(medyadaki ev Chris'in dağ evi)
Beyin fonksiyonlarım bir süre çalışmayı durdurdu ve gördüm kişi ile olduğum yere mıh gibi takıldım aklıma gelen ilk soru burda ne işi olduğuydu
Dedem evet karşımda duran kişi dedemdi Chris ile nereden tanışıyorlardı ve burda ne işi vardı bilmiyordum ama sanırım o da benim gibi şok olmuş olacak ki bir süre aramızda filmlere konu olacak bir bakışma gerçekleşti aramızdan ilk konuşan dedem oldu "sabrına senin ne işin var bu adamla?Chris neler oluyor sıradaki kişi sabrına mı yoksa!" Diyerek bağırmaya başladı dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım dedem ile Chris'in nereden tanıştığı, sıradakinin ben olması derken neyden kastediyordu kafam çok karışmıştı işin içine içtiğim alkoller de girince basım dönmeye ve gözlerim kararmaya başladı gözlerimi kapatmadan önce duyduğum son ses dedemin Chris e olan bağrışıydı;
"ondan uzak durucaksın Chris Brown ailesinin yaşadıklarını sabrina yaşamamalı sakın ha bir daha onun karşısına çıkma"ama ben Chris den uzak durmak istemiyordum ki. Gözlerim yavaş yavaş aralanmaya başladı fakat zihnim hala ayık değildi kulaklarıma boğuk boğuk sesler geliyordu fakat ayırt edemiyordum bu sesler bağrışma sesleriydi muhtemelen Chris ve dedem kavga ediyorlardı gözümü tam açtığımda dağ evinde olduğumu anladım çünkü sol tarafımdaki pencere full camdı ve tüm orman gözlerimin önüne serilmişti
Yatakta doğruldum ve kapıya doğru ilerledim sesleri daha net duyuyordum dedem hararetle bağırıp kızıyor Chris ise arada bir konuşuyor du merdivenlerin başına geldiğimde dedemin sözleri ile duraksadım "babası senin yüzünden gitmek zorunda kaldı onun hayatını mahvettin Chris şimdi di de küçük bir kıza mı sardın onun yakınında durmayacaksın sakın!!"dedi dizlerimin beni taşımayacağını anlayıp yere doğru eğildim ve merdivenin ilk basamağına oturdum
Chris "bazen çok komik oluyorsunuz sanki sizin hiç suçunuz yokmuş da tek hatalı benmişim gibi davranmanız, oğlunun gitmesi tamamen senin dikkatsizliğin ve kontrol manyağı olman yüzünden unutma bunu ve bana emir verip durma ondan asla ayrılamam ve buna kimseler de karışamıyacak benim olan bende kalır sakın unutma "dedi soğukluğunu burdan bile hissettiğim sesi ile.
Yavaşça merdivenden kalkıp aşağıya inmeye başladım ayaklarımın yerde çıkarttığı sesler ile salondaki herkes bana doğru döndü gözlerim onların üzerindeyken tekli koltukta oturan ve daha önce görmediğim adama kaydı anlamayan gözlerle Chris'e baktım o da açıklama gereği duyarak "uyandın mı ufaklık kendini nasıl hissediyorsun?Justin sabrinayı kontrol eder misin"dedi geriye doğru bir adım atarak "neyi kontrol edecek?"dedim Chris hemen "sabrına Justin doktor ve sen bayıldığından beri burada merak etme"dedi böylece adamın kim olduğunu da öğrenmiş oldum,
yaklaşık yarım saattir serumun bitmesini bekliyorduk dedem ve Chris yanımdan ayrılmamışlardı ortamdaki gerilim neredeyse elle tutulur hale gelmişti bu ortam beni rahatsız ettiği için derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım "evet dinliyorum herşeyi anlatın bakalım" Chris elini ensesine attı dedem de ellerini yeni traşlanmış sakallarında gezdirdi ve gergince yüzüme bakmaya başladılar dedem "bunları evde konuşacağız şu an ne yeri ne de sırası"dedi ve ayaklandı burada durmak istemediği açıkça ortadaydı kararsız kalmıştım burda mı durucaktım dedem ile mi gidecektim, aklımda dedemin bana dedikleri hiç umursamadan kalbimi kırması geldi sanırım biraz diretecektim kolay kolay gitmeyi düşünmüyordum.
Kararsız kaldığımı fark eden Chris "sabrına bir yere gitmiyor, gitmek istersen kapı orda"diyerek işaret parmağı ile kapıyı işaret etti sesi o kadar soğuk çıkıyordu ki bir an irkilmeme sebep oldu,dedem ise kızgın gözler ile bana baktı"sabrına gidiyoruz toparlan çabuk"
Şu an kendimi bok gibi hissediyorum ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyorum bir tarafım gitmemi söylüyor bir tarafım ise burda Chris ile kalmak istiyordu kafam patlayacak gibi olduğunda kolumdaki serumu çıkarıp ayağı kalktım daha fazla dayanamadım ve sesimi yükselterek "yeter tartışıp durmayın sanki benim aklım yokmuş gibi davranıyorsunuz kimse beni peşinden sürükleyemez şimdi sakın peşimden gelmeyin ve beni rahat bırakın"dedim ve seri adımlarla evden çıktım koşarak ormandaki patika yoldan ilerledim.Yaklaşık bir saatir ilerliyorudum ve deli gibi üşüyordum beni o kadar sıkmışlardı ki ne yapacağımı şaşırmıştım ve salak gibi ormana dalmıştım saat tahminen gecenin üçü falandı ve deli gibi korkuyordum sonuçta dağdaydım ve her an bir kurt gelip beni yiyebilirdi az ileride büyük bir ağaç gördüm ve dibine doğru gidip oturdum kollarımı dizlerime doladım fakat yine de üşüyordum üzerimdeki Chris'in kıyafetleri ısınmama hiç yardımcı olmuyordu, gözlerimin ağırlaştığını hisettince kapattım ve sabaha canlı çıkmayı umut ettim.
CHRİS' den
lanet olsun iki saatir koduğumun ormanında yanımdaki sikik herif ile küçüğümü arıyordum tek amacım onu canlı bulmaktı sinirlerim o kadar bozuldu ki ellerim titriyordu Tanrım lütfen başına bir şey gelmesin lütfen, yanımdaki piç"hep senin yüzünden gitmemize izin verseydin bunlar başımıza gelmezdi" dedi konuşması ile sinirlerim daha da hopladı hızla arkama döndüm ve "o sikik çeneni kapatmazsan işini burada bititririm ve kimsenin ruhu dahi duymaz sen de artık kurlara mı yem olursun yoksa ayılaramı bilemem"dedim korku ile geriye çekildi aynı oğlu gibi korkaktı
ormanın derinlerine doğru ilerlediğimizde büyük çınar ağacının dibinde gördüğüm küçük benden ile derin bir nefes aldım onu canlı bulabilmek mucizeydi yanına kadar koşup kucağıma aldım ve sıkıca sarıldım üşümüştü hem de çok fazla uyanır gibi oldu kulağına"şşt geçti ben burdayım ve seni asla bırakmayacağım güzel kızım"diye fısıldadım elleri ile tişörtümü sıktı ve kısık sesle "beni asla bırakma babacığım"dedi ağzından çıkan kelimeler ile bir süre duraksadım resmen kalbim ermişti kurduğu cümle ile, eve geldiğimizde sabrinanın dedesini içeri almadım ve tüm bunları sonra konuşacağımızı söyledim itiraz etse de gönderdim ve küçüğümü yatak odama götürdüm klimayı açtım ve üstüne kalın bir şeyler almak için odadan çıktım pamuklu kalın bir eşofman takımı aldım ve sabrınanın yanına gittim onu uyandırmadan giydirmek için yavaş yavaş hareket ediyordum ilk olarak alt tarafından başladım yavaşça çıkarttım gözlerim kalın ve uzun bacaklarında bir süre dolaştı vücudu tapılası bir şekilde mükemmeldi daha fazla üşümesin diye eşofmanını giydirdim sıra üst tarafa geldiğinde tişörtün alt tarafından tutup yavaşça kaldırdım ve kafasından çıkarttım dolgun göğüsleri ortaya çıkmıştı ve bu benim sertleşmeme yetmişti bile ona isteği dışında dokunmak istemiyordum ama ellerim benden bağımsız göğüslerine gitmişti bile yavaşca sıkıp bıraktım diğer elim ile şişkinliğime dokunuyordum birkaç kez daha göğüslerini sıktığımda şişkinliğime dokunanın sabrına oldugunu düşündüm yaptığım yanlıştı ve ben bunu bile bile yapmıştım ve farklı bir zevk almıştım, kazağını hemen üstüne giydirip odadan çıktım çünkü biraz daha orda kalırsam iyi şeyler olmayacaktı.
(Chris ile sabrinanın dedesi nereden tanışıyorlardı acabaaa¿¿¿)