Metenin geçmişini yazmaya karar verdimm, bir sonraki sefere yankı artık!----
"Anne! Beni yine dışladılar!"
Evet, 10'lu yaşlarda olan, hep dışlanan, zorbalık gören. Fakat her zaman sessiz kalan çocuk bendim. Yine 12 yaşındaki bir kaç çocuk beni dövmüştü. Lakin ben sadece beni dışladıklarını aileme iletebiliyordum. Zira zorbalık yaptıklarını dile getirirsem, öğrenir ve beni öldürürlerdi. Annem dışlama konusunu pek umursamazdı. "Çocuklar arasında olabilir." Kafasına sahip olan bir ailede yaşıyordum, yine de beni umursamadıklarını söylemek yanlış olurdu. Beni umursuyor ve seviyorlardı. Yalnızca böyle 'küçük' şeylerde hemen ebeveynleri ile konuşma gereği duymuyorlardı. Her şeyi onlara anlatsam, çoktan buradan taşınmış olabilirdik.
Daha doğrusu, olabilirlerdi. Ben muhtemelen hayatta dahi olmazdım. Çünkü dediğim gibi küçümsenecek tipler değillerdi, özellikle de benim yaş grubuma göre oldukça tehlike saçıyorlardı. Onlara bulaşmasam bile beni illa bir yerde yakalar ve döver, korkutur veya tehdit ederlerdi.
Ve çok şükrediyorum ki, 11 yaşına vardığımda buradan ayrıldık. Onlardan kalan yararlar benim karakterimi dizayn etmişti. Pasif bir çocukluk geçirsem de zamanla şekilleniyordum.
Onlardan kalan o izler ise beni her şeye hazırlıklı kılmıştı. Ani bir hamleye karşı duyarlıydım ve beni çektiğim bu acılar güçlendiriyordu. Lakin yine de zorbalık görmek, şiddete maruz kalmak hiç bir şekilde hoş değildi. Büyük yaralar ve travmalar ile çocukluk geçirmeyi kim isterdi ki?
Yani isteyen biri varsa ben ona acılarımı memnuniyetle veririm.
Ardından neler olduğunu soracak olursanız, 12 yaşında bende onlara benzedim. Kendimi korumak için. Ama ne yazık ki ardından bunu alışkanlık haline getirdim. Çete misali bir arkadaş grubu kurduk ve yıllarca o şekilde kaldık.
13 yaşında;
"Gelde al aptal şey!"
Kahkahalar içinde gülerken ağlayan çocuk hala anahtarını almaya çalışıyordu.
"Evin anahtarı olmazsa eve giremem, bırakın şunu!" Diye bağırıyordu. Göz yaşlarını sildi ve zıplaya zıplaya almaya çalıştı, o yaşlarda da boyum uzun olduğu için bu oldukça zordu. Çocuk bir anda üstüme saldırır gibi atladı ve aynı anda yere çakıldık, artık gerçekten sinirliydim. Çocuğu tuttuğum gibi boğazını sıktım ve yere fırlattım. Ağlaya ağlaya anahtarını aldı ve arkasına bakmadan kaçıp gitmek durumunda kaldı.
Annemle bu olaylar için sık sık kavga ederdik, annem de sürekli okuldan şikayet geldiği için hepsini öğrenirdi. Fakat karakterim bu şekilde, yani yanlış bir şekilde biçimlendiği için önüne geçemiyordu. Küçük küçük cezalar ise yine pek umrumda olmuyordu. Annem artık pes etmişti. Hiç bir ses etmez ve benim çocuğum yapar. Der gibi bakardı. Yine de buna çok sinirlendiğini bilirdim, uyarıcı bakışları her defasında dışarı çıkarken, okula giderken üstümde olurdu. Bu durumdan da pes hoşnut olmasamda ses etmezdim.
14-15'li yaşlarımda aynı karaktere sahiptim. Fakat 15 yaşında interaktif bir olay yaşadım.
Aşık oldum.
Çok...Dünyadaki en güzel kız'dı, onu gerçekten çok seviyordum. Hep en iyi şeyleri yaşamıştım ona, en iyi restoranlar, en iyi hediyeler, en iyi ortamı hazırladım ona. Ama beni hiç sevmedi, asla ilgi göstermedi ve beni para için harcadı. Onu mutlu ettiğim zamanlar bana gülümser, iyi davranırdı. Lakin dışarıda yüzüme dahi bakmazdı, utanılacak bir yanım olmasa da benden utandığını her daim belli ederdi.
"Neden benden utanıyorsun?" Dedim, en iyi restoranlardan birinde onunla yemek yerken.
"Saçmalama! Senden utanmıyorum." Dedi gülücükler içinde. Yine de bu kadar yapmacık oluşu hiç içime sinmiyordu. Ondan zamanla vazgeçsemde, saf güzelliği ve yumuşacık saçları hiç bir zaman aklımdan çıkmıyordu. Sanırım o yaşın ve onun hırsına, spora başladım. Vücudumu geliştirdim ve artık 'herkesin aşık olduğu o çocuk' ben oldum. Bazılarına pas verdim, bazılarına vermedim. Hayatım karmakarışık geçse de benim için eğlenceli geçen yıllardan biriydi.
Şuanda 16 yaşındayım işte, 12 yaşında kurduğum arkadaş grubu ile aynı okulda. Yine aynı, tam kadroyuz. Beni her daim seven bir tek onlardı. Onlara değer veriyordum ve hiç bir şey onları elimden alamazdı.
Yalnızca 16 yaşında yaptığım bir arkadaşlıktan nefret etmiştim. Oda bizim aramıza girmek istemişti, daha doğrusu arkadaşlarım istiyordu. Bizden büyüktü lakin aynı mizah seviyesine sahiptik. Onun adı Yankı'ydı. Laraya yazana dek konuşuyorduk, zaten kendisinden pek haz ettiğim söylenemezdi. Şuan zorba bie kişiliğe sahip olmasam da, zorba arkadaşlara da sahip değildim. Ama Yankı gerçek bir zorbaydı. Bazı yaptığı şakaları dış görünüşümüz, konuşma tarzımız üstüneydi. Bizle asla arkadaş olmak istemediğini düşünürdüm. Zaten o kendi bir süre sonra söyledi.
Yankı: Sizinle asla arkadaş olmak istemedim, yalnızca fazla akılsız görünüyordunuz. Biraz kullanmış oldum sizi. Hepinizden nefret ediyorum!
--------
Umarım bölümü beğenmişsinizdir💃
Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya alalım ✨
Bir sonraki sefere Yankı gelecek, tahminlerinizi buraya💃✨
Ve son olarak sizce ölen kişi tahminlerinizi de buraya alalım 💍😽
Seviliyorsunuzz<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Makyaj güzeli - yarı texting
RomanceMete: Makyaj güzeli olduğunu kabul et. Mete: Daha gerçek yüzünü dahi gördüğüme emin değilim. Lara 16 yıllık hayatında bir kez bile makyajsız dışarı çıkmamıştı. O tam bir makyaj güzeliydi. Bir gün Lara bir çocuğu beğenir ve ona anonim bir kişi olara...