Uwuwuwuwu! Selam şeker parelerimmm! Evet, bu gün final bölümü yayınlıyorum... Ahh, gözlerim doldu, çok duygulandım. Final yapan ilk hikayem. Bundan önce iki kez hikaye yazmaya kalktım. Biri hala duruyor belki bir gün onu da yazarım. Ama ötekisi siz goremiceksiniz çünkü yayından kaldırdım. O hikayede iki tane de kız vardı. 2 bölüm yazmıştım, teması güzel olsa da sevmedim. Başka bir şeye dönüştürür öyle yazarım. Nys, duygulanmam geçti, çok uzattım. HADİ FİNALE! WUİİİİİYYY!
Bir birilerine sıkıca sarıldıktan sonra çocuklar odadan çıkıp ikiliyi baş başa bırakmak istedi. Daha bir birileriyle konuşacak çok şeyleri vardı.
Hyunjin Seungmini cam kırıklarının kapladığı odadan çıkarıp kendi odasına getirmişti. Yaklaşık 2 saattir, Seungmin Hyunjine sarılmış, kafası göğsünde uyuyordu. Hyunjinin bir kolu Seungminin sırtının altındaydı. Böylece rahatça saçlarını okşaya biliyordu. Diğer eli de göğsünün üstünde duran Seungminin elini tutuyordu. Saçları tam da burnunun dibindeydi. Kokusu çok güzeldi. Oksijen yerine bu kokuyla nefes alabilirdi. Yanaklarını, boynunu, dudaklarını tüm gün hiç durmadan öpe bilirdi. Ama onu incitmeden. Bu güzelliğe kim kıyabilirdi ki? Malesef, her kes Hyunjin gibi düşünmüyordu. Bu güzelliği kötü niyeti için alet edenler vardı ve birisi amacına ulaşmıştı.
Hyunjin ve ekibi Joon Hyukdan daha güçlüydü. İster kolay, ister zor olsun, Hyunjin onu girdiği delikten çıkara bilecek güce sahipti.
İntikam almak Hyunjin için zayıflara göre bir şey. O bedel ödetir. Ve Joon Hyuk Seungmine yaptıklarının bedelini çok ağır ödeyecek.
Hyunjin yattığı yerde yan dönerek Minnie'siyle yüzünü hizaladı. Seungminin kafası şimdi Hyunjinin kolunun üstündeydi. Hyunjin boşta kalan eliyle tekrardan ipeksi saçları okşamaya başladı. Eğilip burnuna bir öpücük kondurdu. Daha sonra yanağına. Sonra çenesine. Son olarak dudağına minik bir kelebek öpücüğü kondurduğunda Seungmin hissettiği temasla yavaşça gözlerini açtı. Baygın bakışlarla önünde onu en güzel gülümsemesiyle izleyen çocuğa baktı. O da gülümsedi.
" Gülümsemeni çok özledim." Seungmin daha geniş gülümsedi. Hyunjin eğilip bu güzel gülümsemenin üstüne uzun ve narin bir öpücük bıraktı.
" Bu çok güzel hissettirdi."
" Hmm. Demek güzel hissettirdi." Bir daha öptü. Bu daha kısaydı. Ama sayısı fazla. Kendisi de gülerek Seungminin yüzündeki her noktayı öptü. Seungmin artık gıdıklanıyordu. Kıkırdamaya başladı.
" Gıdıklanıyorum, dur."
" Buna gıdıklanmak mı diyorsun?" Seungminin karnını gıdıklamaya başladı. Seungmin şimdi daha sesli gülüyordu.
" D - dur artık. Ya-yapma, dur."
" Sihirli cümle nedir?" Bunu daha önce de sormuştu. Ve Seungminin zihninde o anı canlandı.
Flashback
" Lanet olsun, nerede bu?" En sonunda pes edip bir elini beline koydu. Diğerini de saçlarından geçirdi.
" Hyunjin, telefonum bur- Aaa, şeyy özür dilerim."
Kapıyı çalmadan içeriye damlayan Seungmin'in şaşkın suratına anlam veremedi. En sonunda üstünde sadece siyah bir pantolon olduğunu, üst vücudunun çıplak kaldığını hatırladı. Yüzünde sinsi bir sırıtışla adımlarını Seungmine taraf atıp arkasından açık bıraktığı kapıyı kapattı. Sol elini kapıya yaslayıp Seungmin'i kapıyla kendi arasına almıştı.
" Bağımlı mı kaldın odama, sevgili Minnie'm?"
" B-ben sadece t-telefonumu almaya g-geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...