Merhaba bebislerr. Yb dediniz ben de yazayım dedim. Belirli sahneler için şarkılar ekleyeceğim etkili olsun diye. O şarkıları dinleyerek okursanız, duyguyu size tattirmis olacağım diye düşünüyorum. Umarım öyle olur. SEVİLİYORSUNUZZZ! VOTE VE YORUMLAR PLEASEE2 hafta sonra
Seungmin hastaneye getirildiği günün ertesi uyanmıştı. Hyunjinin geçirdiği kriz nedeniyle başka bir odaya taşınmıştı. Uyandığından beri tek bir kelime bile etmemişti. Kimseyle konuşmuyor, yemiyor, içmiyor... Ağlamıyor, gülmüyor... Hyunjin bu iki hafta boyunca onu görememişti. İçinde fırtınalar kopuyordu. Ama Seungmin tek bir kafa sallamayla herkesle görüşmeyi redd etmişti. Sadece hemşireler gelip serumunu değişir, kendini nasıl hissettiğini sorardı. Ona bile cevap vermiyordu. Her gün aynı noktaya bakıyordu. Düşünemiyordu bile. O gün yaşadığı şeyler yüzünden attığı çığlıklar, ağlaması, yalvarışları beynini ele geçirmişti. Hyunjinden farksız onun da içinde fırtınalar kopuyordu. Her yeri kırıp dökmek istiyordu. Herkese saldırmak istiyordu. Bunu neden ona yaşattıklarını sorgulamak istiyordu. Ama o kadar çok yaralanmıştı ki, kıpırdayamıyordu. Bu halde mi yıkıp dağıtacaktı? Bu halde mi saldıracaktı? Yine her zaman olduğu gibi, bu sefer de içinde çelişecekti tüm bu zorluklarla. Yine kalbi dolup taşıyordu. Yine zihni susmuyordu... Yine hiç bir şey yapamıyordu.
Hyunjin diğerlerine Seungmini kontrol etmelerini rica etmişti. Onun için endişeleniyordu. Korkuyordu. Onu görememek onu deli ediyordu. Çocuklar her seferinde Seungminle konuşmaya çalışsa da, başarılı olamamışlardı. Seungmin tek bir kelime dahi etmiyordu. Yaşayan bir ölü gibiydi.
2 hafta boyunca hiç değişmedi. 2 haftanın sonunda Hyunjin artık taburcu oldu. Hayati riskinin büyük bir kısmını atlatmştı. Sadece yarası iyileşene kadar biraz daha dikkatli olmalıydı. Seungminin sırtındaki yaralar henüz iyileşmemişti. Henüz hastanede kalması gerekiyordu. Ama Jisung tedavinin geri kalanını devralabileceğini söyledi. Bu yüzden onu da taburcu ettiler.
Hala yürüyebilecek durumda değildi Seungmin Hyunjinin aksine. Bu yüzden onu arabaya kadar tekerlekli sandalyede götürdüler. Hyunjin çıkışın önünde onun gelmesini, daha doğrusu Felix ve Jisungun onu getirmesini bekledi. Artık dayanamıyordu. Onu görmek, onunla konuşmak istiyordu. 2 haftadan fazladır, onsuz olmak nefes almasını bile zorlaştırıyordu.
Jisung ve Felix, Seungmini getirdiler. Hyunjin sevdiği çocuğu görmenin verdiği heyecanla kalbinin hızlandığını hissetti. Ama aynı zamanda bir acı... Seungminin gözleri kucağında birleştirdiği ellerine bakıyordu. Tepkisizdi. Hyunjinin kapıda olduğunu göremese de, hissediyordu ve onun da kalbi hem hızla, hem de acıyla atıyordu. Kendini kirli ve iğrenç hissediyordu. Bu yüzden Hyunjinin yüzüne bakamıyordu ve bu da canını yakıyordu. Hyunjin daha fazla kendini tutamadı. Seungminin sandalyesinin önüne koşarak diz çöktü ve ellerini tutup göz yaşları içinde konuşmaya, hatta yalvarmaya başladı.
" Minnie! Güzelim! Nolur, konuş benimle. Çok ihtiyacım var, lütfen. Sensiz olmuyor, bebeğim. Sesin olmadan, gülüşlerin olmadan, sarılman olmadan... Sen olmadan ben de olamam. Seungmin olmadan Hyunjin de olamaz. N-nolur bak yüzüme. Beni aşağıla, hakaret et, söv, döv, saldır, ne yaparsan yap. Yeter ki bana bak, beni görmezden gelme, Seungmin, nolur. Çok özür dilerim, sana söz verdim, bize söz verdim, hep koruyacağım dedim, ama başaramadım. Hepsi benim suçum. Kendimi asla affetmeyeceğim. Hep bunun acısını çekeceğim, biliyorum. Sen de beni affetme, affedilecek bir yanım yok. Ama görmezden de gelme... Nolur..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...