15. Bölüm

54 7 5
                                    



Evlenmek.

Ben evlenmek istemiyordum. Ben daha çocuktum.

Çünkü ben daha 17 yaşında bir çocuktum. Okuyan bir çocuktum. Annesi babası olmadan , kardeşleriyle büyümüş bir çocuktum. Evet kardeşlerim vardı benim. Onlar da evlenmiyordu. Çünkü onlar da çocuktu.

Çocuklar evlenmezlerdi ki...

Çocuklar okurdu. Çocuklar annesinin sevgisiyle büyürdü. Çocuklar babasının şefkatiyle büyürdü.

Peki beni neden nefretleri ve yoklukları büyütmüştü?

Üstümde hiçbir hakları yokken gelip de onlar için nasıl evlenmemi isteyebilirlerdi ? Hangi anne baba çocuğunu kendi çıkarları için böyle bir ateşe atardı ?

Bizimkilerin olmadığı kesin Şafak.

Gece eve hiç kimse gelmemişti. Sabah erkenden uyanıp çıkmıştım. Bora'ya erken çıktığıma dair bir mesaj atmıştım.

Sahile gelmiştim. 8.30 'da dersimiz başlıyordu ve saat şu anda 7.30 ' du.

Kimsenin olmadığı bir yere geçmiştim. Ayaklarımı kendime çekmiş denizi izliyordum.

Gün yeni yeni aydınlanıyordu. Güneşin doğuşunu izleyip yaşananlardan biraz da olsun arınmak istemiştim.

Ne yapacaktım?

Aklım çok karışıktı. Boralara anlatabilirdim. Kaçabilirdim. Polise...Gidemezdim. Çünkü ordan bir şey çıkmayacaktı. Peki...

Peki ölebilir miydim?

İntihar etmek ne kadar acıtırdı? Kalbimdeki acıyı bastırır mıydı...

Bilinmeyen ne olacaktı peki ?

Onun da yazdıklarına bakamıyordum. Belki de bana iyi gelecekti ama hiçbir şey yapmak istemiyordum.

Ben birini seviyordum. Ben seviyordum.

Her şey normal gitmeye başlıyordu. Ben hayata tekrardan tutunuyordum. Bozulmak zorunda mıydı ?

Sol gözümden akan yaşı hissettiğimde elimi kaldırıp silmek istemedim. Öylece ruhsuz gibi orda oturmaya devam ettim.

Kısa bir süre sonra yanımda bir hareketlilik hissetsem de dönüp bakmadım. Bir süre sessizce oturan kişi konuşmaya başladığında yabancının aslında Kunt olduğunu anlamıştım.

" Nedir seni bu kadar acıtan ? "

Bu ses tonuyla ve soruyla birlikte gözlerimi kapatıp derince yutkundum. Tekrardan açtığımda gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

Neden bir anda tüm gardımı indirmiştim?

Sessizce gözyaşı akıtırken mırıldar gibi bir sesle cevap verdim.

" Hayat."

Bir süre sessizlik hüküm sürdü.

" Peki..." dedi titrek ses ve titrek bir nefes alıp devam etti. " Peki ne yapabilirim seni acıtmaması için..."

Gözlerimde daha derin bir acı oluşurken kafamı hafifçe ona doğru çevirdim. Gözlerine baktığımda aynaya baktığımı hissettim.

Gözlerimdeki acı gözlerine yansımıştı.

Çaresizce cevap verdim.

" Hiçbir şey."

Bir anda kafasını sola çevirince ben de tekrardan önüme döndüm.

" İyi sır tutar mısın," diye sordum.

" Tabii ki. Ne istersen..."

" Peki göğsünde ağlamama izin verir misin ?"

Peri Kızı / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin