Merhaba, bebeklerimmm. 1K olmuşuz HADİ KUTLAYALIMMMMM! STRAY KİDS BİR SÜRÜ BİRİNCİLİK KAZANDI! HER SEY COK GÜZEL! Bu arada, BTS askere gitmiş. Hikayemi okuyanların arasında starmyler de var bildiğim kadarıyla. Allahın izniyle sağ salim geri dönerler. Army olmasam da, BTS güzel bir grup. 2025'e sağ çıkarız İnşaAllah!
Sabah olmuştu. Seungmin ağlaya ağlaya uyuya kalmıştı. Uyandığında yine ağlamak istiyordu. Ama söz vermişti. Jinnie'si gelene kadar ağlamayacaktı. Banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Aynaya baktığında berbat göründüğünü farketti. Neden yaşadığı küçücük güzel bir şeyden hemen sonra onu derinden yaralayacak şeyler yaşıyordu? Ne zaman üzülmeden mutlu olacaktı?
Üstünü değişip aşağı kahvaltıya indi. Merdivenlerin ortasına varınca babası konuşmaya başladı.
" Nereye indiğini sanıyorsun?"
" K-kahvaltıya"
" Kahvaltı yapmayacaksın, Seungmin."
Akşam yemeği bile yememişti dün gece. Şimdi kurt gibi açtı ve de halsizdi.
" A-ama-"
" Geri odana çık ve beni bekle."
Seungminin şimdiden bedeni titremeye başlamıştı. Babası ona ne yapacaktı? Titrek adımlarla merdivenleri geri çıkıp odasına girdi.
Bir sağa bir sola doğru yürürken babası elinde yemek tepsisi ile içeri girdi.
" Hala aç mısın, Seungmin?"
Seungmin şaşkın bakışlarıyla dona kalmıştı. Babası sıcak bir gülümsemeyle elindeki tepsiyi arkasındaki masanın üzerine bıraktı. Kollarını Seungmine açtı.
" Babana sarılmayacak mısın?"
Seungmin ne yapacağını şaşırdı. Karşısındaki adam gerçekten de babası mıydı?
" A-ama bana kızgın değil misin?"
" Bildiğim bir gerçek var ki, her kes aşık olabilir, evladım."
Seungmin bir süre düşündü.
" Hadi oğlum, korkma." Babası çok içten gibi görünüyordu. Seungmin korkak adımlarla babasına doğru ilerledi. Tüm bu yaşadıklarına rağmen hala babasının onu bir umut sevdiğini düşünüyordu. Düşünmek istiyordu. Sadece sevgi istiyordu. Ve şuanda karşısında ona kollarını açmış ona sarılmasını bekleyen adam ona fazla sevgi dolu gözüküyordu. Ona zarar verecekmiş gibi durmuyordu. Seungminin adımları korkak halinden daha cesaretli bir hal almıştı. Babasıyla arasında 3 küçük adım mesafe kalınca babası tekmeyi Seungmin'in karnına bastı ve Seungmini yere serdi.
Hyunjin kalbine saplanan ağrıyla aniden uyandı. Elini kalbine götürdüğü an gözlerinin önüne ağlayan Minnie'si geldi. O da göz yaşlarını tutamadı. Geceyi zar zor uyuyup atlatmıştı.
" Lütfen iyi ol, Minnie. Tanrım, en azından ben onun yanına gidene kadar onu koru. Ben onsuz yaşayamam."
Tekme yumruk dövdükten sonra yere serilmiş kılını kıpırdatacak hali kalmayan oğlunun başı ucuna gelip konuşmaya başladı.
" İbne olmanın bedeli. Afiyet olsun, oğlum."
Seungminin yattığı yerden gözünden bir damla yaş firar etti. İçinde Hyunjinden özür diledi. Zira ağzını açacak halde değildi. Ona verdiği sözü bozmuştu... Bir damla göz yaşı sarf etmişti...
Hyunjin elini yüzünü yıkayıp kahvaltıya indi. Zombi gibiydi. Yüzünde hiç bir duygu yer edinmiyordu.
" Bu kadar perişan etme kendini, Hyunjin. Azıcık daha bekle. Bu gece kurtaracağız Seungmini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...