Jisung'un oğlu Junhan, Lee Minho'nun dans kursuna başlamıştı. Babasının anı kutusunda gördüğü Minho ile babasının tekrar bir araya gelmesini istiyordu...
💞MİNSUNG💞
💞CHANMİN💞
💞HYUNİN💞
💞CHANGLİX💞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"O zaman Chan hyungun doğum günü için benim evimi ayarlayalım bebeğim? Madem sen onu evden çıkartamıyorsun hazırlıklar için..." Dedim Seungmin'e.
Yarın Chan hyungun doğum günüydü ama Seungmin planladığı partiyi evlerinde hazırlayamıyordu çünkü Chan hyung Rose ile ilgilenmek için eve çok erken geliyordu, işlerini mümkün olduğunca evden hallediyordu.
"Tamam, öyle yapalım," dedi ve salonu inceledikten sonra birkaç şey anlattı.
"Müzik setin iyi, değil mi?"
"İyi merak etme ama... Yarın size sürpriz bir sanatçı getireceğim buraya o yüzden müzik işine karışma," dedim.
"O zaman ben yemekleri ve pastayı yarın öğlen yollatırım, akşam üzeri de Rose ile gelirim."
"Kimleri davet edeceksin?" Dedim merakla.
"Sadece sekizimiz oluruz. Bir de Jun ve Rose işte."
"Tamam o halde, ben her şeyi halledeceğim."
🍒🍒🍒🍒
Sonraki akşam Minho ile salonu güzelce hazırlamıştık ancak yemek yemek için bahçe masasını kurmaya karar vermiştik.
Sürpriz sanatçı olarak Xdinary Heroes grubunu çağırmaya karar vermiştim ki Chan hyung oğlumun arkadaşları ile ne kadar iyi bir grup olduğunu görsün.
"Aşkım Gunil bateriyi buraya kurmak istiyor," dedi Minho salondaki köşeyi işaret ederken.
"Minho çocukların yanında bana şöyle seslenme."
"Ne var baba aşkı değil misin?" Dedi Junhan gülerek.
"Neyse ne, oraya kurabilirsin Gunil'ciğim."
"Jisung hyung pasta için mum yok," dedi mutfaktan gelen Jooyeon.
"Ah onları arabada unuttum sanırım. Alabilir misin?" Ona arabanın anahtarını uzattım ve evden çıkışını izledim.
Yarım saat kadar sonra diğerleri ile Chan ve Seungmin'in eve gelmesini bekliyorduk. Kapı çaldığında Jun kapıyı açtı ve direkt Rose'yi kucağına alıp yanımıza koştu.
Chan hyung ve Seungmin görünür görünmez doğum gününü kutlamak için bağırmaya başladık.
"İyi ki doğdun hyung!!!!"
"Yaa, çok teşekkür ederim çocuklar," dedi Chan hyung ve teker teker herkesle sarılmaya başladı.
Sarılma faslı bittiğinde hep beraber yemek yemek için bahçeye çıktık ve tatlı bir sohbet ile yemek yedik.
"O zaman Chan hyunga özel getirttiğim çok özel bir grubu tanıtmama izin verin," dedim ayağa kalkıp. Jeongin anında alkışlamaya başladı "Xdinary Heroes! O zaman salona geçelim."
"Böyle bir grubu hiç duymamıştım," dedi Felix.
"Ben de," dedi Hyunjin "nereden buldun grubu?"
"Bilmem," dedim salona girerken.
Herkes koltuklara otururken Jun ve çocuklar kendilerine oluşturdukları alana ilerlediler.
Herkes şaşkın duruyordu, Minho ve ben dışında...
"İlk şarkımızın sözlerini babamın eski bir defterinden çaldım," dedi Junhan mikrofonuna eğilip "umarım beğenirsiniz..."
Ve HELLEVATOR şarkısını çalmaya başladılar.
Herkes hayranlıkla onları izlerken ben oğlumun gitar çalışını ilk kez canlı izlediğim için kendime hakim olamayıp birkaç damla göz yaşı akıttım.
Şarkı bittiğinde hep beraber alkışladık ve Jungsu konuştu bu sefer.
"Şimdiki şarkımızı ise hep beraber yazdık ve besteledik."
Strawberry Cake adlı parçalarına başladılar ve güldüm. Tam olarak oğlumun tarzı bir şarkıydı. Başımı çevirip Chan hyunga baktım. Şaşkın ve tatmin olmuş görünüyordu.
"Heyyyy!!!!" Hyunjin şarkı birine ayağa fırlayıp alkışlamaya başladı "harikasınız çocuklar!!!!"
"Çocuklar tükürüğünü yalayan biri değilimdir ama sizi izleyince... Sanırım siz beraber cidden iyisiniz." Dedi Chan hyung.
"Teşekkür ederiz," dedi Junhan.
"Bu benim için bir doğum günü hediyesi olabilir mi? Hep beraber benimle bir sözleşme imzalarsanız çok sevinirim."
Jooyeon ve Jungsu sevinçle birbirine sarılırken gülümseyerek Minho'ya baktım.
🍒🍒🍒🍒
Gece iki gibi herkes evlerine dağılmış, Minho Jun'un arkadaşlarını evlerine bırakmış ve kendi evine geçmişti.
Mükemmel geçen doğum günü partisinden sonra Junhan'ın mutlu olmasını beklerdim ama herkes gittikten sonra yüzündeki gülümseme anında silinmişti ve odasına girmişti.
Her ne kadar çıkması için onunla konuşsam da reddetmişti.
"Jun bir sorun mu var oğlum?" Dedim ısrarla "anlat bana, sadece yalnız kalıp kafa dinlemek istiyorsan gidebilirim."
"Yalnız kalmak istiyorum, sonra konuşuruz, git lütfen."
"Tamam o zaman iyi geceler bebeğim."
Ben tam odama girecekken Jun odasından seslendi "iyi geceler baba."
