmedin bana. Şimdi hayatımın aşkını ve ailemi bulmuşken ne yardımından bahsediyorsun? Yardıma ihtiyacı olan sensin ve sana yardım edeceğim."

"Teşekkür ederim."

"Ama... Ama her ay sadece en düşük işçi maaşı kadar yükleyeceğim o karta. Zamanında ben şirketi ele aldığımda yönetim kurulunda olduğun için bana zorla işçilere o kadar para vermemi dayatmıştın. Şimdi o parayla geçin kalan hayatın boyunca, başkalarına reva gördüğün hayatı yaşa. Beni baş başa bıraktığın yalnızlıkla tanış."

Annem evden çıkar çıkmaz kendimi yere bırakıp cenin pozisyonunda parkeye uzandım. Gözlerimden yaşlar akarken Jun'un merdivenlerden inip kucağıma uzandığını hissettim.

Minho da yere eğilmiş ve ikimizin üzerine kapanıp bizi kollarının arasına almıştı.

Bir süredir sahip olduğum bu minik aile benim hayatımı kurtarmış, gece yatağında aç ve yalnız olduğu için ağlayan o minik çocuğa baba olmuştu sanki... Bu ailem beni sevdikçe, yanımda durdukça, huzuru kalbime işledikçe minik Jisung odasında ısınıyor, doyuyor, bir anne şevkatiyle sarılıyordu sanki anılarımda...

GONE | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin