Bay D / Yarı Texting

35

Bölümü 2 parçaya ayırdım. Devamı da yakın zamanda gelecek.

Vote (oy) vermeyi yorum yapmayı unutmayın

İyi okumalar :)

Asya

Sabah boğuluyormuş gibi bir hisle uyandım. Bunun nedenini anlamam uzun sürmedi. Demir öyle bir sarılmıştı ki kemiklerini hissedebiliyordum. Beraber uyuduğumuzu kavradıktan sonra boğulmamak için kollarının arasından çıktım.

Yatakta oturur pozisyona geçip belli bir süre onu izledim. Uyurken o kadar tatlı gözüküyordu ki...

Saçları hafif dağılmış dudakları yastıktan ötürü öne çıkmış bakmaktan çok hoşlandığım gözleri ise kapalıydı.

Elimi kaldırıp saçlarında gezdirdim, yumuşacıktı.

Dün yaptığımız konuşma, onun hakkında bir şeyler öğrenmem, hoşuma gitmiş aynı zamanda iyi hissettirmişti.

Bugün beraber psikiyatriste gideceğimiz için gergindim ama sanki Demir tüm gerginliğimi çekip alıyor gibi hissediyordum.

Kendi doktorumun olmayışı beni üzse de bu seansta farklı bir bakış açısı geliştirebilirim diye düşündüğüm için pek sorun etmiyordum.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp yataktan kalktım ve lavaboya girdim. Kendime çeki düzen verip alt kata indim. Ev yine istemediğim kadar sessizdi.

Mutfağa ilerledim. Adımlarım o kadar yavaştı ki kaplumbağa yanımda tavşan olurdu.

Bu, hastaneye gittikten sonra mutfağa tek başıma ilk girişimdi.

Mutfak masasına oturdum. Sadece düşündüm. Son yaşadıklarımı, yaşarken hissettiğim şeyleri, bardağın düşüş anını, sesini...

Ben bunları düşünürken iyice dalmış olmalıyım ki Demir'in uyanıp mutfağa geldiğini hiç duymadım. Kapının pervazına yaslanmış bana bakıyordu.

Günaydın. Dedim sessizliği bozarak.

'Günaydın, neden beni çağırmadın?'

Uyuyordun, dün toplantıya girmiştin zaten dinlen istedim.

'Uzun zaman sonra yaşadığım en huzurlu uykuydu.'

Benim de öyleydi ama bir cevap vermedim. Gergin olduğum zamanlarda ya çok konuşur ya da susardım.

'Kahvaltıyı nerede yapalım?'

Bilmem, bana fark etmez. Sen nerede istersen orada yapalım.

Sessizlik olunca kafamı kaldırdım ve Demir'e baktım. Beni çözmeye çalışıyormuş gibi gözlerini bana dikmiş bakıyordu.

Çok geçmeden yanıma gelip önümde durdu. Ellerini bana uzattı. Kafamı kaldırıp baktım.

'Hadi.'

Elini tuttum.

'Gerilmene gerek yok Asya ben buradayım. İstemezsen hemen döneriz. Her şey güzel olacak sadece buna odaklan.'

Birden elini çekti. Ne olduğunu anlayamadığım için kaşlarımı çattım.

'Bir şey getireceğim beni bekle.'

Tamam. Der demez yukarı çıktı.

Bu dengesiz hareketlerine gerçekten anlam veremiyordum. Bir bakıyorum çok ciddi bir bakıyorum çok neşeli bazen çocuksu bazen olgun...

Kısa süre sonra elinde bir şeyle geri döndü. Ne olduğunu aşırı merak etmiştim.

'Eveet. Sana bunu dün verecektim ama aklım başımdan gitti unuttum. Umarım beğenirsin.'