Herkese merhaba! Vay canına, sonunda 20. Bölüme geldik. Bu bölüme kadar benimle olan herkese teşekkür ederim. Hikaye
bittikten sonra da katilacak herkese sevgilerimi sunarım. STAY olarak büyük ve güçlü, bu kitapta olanlarla birlikte minik ve şeker bir aileyiz. Final değil sadece rakama göre yaptım bu konuşmayı. Ya da yazıyı artık her neyse QLSMWKSNWNSNW. Hadi bölüme geçelim, iyi okumalar!O gece birlikte uyudular. Sabah ilk uyanan Seungmin oldu. Yerinden kalkmamıştı. Kafası Hyunjinin göğsünde öylece düşünüyordu. Az sonra Hyunjin de uyandı. Seungmin o kadar dalmıştı ki, onun uyandığının farkına varamamıştı. Hyunjin gözlerini açtıktan sonra etrafı taradı, daha sonra gözlerini bir noktaya dikip öylece düşünen sevgilisine baktı.
" Günaydın, bebeğim." Seungmin daldığı yerden uyanıp kafasını kaldırdı ve gülümsedi.
" Günaydın, Jinnie."
" Ne düşünüyordun öyle?"
" Ben mi? Hiiç"
" Ne demek hiiç?" Seungmin dudaklarını içeri kıvırıp beynini kurcalayan şeyi sorup sormaması gerektiğini düşünüyordu. Sonda sormaya karar verdi.
" Sana bir şey sorabilir miyim? Ama cevaplamaya mecbur değilsin."
" Sor tabi, bebeğim."
" O mektup... Ne zaman görsen ya da hatırlasan, gözlerin doluyor. Onu sana kim yazdı? Kimin sevgisinden mahrum kaldın? Onu hala seviyor musun?"
Hyunjin bu soruyu beklemiyordu. Yani en azından şuan için. O farkına varmadan çoktan gözleri dolmaya başlamıştı. Seungmin gördüğü an hemen pişman hissetti. Hızlıca Hyunjinin elini tuttu.
" Özür dilerim, keşke hiç sormasaydım. Lütfen, ağlama, Jinnie."
" Ha? Ne? Hayır, ağlamıyorum." Gülerek göz yaşlarını sildi.
" Hi- hiç sormadım farz edelim, tamam mı? Hadi başka şeylerden bahsedelim. Bu gün bir yerlere gidelim mi? Eğer şirkette işin yoksa tabi. Eğer varsa orda da takıla-"
" Seungmin?" İşaret parmağıyla Seungminimin dudaklarına susmasını işaret etti.
" Sorabilirsin. Sorun yok. Bu beni rahatsız etmiyor, endişelenme." Seungmin yutkundu.
" Evet, mektubu yazan kişiyi seviyorum. Her zaman da sevmeye devam edeceğim. Kalbimdeki yerini her zaman koruyacak." Seungmin gözlerini kucağındaki ellerine dikti. Hyunjin her zaman onun kendisini sevdiğini söylerdi. Başkasından hiç bahsetmemişti. Yoksa Seungmin yanlış mı anladı? Peki bu güne kadar yaşadıkları o anlar? Öpüşmeleri yalan olacak değil ya. Belki de her ikisini seviyor? Bu da olabilir, değil mi?
" Eski sevgilin mi?" Utangaç bir sesle sordu.
Hyunjin gülmeye başladı.
" Annemdi, Minnie." Seungminin gözleri büyüdü. Bakışlarını Hyunjinin gözlerine çıkardı.
" Annen miydi?"
" Evet. O mektubu babam askerdeyken yazmıştı. Aslında bir sürü mektup yazmıştı. Babam hepsini saklardı. Bunu da bana vermişti. Hatıra olarak."
" Ne kadar da... Romantik... Ve çok güzel..."
" Evet. Bir birilerine olan aşklarına hayrandım. Hala da hayranım... Ağlamamın nedeni..." Yutkunup cümlesinin devamını getirdi.
" Ben onlara doyamadım, Minnie. Ben sarılamadan, hoşçakal demeden gittiler, Minnie. Beni bırakıp gittiler. Sevgilerine doyamadım. Sarılmalarına, beni şımartmalarına doyamadım. Hepsini çok özlüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...