17. Bölüm

63 7 21
                                    




O adam ile kadın dün gece de eve gelmemişlerdi. Gerçekten bir süre gelip , benim hayatımın içine edip kenara çekilmeyi iyice huy mu ediniyorlardı?

Her neyse. Umarım bir daha gelmezler.

Olan benim mideme oldu. Bulantı hiçbir zaman geçmiyor ve baş dönmesiyle beraber gözlerim kararıyordu. Sürekli o durumdaydım.

Kapının çalınmasıyla yavaşça yataktan kalkıp küçük adımlarla kapıya doğru ilerledim.

Tam o ikilinin geldiğini düşünüp gözlerimi dolduracaktım ki Meriçlerin sesini duymamla yüzüme renk geldi. Kapıyı açtığımda karşımda kardeşlerim ve dostlarım duruyordu.

" Hoşgeldiniz."

Meriç içer girip bana sıkıca sarıldığında , " Hoşbulduk minik prenses , hoşbulduk cüce seni," diye cıvıldamaya başlamıştı. Kedi gibi ensesinden tutulup çekilene kadar sağa sola sallanmıştık ve bu baş dönmem ile mideme hiç iyi gelmemişti.

Sırasıyla herkesle selamlaştıktan sonra en son kapıda Kunt kalmıştı. Tatlı tatlı sırıtıyor ve gözlerini üzerimden ayırmıyordu. Sırıtmasına karşılık olarak ben de hafifçe sırıtmaya başladım.

" Ne oldu , " diye sordum.

Yine çok kibarız Şafak.

Tabii.

" Ben yine bir şey yaptım da , " deyip arkasına sakladığı elini çıkardı. Elinde peluş ayıcık vardı , yine.

Şafak...

" Bir öncekinde iyi gelmişti. Umarım bu moral bozukluğuna da iyi gelir."

Aşırı derecede duygusala bağlamıştım bir anda. Gözlerim dolarken ağzımdan varla yok arası bir ' ya ' sesi çıkmıştı. Sonrasında dayanamayıp kollarımı Kunta sarmıştım.

Kunt başta hiçbir tepki vermemişti. Öylece durmuştu. Bu hareketimi beklemediği çok belliydi. Kısa bir süre sonra belimde kollarını hissetmiştim. Nedensizce mutlu hissetmiştim.

Sarılmak iyi gelir Şafak. Ondandır.

Geri çekildiğimde kızarmış gözlerimle kızarmış gözlerine baktım. Minnettar bir gülüş ile , " Teşekkür ederim , " dedim.

Cevap olarak gülümseyip ayıcığı tekrar uzatmayı seçmişti. Elinden aldıktan sonra içeri adımladı. Kapıyı kapatıp yanlarına yürümeye başladım.

Umarım o iki yaratık gelip bu güzel anı bozmazdı.

Şafak ? Bunların işi yok mu ?

" Sizin iş yerinde olmanız gerekmiyor mu ?"

Bir kere de pişman etme... Bu ne öküzlük !

" Sorma Şafağım neler geldi başımıza...Şikayet gelmiş ordan polisler geldi ordan avukatlar geldi , doluştu bir sürü insan , bastılar mühürü aldılar dükkanımızı elimi-" demeye kalmadan Gediz dayanamamış olacak ki sinirle gözlerini devirip parmaklarını susması için Meriç'in ağzına bastırdı.

Meriç imali imali gülüp göz işaretleri yaparken Gediz daha da sinirlenmişti. Onlar orda ufak bi tartışmaya girerken Bulut ile Poyraz da ne ara olduğunu anlamadığım bir şekilde olayın içine girmişlerdi.

Bora bende olan bakışlarını tartışan dörtlüye çevirince derin bir nefes alıp sıkıntıyla verdi. O sırada daha da kötüleştiğimi hissediyordum. Kafamı kaldırınca Kunt ile göz göze geldik. Bana hafif sevinçle ama aynı zamanda endişeyle bakıyordu.

Sahilde yaşadığımız o an hiç yaşanmamış gibi davranıyordu ve bu beni çok mutlu ediyordu. Kendimi rahat hissediyordum.

Kaşlarını çattığında ağzını , muhtemelen tartışmalarını kesmeleri için açacaktı ki öğürme isteğimin gelmesiyle hızla banyoya fırladım.

Peri Kızı / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin