19. Bölüm

58 5 15
                                    


Ben üstümdeki şoku atmaya çalışırken odanın kapısı açıldı.

" Şafağım ! "

Dört tane gür sesin söylediği tek bir kelime.

Şafak! Bunlar bizim üstümüze mi koşuyor?

Eyvah...

En önde olan Poyraz koşa koşa yanıma geldiğinde aniden durup yavaşça eğildi ve alnıma var ile yok arası bir öpücük kondurdu.

Pekala. İşte bu şaşırtıcıydı.

Aynı şeyi geriye kalan üçlü de yapmıştı.

" Çok korktum kızım. İyi misin," derken elimi tutmuş ve gözleri dolmuştu Poyrazın.

Diğer elimde bir el daha hissedince kafamı soluma çevirdim. Bulut da sol elimi tutmuş , kızarık gözlerle bana bakıyordu.

Utanıyordum. Onları bu denli üzdüğüm için çok utanıyordum. Utanmalıydım da zaten. Düşüncesiz bir kardeş olmuştum.

Yavaştan ağlama moduna girerken burnumu çekip çok kısık bir ses ile , " Özür dilerim , " dedim.

Anında bana hafifçe sarılan ikiliye yaslanıp ağlamaya başladım. Bir süre kardeşlerimin omzunda ağladıktan sonra geri çekildik.

O sırada içeriye Kunt , Gediz ve Bora geldi. Kunta nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Hiç bilmiyormuş gibi yapsam kötü hissedecek ama bilmeme rağmen nasıl davranman gerektiğini de kestiremiyordum.

" İşlemler tamam. Birazdan gelip serumu çıkaracaklar , sonrasında da çıkabiliriz güzelim."

Boranın söylediklerine kafa sallamakla yetinmiştim. Daha sonrasında gözleri kısılırken , " Ağladın mı sen ," diye sordu. O sırada Kuntun bakışlarının aniden bana döndüğünü görmüştüm. " Hatta siz..."

Bulut ve Poyrazın da gözlerini görmüş olmalıydı. Sorusuna karşı burnumu çekip omzumu silkmiştim. Bora yanıma gelip alnıma küçük bir öpücük kondurunca Poyrazın yanına yatağa oturmuştu.

Bir süre sonra gözlerim Kunta çevrildiğinde , odanın bir köşesine geçmiş ve gözlerini yere dikmiş olduğunu gördüm.

Bundan sonra ne olacaktı bilmiyorum ama artık iyi şeyler olsa güzel olurdu.

...

Hastaneden çıkmış ve Boraların evine geçmiştik. Meriçler gelmek istese de iki olgun insan olan Gediz ve Bora konuşmuş ve anlaşmışlardı. Daha sonra ziyaretime geleceklerdi ama ben de tüm gece hastanede olduklarından , eve gidip dinlenmelerini istemiştim.

Şimdiyse salonda yere yatakları açmış , çember kurmuş bir şekilde oturuyorduk. Herkes benim ağzımdan çıkacak olan o cümleleri bekliyordu.

Bilmiyorlardı ki o cümleler canımızı yakacaktı. Onlardan sakladığım her bir olay bizi mahvedecekti. Olayların büyüklüğü de cabasıydı.

" İlk iş provamızdan sonra eve geldiğimde kapı açıktı. İçeri girdiğimde tartışma sesleri duydum. Onlar gelmişti..."

Derin bir nefes alıp verdim.

" Konuşmamız lazım dediler. Babam...Babam yaşı-"

Cümlelerime devam edemeden göz yaşlarım benden izinsiz yanaklarımdan aşağıya süzülmeye başlamışlardı. Boranın şefkat dolu parmakları yanaklarıma yerleşmişti bile.

" Ölmemiş. Ölmemiş , beni kandırmış ! Bir de geçmiş karşıma telafi etmek istiyorum diyor... Bunun telafisi mi olur ya gözünüzü seveyim , " derken çaresiz bakışlarımla kardeşlerime bakmıştım. Daha şiddetli ağlıyordum.

Peri Kızı / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin