Seungmin zile bastı. Kapı tahmin ettiğinden daha çabuk açıldı.
" Ah, hoşgeldin, Seungmin."
" Hoşbuldum, Min Ji noona. Bir yere mi gidiyorsun?"
" Mesaim bitti ya. Evime gidiyorum."
" OLMAZ! GİDEMEZSİN! Ben daha uyumadım."
" Oww, Seungim. Gerçekten gitmem gerek. Bavulumu alıp uçağa yetişmem lazım."
" Uçak mı? Ne uçağı?"
" Sana söylemeyi unuttum, tabi ya. Ben memleketime gidiyorum 1 haftalığına. Bay Dae-jungdan da izin aldım."
" Ve babam 3 gün evde olmayacak. Ben yalnız kalamam ki."
" Hadi ama, Seungmin. Artık 22 yaşındasın. Bazı şeyleri aşmalısın. Hem neden yalnız kalıyorsun ki? Dışarı çıkarsın öğlenleri. Baban da yok zaten."
" O yoksa, korumaları var ve beni dışarı çıkmamam konusunda uyardı. Ayrıca monofobim olduğunu unuttun mu? Bu öyle böyle bir korku değil, noona, sen de biliyorsun."
" Seungmin, gerçekten gitmem gerek. Aksi taktirde kalırdım. Biliyorum, evet, senin için zor. Ama bu yalnız kalacağın 3 günü değerlendire bilirsin. Belki bu fobiyi aşmakta sana yardımcı olur."
" Noona, defalarca evde yalnız kaldım zaten ve bunu hala aşamadım. Ve hiç gelişme göstermedim. Yine aynısı olucak işte. Yine o korkunç sesleri duyacağım, yine krizler geçireceğim. Yine annemi kaybettiğim gün kabuslarım olucak..." Gözünden bir damla yaş aktı. Silmek zahmetine bile girmedi.
" Lütfen böyle yapma. Ben de üzülüyorum. Asla sen uyumadan gitmedim, bunu sen de biliyorsun-"
" Bu gece de aynını yap, lütfen. Ben uyuduktan sonra gidemez misin?"
" Yarım saate uçak kalkacak ve benim daha eve de uğramam gerek, Min. Gerçekten üzgünüm."
Seungmin kafasını salladı. Anlaşılan bu gece zor olucaktı.
" Uyumadan önce eğlenceli şeyler izle. Korkularını azaltacaktır." Dedi ve Seungminin alnından öptü.
" Benim artık gitmem gerek. 1 hafta sonra görüşürüz."
" İyi yolculuklar, noona. Kendine dikkat et."
" Sen de dikkat et." Dedi ve çıktı. Kapıyı kitleyip aceleyle bahçeden çıktı ve yoldan bir taksi çevirdi. Binmeden önce son kez arkasını dönüp eve baktı. " Özür dilerim, Seungmin." Gözünden bir damla yaş aktı.
°°°
Seungmini evine bıraktıktan sonra kendi evine geçti. Diğerleri ile aynı evde kalıyordu. Daha doğrusu villada. Seungminlerin villasından çok daha büyük. Arabayı farkeden hizmetçi Hyunjin çalma zahmetine girmeden kapıyı açtı.
" Hoşgeldiniz, efendim."
" Hoşbuldum. Diğerleri evde mi?"
Ceketini çıkarıp hizmetçiye asması için verdi.
" Bay Changbin ve bay Felix bir kaç saat önce dışarı çıktılar. Geri kalan her kes evde, efendim."
" Tamam, teşekkürler."
Salona geçtiğinde anime izleyerek bir birine sarılan MinSung çifti ve onları umursamadan köşedeki koltukta telefonunun ekranına bakıp sırıta sırıta biriyle mesajlaşan Jeonginle karşılaştı.
" İyi akşamlar, millet."
" Sana da, patron."
" Sana da, Drama Lama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...