-6-

83 9 144
                                    


Sınıfa girdiğimde arkadaşım bana bıkmış bir surat ifadesi ile baktı ve telefonu verdi.

Mete: Lara
Mete: Lara
Mete: Lara
Mete: Lara
Mete: Lara

Rana: Bu Laranın numarası değil!

Mete: Tamam, ona ver.

Rana: Lara ben, noldu?

Mete: Kızım nereye gittin öyle, hiç haber vermeden!?

Rana: Peşimden bile gelmedin, sana sorma hakkını kim veriyor?

Mete: Kızım yorgundum zaten!?

Rana: Banane ya banane!

Mete kişisini engellediniz.

Bu sefer ben kararlıydım, Metenin kabalığı artık beni delirtmek üzereydi. Çantamdan makyaj malzemelerimi çıkarttım ve tuvalete gittim. Her zamanki makyajımdan yaptım ve en güçlü halimle çıktım. Yanımdan Mete geçerken yüzüme öylece baktığını fark ettim, sonra derin bir nefes alıp beni kolumdan tutup çekti. O anın şokuyla ben kalakalmışken sinirle bağırdı.

"Bir daha makyaj yaparken görmek istemiyorum seni, anladın mı!"

"Sana karışma hakkını kim veriyor? İstediğimi yaparım, o zaman bakma bana!" Diye bağırdım.

"Aptallaşma, sil dedim!"

Aptal?

Yüzüne sertçe tükürdüm ve kolumu bıraktığında gözyaşları içinde yanından ayrıldım. Arkadaşlarımın yanına gittiğimde damla damla gözyaşlarım hüngür hüngür ağlamaya dönmüştü. Arkadaşlarım beni teselli ederken Rana geldi ve beni ağlarken görünce sinirine yenik düştü ve hızla bir yere gitti.

Metenin anlatımı ile;

Lara yanımdan o şekilde geçince ne yapacağımı bilemedim, fakat umursanmamıştım. Sonuçta ona aşık değilim. Aniden omuzumdan tutup çekilince duraksadım. Bunu yapan kişi Laranın bir arkadaşıydı.

"Sen kimsin ki Larayı ağlatıyorsun! Saçma sapan egon yüzünden arkadaşımızı üzemezsin, seni öldürürüm! Anladın mı!?"

Dedikleri ile kalakalmıştım, Laranın o halini düşünemiyordum. Sanırım ben kalpsizdim.

Fakat bu benim kendi kişiliğimdi ve yıllardır değişmemiş bu kişiliğimi bir kız için değişemezdim, özellikle de sevmediğim bir kız için. Yine de o sırada arkadaşının sinirini fark ettiğim için sustum, yoksa çok ağır bir dayak yiyebilirdim. Tam bir şey söyleyecekken yediğim tokat ile kaldım. Fakat bu sefer ikimizde sinirliydik, arkadaşını omzundan tutup duvara fırlattım. Kızın sırtını duvara sertçe çarpması ile gözleri dolmuştu bile. Ben ise hala sinirimi geçirememiştim ki kızın saçından tutup duvara yasladım ve sinirle bağırdım.

"Bir daha yaptıklarına dikkat edeceksin ve sevmediğim birini zorla sevdirmeye çalışmayacaksın! Yoksa o arkadaşının sonu da aynen böyle olur!" Dedim ve kızın saçını bıraktım, kafasını duvara vurması ile sustu ve hızla tuvalete koştu. O sırada herkesin bizi izlediğini görmüştüm ve içlerinde Gayeler de vardı. Gaye hemen arkadaşlarını bıraktı ve bir yere koştu. Onu umursamadım ve bir su almak için kantine indim. Kantinin önüne geldiğimde Larayı ve Gayeyi gördüm. Gaye bir şeyler anlatıyordu. Muhtemelen bu olayı anlatıyordu fakat Lara bana en küçük bir zarar veremezdi. Hala sinirli olduğum için sanki "seni öldüreceğim" der gibi bakıyordum onlara. Lara beni pek umursamadı ve dikkatle Gayeyi dinledi. Çok ciddiyim normalde ikisi birbirini hiç sevmez fakat şuan birlikte konuşuyorlardı, Gayenin bu çabası benden soğuması içindi. Lara benden soğursa Gaye ortalıkta istediğini yapabilirdi ve doğruyu söylemek gerekirse Gayeyi isterdim, gerçekten mükemmel bir kızdı.

Gayeyle Lara konuşmasını bitirince Gaye bana el sallayarak ayrıldı. Ben ise göz kırptım. Evet, insanları bu şekilde etkilemek tam bana göre bir işti. Lara yanıma sinirle geldi ve yine ışık hızında sinirli bir şekilde bağırıyordu. Ben ise onu itip bir süre şok olmasını sağladım ve en itici halimle konuştum.

"Bak şimdi canım, arkadaşlarında sende umrumda degilsiniz. Peşimden ayrıl artık, seni sevmiyorum ve aslada sevmeyeceğim, anla şunu artık." Dediğimde benden uzaklaştı ve her zamanki gibi koşup gitti. Benden uzak durması ikimiz içinde en iyi karardı.

Laranın anlatımı ile;

"Sanki... Sanki mesajlardaki Mete ile okuldaki Mete aynı kişi değil, bambaşka karakterlere sahipler ve cidden ben hiç bir şey anlayamıyorum..."

Rana ise bir süre düşündü ve hala sinirli olduğu için hafif bağırarak konuştu.

"Kızım ben sana dedim o çocuk sıkıldıkça sana yazıyor, seni oyalıyor ve sonrada bu şekilde gidecek! Yüz kere anlattım sana ve bana inanmadın. Ama bak şimdi benim dediğim yüzsüzlüğü ortada!"

"Haklısın, çok haklısın." Ağızımdan şuan yalnızca haklısın kelimesi çıkıyordu, çünkü doğruydu, beni her seferinde uyarmış ve bu çocuğun kötü olduğundan bahsetmişti. Ben ise yine kendi bildiğimi okumuş ve ilk defa hatalı çıkmıştım. Sanırım gerçekten aşk gözümü boyamıştı, beni kullanan çocuk için her şeyimi feda etmiştim ve bir çok şeyden de vazgeçmiştim.

Telefonumdan,
Tarzımdan,
Arkadaşlarımdan,
İnsanlardan,
Mutluluğumdan,
Gururumdan
Ve benliğimden...

Belki de zekamdan bile vazgeçmiştim, tam bir aptal gibi davrandığım doğruydu. Bir kişi için gururumu ayaklar altına aldıracak kadar aptaldım. Belki de Mete de aptaldı, bu hikâyenin kahramanı yoktu. Bu hikâyenin koca bir hiç'i ve 2 tane aptalı vardı. Sevileni ve sevilmeyeni vardı, diğer hikâyelerden ne farklı vardı?

Biz başarısız kişileriz. Öylesine bir insanın eline düşmüş, bir kaç kişi, bir olay ve 2 aptaldan ibaretiz. Yaşamamızın bir manası yokken başka insanlara destek çıkmış, onları hayatta tutmuş kişileriz. Öylesine hayatlar öylesine kişiler demekti. Biz bir yaratıcının öylesine yaşayıp gitmesi için yaratılmış kişilerdik ve bundan vazgeçmiyorduk. İkimiz birbirimizi bulduk ve şimdide kaybettik. Yağmur altında hiç başlamamış dansımızı sonlandırdık ve hala bir şeyler başarmaya çalışıyoruz.

Bize yardım eder misiniz?
Makyaj güzelini makyajdan kurtarıp,
Meteyi kibar yapıp,
İnsan kılıklı şeytanları iyi biri yapıp,
Bizi de mutlu edebilir misiniz?

--------

Asklarr, güzel bir duyuru ile geldimm

Bugün güzellik konusunda 1,56 bin hikaye arasından 1. Oldummmmm! Gerçekten harika gidiyoruz, bir yerlere sonunda varıyorum ve sizin desteklerinizi asla es geçemem, şuan buraya vardıysam da sizin sayenizde oldu... Çok teşekkür ederim yorumlarınız, oylarınız, takibiniz, güzel sözleriniz ve iyi dilekleriniz için<3

Sizi çok seviyorum...<3

Makyaj güzeli - yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin