<3
"Bana anlatmıyor Minho, endişelenmeye başladım," dedim bir parça pankeki ağzıma atarken.
İlk kez buluştuğumuz kafede sevgili olarak kahvaltı ediyorduk ve Minho'ya son birkaç gündür oğlumun üzgün olduğunu anlatıyordum.
"Doğum günü gayet iyi geçmişti oysa ki..."
"Bir haftadır okulda yerim deyip kahvaltı etmeden çıkıyor evden, okula bırakmama izin vermiyor ve yarım saatlik yolu yürüyor. Bugün Seungmin ile konuşup tavsiye isteyeceğim sanırım."
"İyi fikir."
"Acaba okulda bir sorunu mu var? Gidip öğretmenleri ile mi görüşsem?" Minho elini masada duran elime attı ve avucuna aldı.
"Sakin ol bir aşkım, onu bu kadar sık boğaz etme. Seung ile görüşmek yerine onu okuldan al bugün, götür güzel bir barbekü mekanına, sen soju içerken et yeyin beraber ve ona bir derdinden bahset. Sen anlatırsan o da anlatır. Barbekücü de samimi bir ortam yaratır."
"İyi fikir, çok teşekkür ederim Minho cidden senden harika bir baba olurdu."
"Olsun o zaman..."
"Bunu konuşmak için çok erken."
"Tamam seni sık boğaz etmeyeceğim."
🍒🍒🍒🍒
"Ben çok aç değilim," dedi Jun önüne koyduğum etleri süzerken.
"Kaç gündür hiçbir şey yemiyorsun zaten lütfen ye," dediğimde çubuklarını aldı ve bir parça eti ağzına attı.
"Ben senin yaşındayken," dedim ve lafa girdim "hayatım cidden berbattı ve her gün senin şimdiki halini yaşardım. Sana bunlarla ilgili bir şeyler anlatmak istiyorum ama kendini kötü hissetmenden korkuyorum."
"Nasıl kötü hissedeceğim?" dediğinde içkimden bir yudum aldım ve ona uzatıp içmesi için onay veren bir işaret yaptım. Jun bir yudum aldı ve içkimi geri alıp konuştum.
"Benim hayatım seninkinden zordu diye üzülmeye hakkın yokmuş, vefasızlık ediyormuşsun gibi hissetmeni istemem Jun."
"Anladım ama yine de anlatabilirsin."
"Ben senin yaşlarındayken annem ve babamın hiç umurunda değildim. Arkadaşlarım ailesi ile tatile giderken babam beni eve kitlerdi yazları. Annem dünyayı gezerdi kendi başına, babamsa çalışırdı ve annem yokken benimle muhatap olmak istemezdi. Ama her şeye rağmen hedeflerim için çabaladım. Hatta arkadaşlarıma ihanet ettim. Doğru olanı yaptım demiyorum ama kendim için iyi olanı yaptım Jun. Yaptığımdan dolayı utanç duysam da o zaman o hataya düşmesem şu an sen olmazdın, asla stajyer olmak için evden kaçmaya cesaret edemezdim ve babamın evinde kaldığım için Minho ile asla şimdiki gibi olamazdık. Kimliğimi kabul edemezdim asla. Bu yüzden hatalarım için, eksikliklerim için şükrediyorum çünkü sen de benim hatalarımdan birinin sonucusun ama hayatıma girmiş ve girebilecek en güzel ve değerli şeysin. Ne hata yaptın veya nasıl bir haksızlığa uğradın bilmiyorum ama emin ol hiçbir önemi yok. Tabii ki sana kötü hissettirmesini anlıyorum ve anlatırsan empati kurmak için çabalarım ve sana yol göstermeye çalışırım ama bunun hayatını kötü etkilemeyeceğinden emin olmalısın, anlıyor musun?" Jun başını aşağı yukarı sallarken gözleri dolmaya başlamıştı "belki de kötü bir şey olmadı ve kötü hissetmek sadece içinden geliyor, bu da olabilir, yine de anlarım. Saçma gelen bir şeye de üzülüyor olabilirsin. Sorun benimle ilgili de olabilir Jun, sadece... anlat bana lütfen. Baban olarak dinlemek istiyorum ama anlatmazsan da sorun değil ben senin her türlü yanındayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GONE | minsung
FanfictionJisung'un oğlu Junhan, Lee Minho'nun dans kursuna başlamıştı. Babasının anı kutusunda gördüğü Minho ile babasının tekrar bir araya gelmesini istiyordu... 💞MİNSUNG💞 💞CHANMİN💞 💞HYUNİN💞 💞CHANGLİX💞