8. Bölüm

100 6 0
                                    



Geç kaldığım için kapıda ağaç olan Boraların yanına gittim. Neredeyse yarım saattir beni bekliyorlardı.

Sabah annem tabii ki yine toz olup gitmişti.

Bok varmış gibi geldi. Göründü. Sonra da moralimin içine edip hiçbir şey olmamış gibi geri döndü.

Arada kafasına eser ve bir evi olduğunu hatırlayıp gelirdi. Tabii o zamanlar da benim canımı sıkmak dışında bir şey yapmazdı.

Ölü gibi yürüyerek Boraların yanına vardığımda bana şok olmuş bir ifadeyle bakıyorlardı.

Soru soran gözlerle kafamı ' ne var' anlamında salladım.

Bora endişeyle bana iyice yaklaştıktan sonra yüz hizama eğildi.

" Senin bu gözlerinin , yüzünün hali ne ," diye bir soru sordu. Her ne kadar geceden beri ' umarım yüzümden belli olmaz ' diye düşünsem de , sabah hiç aynaya bakıp da toparlayacak hal bulamadım kendimde.

Yalan da bulamıyordum. O yüzden doğruya yakın basit bir şey söyleyebilirdim.

Omuzlarımı kaldırıp indirirken , " Gece uyuyamadım. Karnım ağırıyordu biraz," dedikten sonra bana inanmayan gözlerle baktılar.

Regl olduğumu düşünmelerini sağlamaya çalışsam da her ay düzenli regl oluyordum ve daha biteli 1.5 hafta anca olmuştur.

" Eminim ondandır," deyip kolunu omzuma atıp kendine çekince " daha fazla gecikmeyelim , hadi," deyip , beni kendine yaslayıp saçlarıma bir öpücük kondurdu Bora.

Poyraz ve Bulut bana soru dolu gözlerle bakıyorlardı. Onlara bakmamaya çalışıp okula yürüdüm.

Bilinmeyene de cevap verememiştim.

Sessiz bir yolculuktan sonra okula vardığımızda cebimdeki telefonun titrediğini hissetmiştim.

Büyük ihtimalle bilinmeyendi.

" Kız sen kahvaltı yaptın mı," diye bir soru yöneltti Bulut.

Doğruyu mu söylesem ki...

Durakladığımı gören Bulut , " Al işte , tabii ki yapmamış. Hem karnın ağırsın , " deyip eliyle tırnak işareti yapıp " sözde ," diye belirttikten sonra devam etti," hem gece uyuma , üstüne üstlük kahvaltı da yapma. Oldu canım , başka," diye hafif bir sinirle söylendi.

Tüm bu cümlelerine karşılık sadece iki kelimem vardı , " Aç değilim."

Aralarında kısa bir bakışma yaşadıklarında Bora , çocuklara ithafen konuştu," Siz sınıfa çıkın , biz de birazdan geliyoruz," dediğinde başta mırın kırın etseler de biraz sonra yanımızdan ayrılmışlardı.

Bora ile okulun ortasında öylece dikilirken beni bahçeye doğru yönlendirdi.

O esnada üstümdeki bakışların yoğunluğunu çok net hissediyordum.

Özür dilerim bilinmeyen...sana da iyi gelemedim...

Çantamı omzumdan aldığında ihtiyacın olduğunu hissetmiş gibi omzumdan kendine çekip belime sıkı sıkı sarılmıştı.

Kafamı göğsüne yan bir şekilde koyup gözlerimi kapattım.

Kollarımı kaldırıp sarılacak halim yoktu. Ama abim beni anlardı. Anlamıştı. Onun sarılması da yeterdi iyi hissetmeme.

Saçlarımın üstünde baskı hissetmem ile öptüğünü anlamıştım. Saçlarımın okşanmasının kendimi iyi hissettirdiğini bildiğinden bir elini kafama götürmüş göğsüne bastırırken , aynı zamanda da okşuyordu.

Peri Kızı / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin