Seungmin evine girdi. Evdeki tüm kapalı ışıkları açtı. Ardından odasına girip kendini yatağına attı. Gerçekten harika bir gün geçirmişti. Çok fazla gezdiği için de yorulmuştu. Bu gece kesinlikle deliksiz ve çabuk uykuya dalacaktı. Gözlerini kapatıp kendini uykunun kollarına verdi. Ah, pardon. Erken konuştuk. Uykuya geçemeden birisi alacaklı gibi kapıyı tekme-yumruk çalıyordu. Seungmin korkak adımlarla kapıya yöneldi. Kapıyı açmasıyla yakasından tutulup duvara yaslandırılması bir oldu.
" Baban olacak it herif nerede? Cevap ver!"
" S-siz de ki-kimsiniz?"
" Soruma soruyla yanıt verme. Dae nerde?"
" Bi-bilmiyorum."
" Geldiğinde ona söyle. Eğer bana 100 milyar won borcunu göndermezse, kızıma yaptığının aynısını sana yaparım."
" B-bana mı?"
" Evet, sana."
" N-ne ya-yapacak-sın bana?"
" Baban kızıma her gece ne yapıyorsa. Bilmediğimi zannediyor. Ama biliyorum. Her gece kızımın dudaklarına, boynuna ve gittikçe daha da aşağıya kayarak o dudaklarını kızımın teninde gezdiriyor. Malesef kızım bu durumdan memnun. Eğer baban bana dediğim parayı getirmezse, aynısını sana yaparım. Ama sen memnun olur musun, orasını bilemem. Hatta... Lafı açılmışken..." Elinin tersi ile Seungminin yanaklarını okşamaya başladı. " Sen ne kadar da kusursuz görünüyorsun böyle. Açık pembe dudakların, beyaz tenin..." Aralarındaki mesafeyi sıfıra indirmeye başladı. O yaklaştıkça Seungmin daha da titriyordu. En sonunda karşısındaki iri cüsseli adamı itmeye başladı. Ama nafileydi. Seungmin'in çabalarına karşın adam Seungmini daha sıkı tutmaya başladı. Bir elini çenesine götürdüğünde Seungmin adamın elini ısırdı ve bu sefer başarılı olacak şekilde ittirip evden kaçtı.
" Kaçma, gel buraya." Adam elinin acısına aldırmadan Seungmin'in peşinden koşmaya başladı. Kilolu olduğu için hızlı koşamıyordu. Seungmin adamın aksine tavşan kadar hızlıydı. Araba yoluna çıktığında siyah renkli bir araba az kalsın ona çarpacaktı.
" Yavaş koşsana, kardeşim, kovalayan mı var sanki?"
" Evet! Evet var. Lütfen bana yardım edin, beni yakalarsa, zarar verecek. Korkuyorum, yardım edin lütfen."
" Tamam, tamam. Sakin ol önce. Geç arabaya, hadi."
" Çok teşekkürler."
Seungmin arabaya bindi. Arabanın camları dışarıdan siyah katmana sahip olduğu için içi gözükmüyordu. Arabanın sahibi de arabaya binecekti ki, ona seslenilmesiyle durdu.
" Bang Chan!" Koşmaktan nefes nefese kalmıştı.
" Joon Hyuk? Burda ne yapıyorsun? Ve neden nefes nefesesin?"
" Bir sürtüğün peşinden koşuyordum. Burdan geçti mi? Gördün mü?"
" Sürtük mü?" Anlık olarak kafasını çevirip arabaya bakacaktı, ama dikkat çekmemek için vazgeçti.
" Evet."
" Pijamada koşan çocuk mu?"
" EVET! Evet, o. Nereye gitti?"
" Demin az kalsın ona çarpacaktım. İyi mi diye arabadan indim, beni ittirip kaçtı. Şu tarafa doğru koştu."
" Tamamdır, sağol." Dedi ve Bang Chan'ın gösterdiği tarafa koştu.
Bang Chan da kendi arabasına bindi.
" Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Hayatımı kurtardınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...