Finale hoş geldiniz ballarım.
Finale özel bol yorum istiyorum.
Keyifli okumalar<3
🍒🍒🍒🍒
Uyandığımda Minho yanımda yoktu. Bir aydır her sabah yanımda olmasına alıştığımdan şaşırdım ve hemen kalkıp salona indim.
"Sevgilim? Neredesin?"
Mutfağa gittiğimde Minho'nun kahvaltı hazırlarken telefonla konuştuğunu fark ettim.
Telefonu kapatınca direkt bana döndü.
"Kimdi?" Dedim merakla.
"Donör buldum," dedi gülümseyerek.
"Minho!" Dedim gergince yanına gidip "aşkım daha çok erken değil mi sence de? Daha kaç ay oldu ki yeniden bir araya geleli?"
"Jisung ben daha çok bekleyemem. Birkaç yıl içinde 40 yaşında olacağım."
"Biliyorum ama..."
"Senin minik halin aramızda. Bir de bana benzeyen minik bir bebeğimiz olsa iyi olmaz mı?" Ona sarıldım ve başımı salladım.
"Olur," dedim "çok tatlı olur."
🍒🍒🍒🍒
10 AY SONRA
Jun heyecanla etrafımda dört dönerken Gunil oğlumu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir yandan da benimle sohbet ediyordu çünkü ben de çok heyecanlıydım.
Minho bebeğimizi almak için Amerika'ya gitmişti ve maalesef bebek çok küçük doğduğu için birkaç hafta hastanede kalması gerekmişti. Hem Minho'yu hem de bebeği çok merak ediyorduk.
Ben çok gergin olduğum için onlari havaalanından Chan ve Seungmin almaya gitmişti.
Kapı çaldığında heyecanla ayağa fırladım. Gunil benden erken davranıp kapıyı açtı ve Minho beraber aldığımız puset elinde, eve girdi.
Ellerimi ağzıma götürdüm ve şaşkınca onlara bakıp bir anda ağlamaya başladım.
Minho puseti koltuğa bırakıp bana sarılırken Jun bebeğe bakıyordu. Ben titrerken Minho beni koltuğa oturttu ve bebeği pusetten alıp kucağıma verdi. Minho ve Jun sarılırken minik bebeğimize baktım.
O anda geçmişe gitmiştim sanki. Junhan'ı ilk kucağıma aldığım anı düşündüm. Evime getirdiğim anı... Beraber ilk uyuduğumuz geceyi... Kokusunu ilk aldığım zamanı...
Bebeğin minik yüzünü okşarken gözümden akan yaşlar ona düşmesin diye elimin tersiyle sildim.
Kızımız... Sun...
Minho ve Jun yanıma oturup bebeğe bakmaya başladılar.
Duyduğum burun çekme sesleri ile başımı kaldırdım. Jun sol köşemde ağlıyordu.
Seungmin yanıma geldi ve yere oturdu "gözleri aynı Minho hyunga benziyor."
Başımı salladım "çok güzel."
"Jisung, seni çok özledim," dedi Minho başını boynuma gömüp.
"Minho, ne yapıyorsun herkes burada!" Dedim şaşkınca. Sun'ı öptüm ve Jun'a uzattım. Jun kucağına alıp severken Minho'ya elimi uzattım.
"Seungmin, Chan çocuklara bakabilir misiniz biraz?" Dedim. Seungmin gülerken ona göz kırpıp Minho'yu evden dışarı sürükledim.
Kapının önüne çıkar çıkmaz dudaklarına kapandım."Bir koca ay," dedim geri çekilip "öldüm sandım sensiz."
"Biz yıllarca nasıl ayrı kaldık Jisung?" Dedi Minho başını boynuma gömüp birkaç minik öpücük kondururken.
"Burayı çok özledim," dedi Minho beni koklarken.
"Geceye kadar sabret sevgilim," dedim iç çekip "Sun'ı uyuyacağız, Seungmin'ler gidecek ve sonra sabaha kadar yalnızız."
Minho güldü ve beni kendine iyice bastırdı "seni seviyorum."
🍒🍒🍒🍒
Başımı Minho'nun çıplak göğsüne yasladım ve kolunu okşadım "çok özlemişim."
"Ben de," dedi ve iç çekti "her şeyini özledim bebeğim."
"Artık bebeğimizi de aldık, her şeyi hallettik."
"Jisung farkında mısın? 16 yaşındaki Jisung ve 19 yaşındaki Minho bugünü hayal ediyordu."
Yutkundum. Bir aile sahibi olmak hayalimdi. Jun doğduktan ve ben onu aldıktan sonra bir aile olduğumuzu az çok hissetmiştim. Jun'un kokusu aile gibi hissettirmişti bana ama bugün Sun'ın yüzünü ilk gördüğüm an, kokladığım an tamamlanmış hissetmiştim. Minho eksikti yıllar boyunca. Ona ait bir parça eksikti aile olmamız için...
Minho gitmeden önce hastalanmıştım ve beni hastaneye götürmüştü Minho. O zamana kadar her şeyi yalnız yaptığın için çok özel hissetmiştim kendimi. Ben yorgun bir şekilde sandalyede oturup beklerken o işlemlerimi yapıyordu, benim için uğraşıyordu... O gün onunla bir bebek büyütmek ne kadar kolay ve keyifli olur diye düşündüm.
En zor olayda, en sinir bozucu anlarda ve en mutsuz olduğum zamanlarda öyle başa çıkmıştı ki olan bitenle... Ona olan aşkım, hayranlığım katlanmıştı her geçen gün.
Haftasonu tatile giderken arabamızın lastiği patladığında sakince çekici bulması, ben hastayken hastanede her şeyi halletmesi, Jun ve Gunil'in ilişkisi konusunda bana rehberlik etmesi, şirkette işler kötüleştiğinde yanımda olması...
O benim 19 yaşındaki Minho'ya bakarken hayalini kurduğum Minho'ydu. 19 yaşındaki Minho'ya bakarken bu potansiyeline aşık olmuştum biraz da.
Hayalini kurduğum adam, hayalini kurduğum iyi kalpli bir çocuk ve minik bir bebek...
Başımı göğsüne bastırdım ve teninin kokusunu iyice içime çektim.
"Bunu mi hayal ediyordun sen de?" Dedim.
"19 yaşındayken çoğu zaman sadece seni yatağa atmayı düşünebiliyordum," hafifçe güldüm.
"Sadece o gözle mi bakıyordun yani bana?"
"Ergenlik," dedi ve güldü, ben de güldüm "ama seninle aynı evde yaşamayı da hayal ediyordum."
"Sallama, sadece sevişmeyi hayal etmişsin işte," dedim ve kafamı göğsünden kaldırıp dudağına bir öpücük kondurdum. O da karışık verince derin bir öpüşme içinde bulduk kendimizi.
"Seninle sevişmek, seninle ilgili sahip olduğum diğer şeylerin yanında bir hiç Jisung."
"Seni seviyorum Minho."
"Ben de seni sevgilim."
🍒🍒🍒🍒
Bir evrenimiz daha kapandi
🥹🥹🥺🥺Belki de kendim okumayi en sevdiğim fic olduğu için veya son bölümde bahsettiğim iliskinin sağlıklı oluşundan bilmiyorum bu fic çok içime sindi. Umarım siz de sevmissinizdir. Lütfen ficle ilgili yorum ve eleştirilerinizi yazın, sohbet edelim. Benden istediğiniz fic konularını ve shipleri de yazabilirsiniz.
Love uuuuu🍒🍒🍒🍒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GONE | minsung
FanfictionJisung'un oğlu Junhan, Lee Minho'nun dans kursuna başlamıştı. Babasının anı kutusunda gördüğü Minho ile babasının tekrar bir araya gelmesini istiyordu... 💞MİNSUNG💞 💞CHANMİN💞 💞HYUNİN💞 💞CHANGLİX💞