2. bölüm

1.1K 93 137
                                    

22 Eylül 2015

Seungmin odasının penceresinden dışarıda okula gidip gelen çocukları izliyordu. Okulun nasıl bir yer olduğunu çok merak ediyordu. Eğer şuanda okula gidiyor olsaydı, lise 1'de olacaktı. Bu gün onun doğum günüydü. Ama değil doğum gününü kutlayan, hatırlayan bile yoktu. Babası Seungmini okula göndermiyordu. 1 sene öncesine kadar evde özel eğitim alıyordu, ama  belli olmayan bir sebepten dolayı babası özel eğitimini de kısıtladı. Dış dünyayla hiç bir bağlantısı yoktu. Bir arkadaşı, sevgilisi hiç bir şeyi yoktu.  Ama telefonu vardı. Yaptığı en ufak hatada ceza olarak uzun süreliğine el konsa da, geri ala bilmişti.

Sakin bir tabiata sahipti. Sessizdi. Ama içinde bulunan yalnızlık artık bir fırtına haline gelmiş, onu mahvediyordu. Yine de sesini çıkarmıyordu. Artık neden bu dünyaya geldiğini sorgulamaya başlamıştı. Özgürlüğü kısıtlanmıştı. Hiç bir şey yapamayacaksa, neden yaşıyordu ki...

Babası son 1 senede eve çok geç gelmeye başlamıştı. Son zamanlar daha da geç geliyordu.  Annesi şüpheleniyordu. Son 3 aydır devamlı kavga ediyorlardı. Seungmin başlarda bu kavgalardan korksa da artık alışmıştı. Ve şuanda anne ve babası aynı kavgalardan birini yapıyordu alt katta. Seungmin ise sadece dinliyordu. Ama aniden gelen tokat sesi irkilmesine sebep oldu. Hızla odadan çıkıp alt kata indiğinde annesini yere yığılmış halde gördü:

" Ben bu ailenin sahibiyim. Sana hesap verecek değilim. İstediğim zaman gelirim. İstediğim zaman da giderim. Ev benim değil mi? Sen de karım değil misin? Otur evinde, yemeğini ve temizliğini yap. Eve geldiğimde dua et. Sen ve oğlunun suratı hiç çekilecek değil."

Merdivenlerin başında donup kalmış oğlunu farkettiğinde konuşmaya devam etti:

" Ne dikiliyorsun orada? Gel de kaldır şu anneni. Bir işe yara. Hepinizden tiksiniyorum artık."

" YETER ARTIK!"

Seungmin her şeyi göz ardı edebilirdi. Ama babası dahil, birisinin annesine el kaldırmasını asla göz ardı edemezdi. Ani öfkenin verdiği gazla babasına bağırdı. Babası tam kapıdan çıkacaktı ki, arkasını döndü:

" Sen az önce bana mı bağırdın?"

Bir kaç saniye beklese de yine konuştu:

" Annem haklı. Sen evli bir adamsın. Ve bir oğlun var. Evine zamanında dönmelisin. Ailene sahip çıkmalısın. Bana çektirdiğin bu yalnızlığa tahammül edebilirim, ama annemi üzmene edemem. Bir kez daha ona vurmaya kalkarsan seni... Seni..."

" Evet, beni? Beni ne? Sen bana ne yapabilirsin ki, küçük velet?"

Bu cümleleri söyledikçe Seungmine yaklaştı ve ona da tokat attı. Ve dudağını patlattı. Yakasından tutup onu sertçe duvara sabitledi:

" Laflarına dikkat et, alırım ayağımın altına. İkinizi de fena hale getiririm."

" Uzak dur oğlumdan!"

Annesi ayağa kalkıp adamın kolundan yapışarak oğlunun üzerinden çekmeye çalışıyordu. Ve adam kadını sertçe itti. Annesi kafasını sert olacak şekilde sehpaya çarptı.

" ANNE!"

Seungmin annesinin yanına koştu hızla. Yerler şimdiden kanla kaplanmıştı. Babası henüz yaptığı şeyi sindiremiyordu. Kan gözlerini bayağı korkutmuştu.

" NEDEN ÖYLE BAKIYORSUN, AMBULANSI ARASANA! ANNE NOLUR AÇ GÖZLERİNİ! LÜTFEN ANNE BIRAKMA BENİ!"

Ağlamasını durduramıyordu. Babası anca kendine gelip ambulansı araya bilmişti. Ambulans geldiğinde hepsi hastaneye gitti. Annesi ameliyathanedeydi.

Masumiyet Heykeli    [ HyunMin/SeungJin ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin