Hastanede çektiğimiz tomografinin sonuçları Chris hocanın doktor arkadaşı sayesinde hemen çıkmıştı neyse ki ciddi bir sorun yoktu doktor sadece ağrı kesici ilaç yazmıştı ve bize kapıya kadar eşlik etmişti dememek ki Chris hocanın yakın bir arkadaşıydı çünkü bizimle acayip derecede ilgilenmişti. Hastaneden çıktıktan sonra hemen bir eczaneye girmiştik ve ilaçimi almıştık kasada parayı öderken elimi çantama attım ve cüzdanımı çıkartırken Chris hoca beni durdurmuş ve parayı bol ısrarları sonucu o ödemişti kendimi biraz mahcup hissetmiştim ama ısrar eden oydu ne yapabilirim ki, arabaya bindik ve emniyet kemerlerini taktik ardından Chris hoca bana doğru dönüp telefonunu uzattı anlamaz bakışlarımla gözlerine baktım, dudağının sol kısmı hafif kıvrılmış bir şekilde sırıttı ve " evinin adresini yaz da seni evine sağ salim ulaştırayım ufaklık" dedi elinden telefonu alıp adresi girdim ve yine arabayı bir sessizlik sardı ama bu seferki hoşuma gitmedi, konu bulmam gerek konu bulmam gerek. Sonunda ona doğru döndüm ve konuyla alakasız olarak bir soru sordum" bay Chris hayatınızda biri var mı ?" tanrım dünyanın en aptalca sorusu olabilirdi of ya aferin sana sabrina başka soru yoktu sanki yaa rezil oldum adama kesin yanlış anliyacak kesin ya😰 ben bunları düşünürken Chris hoca gür bir kahkaha attı ve bana doğru döndü"hmm demek meraklısın ufaklık ama sakın unutma çok merak başa beladır." verdiği bu cevapla yerin dibine girmiştim ve hemen savunmaya geçtim"yok hocam ya ben şey öyle sohbet olsun diye öyle dedim yani yoksa şey etmedim yani ben offf özür dilerim bay Chris sormamaliydim" dedim ve başımı yavaşça önüme doğru eğdim harbi çok rezil oldum ya adama yüzüm kesin domatese dönmüştü Chris hoca yine gür bir kahkaha atıp başını önüne çevirdi ve "anladım ufaklık şey etmedin tamam tamam"dedi ve arabayı surmeye devam etti, evime varmamiza az bi zaman kalmıştı sokağın başına girdiğimizde Chris hoca bana döndü ve "hayır ufaklık hayatımda kimse yok"deyince içime bir ferahlık geldi sanki ama dur hayır böyle olmamalı kendimi toparlamaliyim. Bay Chris e doğru dönüp çok teşekkür ettim o da sorun olmadığını sonuçta kapıyı açan kişinin kendi olduğunu söyledi ve o da benden özür diledi bende sorun değil manasında kafamı salladım ve arabadan inmek için elimi kapıya attım fakat bay Chris in sözleriyle duraksadim"senin proje ödevin vardı ve son teslim tarihi bu gün eğer yanındaysa bana verebilir misin küçüğüm" son kelimesi ile afalladim tanrım bu adam beni öldürmek için elinden geleni yapıyor sanırım, afalladiğimi belli etmeyerek elimi çantama attım ve sunum dosyasını çıkartıp bay Chris e doğru uzatım ve iyi günler dileyerek arabadan indim apartmana girene kadar gitmedi kapıyı kapattıktan sonra motor sesi ile gittiğini anladım ve hızla eve çıktım kapıyı çaldığında karşımda dedemi gördüm ve 32 dış gülümsedim o da yanağımı sıktı ve beraber içeri girdik o sırada sofrayı hazirlayan büyükannem çarptı gözüme ve hemen gidip yardım etmeye başladım. Sofrayı kurmuştuk hep beraber sohbetler ederek yemeğinizi yedik, en son sofrayı toplamaya yardım ettim ve odama geçtim birden proje ödevim geldi aklıma konusunun felsefe ile uzaktan yakından alakası yoktu konusu"Daddy issues" ama bay Chris kabul etmezse başka bir konu bulurdum. daha fazla düşünmeden ödevlerimi yaptım biraz da test çözmüştüm malum sınava az kaldı değil mi yani neyse saat 11 e geliyordu kendimi yatağa atıp uyukunun kollarına girdim.
Sabah alarmdan önce uyanmıştım hemen kısa bir duş aldım en sevdiğim duş jelimi bol bol kullanmıştım çilekliydi ve ben çilekli şeylere bayılırdım, duştan çıkıştım ve o ne güya kısa bı duş alicaktim okula geç kalmak uzereydim hemen formami üstüme geçirdim ve odadan adeta fırladım dış kapıya doğru ilerliyordum ki dedem kahvaltı yapmam için beni durdurdu ona okula geç kaldığımi ve orda bir şeyler atiştiracağimi söyledim ve evden çıktım, ilk dersimiz felsefeydi adımlarımı hizlandirdim ve okulun bulunduğu sokağın başına geldim karnımın guruldamasiyla durdum şu yandaki kahveciden çörek ve kafve alsam ne olurdu ki adımlarımı kafeye çevirdim ve hızla kapıyı açtım kahve sırasına girdim tanrıya şükür önümde 2 kişi vardı beklemeye başladım arkamda birinin olduğunu hissettim ama dönmedi sonuçta siradaydik ve arkamdaki kişi muhtemelen kahve sirasi bekliyordu önümde 1 kişi kalmıştı o sıra arkamdaki kişi hafifden yanıma geçti ve "okula geç kalırım ama kahvemden olmam diyorsun demek" tanrım bu bay Chris di ona Mahçup bı ifadeyle döndüm ve "şey bay Chris ben sabah kahvaltı yapmadım da o yüzden şey yaptım yani aç aç okula gidilmez yoksa değilmi yani" erkeksi sesiyle kikirdamişti(tanrımmmm bu adam ölüm sebebim) ve başını belirli belirsiz sallamışdı "haklısınız küçük hanım öyle olmasa ben burda olmazdım sonuçta" böyle demesiyle ufak bı kahkaha attım ev dışında nadiren gülerdim bu da o anlardan biriydi, gülerken gözlerim kısılırdı yavaş yavaş gözümü açtığımda bay Chris in gözleri dudaklarındaki gülümsemedeydi birkaç saniye baktı ve mavi gözlerini yeşil harelerime dikti biraz öyle bakiştiktan sonra sıranın bana geldiğini farkettim ve gözlerimi kaçırıp kasaya geçtim bakışlarını arkamda hissedebiliyordum bir tane çikolata dolgulu çörek ve filtre kafve aldım arkamı dönüp kapıya doğru ilerlerlemeye başladım arkamdaki hızlı adım sesleriyle birinin yanıma gelmesi bir oldu tahmin ettiğim gibi bay Chris di elinde benim aldıklarımin aynısı vardı yüzüme bakıp "hadi ufaklık okula beraber girelim"dedi başımı salladım ve yürümeye başladık hemen okula varmıştık sınıfa çıkarken Chris hoca hala yanımdaydı öğretmenler odasına uğrayacağını düşünmüştüm Chris hoca bana dönüp"beni takip et sabrina odama gidelim seninle konuşmak istediğim bir konu var ama önce sınıfa ugramaliyim sen burda bekle" dedi bana ismimle seslenmişti ismimi ondan duymak içimi titretti aksanı tuhaftı sanırım italyan kırıntıları vardı sınıfa girip ilk dersi işlemeyecegini söyledi ve yanıma geldi, odasının olduğunu bilmiyordum en üst kata çıkmıştık burada sadece 3 oda vardı toplantı odası, konferans salonu ve bay Chris in odası.
Kat oldukça sessizdi ve kimse yoktu Chris hocanın odasına doğru ilerledik ve içeri girdik odasında kocaman bir kitaplık büyük bir masa ve önünde de 2 tane puf koltuk vardı odaya genelde siyah ve koyu kahverengi renkler hitap ediyodu oldukça sade ve şık bir odaydi. Odayı suzmeyi bitirdikten sonra bay Chris ile bakişmaya başladık, kesin proje hakkında beni azarlayacaktı sıçtım gibi hissetiyorum birden konuşmaya başladı bay Chris"Sabrina COLLİN seni yakından tanımak istiyorum hemde çok."