Kasırgalar.
Bu gün 7 Eylül 2015, ben 15 yaşındayım, ablam 21. Bu gün bana bir şey oldu. İçim içime sığmıyor, tuhaf duygular düşünceler içerisindeyim. Birilerine söylemem, anlatmam lazımdı bunu, çünkü öyle bir şey ki vücudum çok yabancı bu duruma. Ama öyle bir şey ki de, kimseye anlatamam. Daha sonra yazabileceğim geldi aklıma, buraya not alıyorum artık hayatımda olan biteni. Sen birinci günlüksün ve adın kasırgalar, şifrende bir kürt sevdim.
Aşkın tanımı nasıl yapılır. Daha önce hiç tatmadım. Etrafımdaki herkes çok güzel bir kız olduğumu söyler, bilmem öylemiyim. Aslında kafamı şu an hiç bir konu ile meşgul etmek istemiyorum, hep çok düşünen, çok konuşan bir kız olmuşumdur, ama bu gün bir şey üzerine yoğunlaşacağım. Bir kişi.
İçime yangın düşüren, kalbime ne olduğunu bilmediğim yükler bırakan kişi. Gamzesine gömülmek, kahverengi gözlerindeki toprağı üzerimde hissetmek istedim. Sonsuza dek yaşasam o gamzede istedim. Onu gördüğüm andan beri, onu istedimde istedim. Nasıl anlatılırki bu, bilmiyorum. Nasıl söylenir çok sevmek, nasıl hitap edilir o güzel isme.
Güneş tepede olmasına rağmen ılık bir rüzgar esiyor ve tenini yalayarak geçiyordu. Saçları çok uzun değildi, çok kısa da. Rüzgarın aralıklı olarak hafifçe esmesi ile dans ediyorlardı. Sadece bir yanağında hafif bir gamzesi vardı, bu gamze sert duruşunun altına yatan tatlılığı yüzüne vuruyordu. Karşımda oturmuş, ablam ve abisinin Küçük atışmasını izlerken belirginleşen gamzesine takıldı gözüm. O kadar güzel gülüyordu ki sevmemek aklıma bile gelmezdi, nasıl sevilmezdi bu gülüş, nasıl hayran olunmazdı. Dili ile dudaklarını sıyırışı, gülerken gözlerini kısması her şeyine hayran kalmıştım. Safça, masumca bakıyordum.
"Helin, hiç konuşmadın sen." demesi ile Bertan abiye döndüm. "Ne konuşayım Bertan abi, senle ablam konuşun diye burdayız." dedim kısık bir sesle. Boğazından gülmeye benzer bir ses çıkarttı. "Helin. Ne kadar güzel bir isim, anlamı ne. Merak ettim." güzel kahverengi gözlerini bana çevirerek ismimin anlamını sordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışırken pekte başarılı olamıyordum, ablam ve Bertan abi kendi konuşmalarına geri dönmüşlerdi. Oda benden bir cevap bekliyordu,"Yuva, yuva demek Helin. Babam koymuş." sesimin kaçtığı yeri zar zor bularak konuştum. "Çok beğendim ismini." dedi gülümseyerek. Gamzesi yine gözler önündeydi. Abisine dönüp "Bir kızınız olursa adını Helin koyun, çok sıcak ve samimi bir isim." sırtımdan soğuk terlerin aktığını hissedebiliyordum. Ablam ve abisinin ne cevap verdiğini duymadım, ilgilenmiyordum çünkü. İlgilendiğim tek şey oydu, gamzeleri, gözleri, gülüşü, diksiyonu, kibarlğı. Yazarken bile sıcak basıyor beni.
" Benim ismim, bilen ve yol gösteren anlamına geliyor. Benim ismimi ise babaannem koymuş. Aslında bilen ve yol gösteren manasında koymamış, Berzan kürtçe bir isim ve lider özellik taşıdığı çevresi tarafından sevilip sayıldığı bilinir. Tıpkı deden gibi açık yürekli ol aslan torunum derdi hep. Ha birde, abimin ismi ile uyumlu olsun diye, " masaya doğru eğilerek sır verircesine," Bence bunun payı daha büyük." dedi. Gülümesmemi sağlamıştı, biraz olsun rahatlamıştım. Üzerimdeki gerginliği çok azda olsa arabilmiştim.
Berzan.. Benim kalbime yol göstermişti, kendisi yolu bulabilecekmi acaba diye düşünüyorum. Ben yuvamı buldum, Berzan benim yol göstericim, ve yuvam. Ben onun yuvası olabilirimiyim.
♡
14 Eylül 20151 haftadır içimdekiler öyle büyüdüki bir çığ haline geldi. Gülüşü aklımdan çıkmazken, gözleri beliriyordu önümde. Kahve çekirdeği gibiydi. Acaba nasıl görüşebilirim yeniden onunla, okullar açıldı ve ablam Mardin'e gitti, Bertan abi zaten oradaydı, şirketin işlerini yürütüyordu. Artık görüşmek için ablamın bana ihtiyacı yok, Berzanı da göremem herhalde. Özlediğimi hissediyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/277418463-288-k683034.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zevahir-Berdel
Genç Kurgu"Şimdi, bu ağalar karşısında ve tüm Midyat halkı karşısında diyorum ki, Berdeli kabul ediyorum." diyerek çenesini havalndırmıştı. Hüküm böyle verilmişti, ya berdel ya ölüm. Abisinin ölmesini isteyecek kadar çok sinirliydi ona fakat Berfin için aynı...