Merhaba, sevgi pitirciklarimmm. Umarım MAMA konserinden sonra hala yaşayan vardır. Hadi bolume gecelimm
1 hafta sonra ...
" Hadi ama, Jinnie. Artık iyileştim. Bak." Karnına dokunarak canının acımadığını ıspatlamaya çalışıyordu. O yatakta pijamalarıyla iyi olduğunu kanıtlamaya çalışırken Hyunjin dolabın önünde üstünü değişiyordu.
" Böyle dokununca tabi acımaz. Ama çekimlerde fazla yorulursun. Çünkü çok hareketli olacaksın." Dedi ve beyaz gömleğini çıplak vücuduna giyerek siyah pantolonuyla uyum sağladı.
" Ama çok aksattım. 1 haftadır, gidemiyorum."
" Olmaz dedim." Kravatını bağlayarak cevapladı.
" Ama lütfeeeeenn."
" Neden bu kadar ısrar ediyorsun ki? O çekimlere gitmeye seni bağlayan ne? Ya da kim?" Kızmaya başlıyordu. Seungmini cansız eşyalardan bile kıskanacak kadar seviyordu.
" Sen neden bahsediyorsun? Oraya kim için gidebilirim ki?" Şaşkınlık ve üzüntü dolu sesiyle söyledi.
" Ee? Ne diye gitmek istiyorum diye ısrar ediyorsun?"
" Hyunjin, bu benim işim." Hala kravatını bağlamaya çalışan Hyunjine aynadaki yansımasına bakarak cevap verdi.
" Yani?" Kravatını bağlayamayıp en sonunda bir köşeye fırlattı ve yatağa Seungmin'in yanına oturdu.
" Sadece... Ben de senin gibi işimde başarılı bir çalışan olmak istiyorum. Ama 1 haftadır, işimi aksatıyorum ve bu iyi bir çalışanın yapacağı şey değil."
" Onu da kim demiş?" Sevdiği çocuğun elini tutarak cevap verdi.
" Sen zaten başarılısın, bebeğim. Tüm sektör senden fazlasıyla memnun. Sağlığın daha önemli. O yüzden tamamen iyileşene kadar evde kalıp dinleneceksin."
" Ya bari sizinle geleyim şirkete. Evde çok sıkılıyorum. Hem..."
" Evet? Hem ne?"
" Hem ben evde seni özlüyorum." Utangaçlığı yüzünden kısılan sesiyle söyledi. Hyunjin yüzüne yan bir sırıtış yerleştirip Seungmin'in dudağına bir öpücük kondurdu.
" Kim Seungmin evde beni mi özlüyormuş?" Seungmin kızaran yüzünü saklamak için kafasını eğip onaylar şekilde salladı.
Hyunjin elini Seungminin yüzüne çıkarıp hassas bir cisimmiş gibi okşamaya başladı." Tamam. Kıyafetlerini değiş ve aşağı gel. Seni bekliyor olacağız." Seungmin sevinerek Hyunjinin boynuna sarıldı.
" Teşekkür ederim~"
Her kes kahvaltısını yapıp çiftler olarak arabalarına bindiler ve şirkete gittiler.
" Geçen sefer okuduğum kitap hala burada mı?"
" Çekmecede. Sevdiğini biliyordum, bu yüzden kolayca bulman için onu sakladım. İşte burda." Kitabı çekmeceden çıkarıp Seungmine uzatdı.
Seungmin kitabı alır almaz sayfalarını kurcalamaya başladı. O sırada yere bir kağıt parçası düştü. Bu geçen sefer Hyunjinle birlikte okudukları mektupdu. Hyunjinin okurken ağlayıp ona sarıldığı mektup...Mektup yere düştüğünde Hyunjin de farketti. Seungmin eğilip almak isterken Hyunjin ondan önce davrandı. Hyunjin mektubu alınca istemsizce yüzü düştü. Daha sonra Seungminin ona baktığını görünce yüzüne zoraki bir gülümseme ekledi. Yutkunarak derin bir nefes alıp koltuğuna ilerledi. Ama arkadan ona sıkıca sarılan Seungminle adımlarını durdurdu. Kısa süren şaşkınlığının ardından arkasından beline sarılan elleri tuttu. Biraz öyle bekledikten sonra Hyunjin yönünü Seungmine dönmüştü. Seungmin gördüğü göz yaşlarını hemen elleriyle narince sildi. Hyunjin gözlerinin dolup taştığından habersizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masumiyet Heykeli [ HyunMin/SeungJin ]
FanfictionHayatındaki koca boşlukta kaybolan, yıllardır sahip olduğu huzursuzluğun sebebi olan eksik ama eşsiz parçasını arayan Hwang Hyunjin, içindeki çocuğu büyütemeyen, hayatı kâbus dolu gecelerden oluşan Kim Seungmini kurtararak yapboz hayatını tamamlar...