Zihnim çok bulanık aklım bir hayli karışıktı saatler önce öğrendiğim gerçekler bana fazla geldi ve omuzumda ki yüklerin altında ezilmeye başladım.
Bay Henry şu an arkamda ve benim bu berbat halime karşın gülüyordu, bi an merak ettim acaba nasıl bu kadar mutlu olabiliyor diye, belki de değildir öyle davranıyordur belli değil gülmesine karşın gözlerimi devirdim ve yavaşça arkama döndüm hala sırıtıyordu iyice sinir olarak konuştum " komik olan ney bay Henry?"dediğim ona komik gelmiş gibi yine güldü "sakin ol küçük dostum sadece yine karşılaşmamıza gülüyorum kaderin böylesi,halbuki ben beni 1 kez bile olsun aramanı veya mesaj atmanı beklemiştim ama neyse bunla da idare edebilirim sanırım" dedikleri beni az da olsa yumuşattı ve ben de onun gibi küçük bir tebessüm ettim ve sohbet etmeye devam ettik.
CHRİS'DEN;
Sabrina'ya gerçekleri söylemekle yanlış yapmıştım fakat bilmeye hakkı vardı ama ya beni yanlış anlarsa ya beni intikam için yanında olduğumu sanarsa kahrolurdum ona yaklaşırken aklımdan intikamın fikri bile geçmedi ama küçüğüm böyle düşünebilirdi beni en çok korkutan şey de buydu.Gitmesinin üzerinden yaklaşık 4 saat geçti adamlarımın dediğine göre sabrina şu an sahilde tek başına oturuyordu yanına gitmemek için kendimi zor tutyordum, kanepede oturmuş buzlu viskimi yudumluyordum sabrinayı takip eden adamım bana mesaj ve bir de fotoğraf atmıştı fotoğrafı açtığımda sinirim tepeme çıktı sabrına yanlız değildi ve yanında Henry piçi vardı bu adam ne zaman akıllanacak bilmiyorum fakat şu saatten sonra akıllanacak zorunda nasıl kalkıp nasıl arabama bindiğimi bilmeden son hız sahile doğru ilerledim aklımda Henry ile ilgili güzel planlar vardı.
Yarım saat tam tamına yarım saattir o piç ve küçüğüm konuşuyorlardı ve arada bir gülüşüyorlardı bu bardağı taşıran son damla idi arabadan bir hışım ile indim ve onlara doğru adımlamaya başladım ikisini yana yana görmeye tahammülüm yoktu değer verdiğim insan ile piç Henry yan yana durmamalıydı. onlara yaklaştıkça adım seslerimi duymuş olacaklar ki Henry arkasını döndü ve o an ona sert bir yumruk attım yere düştüğünde gözleri direkt küçüğümün üzerindeydi şu an şerefsiz gibi duygu sömürüsü yapıyordu sinirimi alamayıp ikinci yumruğu atacakken kollarımda küçük meleğimin ellerini hissettim bu hareketi ile tüm sinirim uçup gitmişti.
Meleğime doğru döndüğümde gözleri yaş ile doluydu ne yani sırf bu piç kurusu için o inci gözlerini mi dolduruyordu, yeniden sinirlenmeye başlıyordum buruk sesi ile konuştu"ne yapıyorsunuz siz kendinize gelin lütfen" sinirimi alamayıp"ciddi misin sabrina sırf şu it için mi bunları yapıyorsun kendine gel" dedim ki demez olaydım miniğim benim yüzümden yine ağlıyordu iyi ya sürekli onu ağlatıyordum onu doğru düzgün mutlu ettiğim bir an yoktu bu gerçeğin yüzüme vurması ile geriye sendeledim sabrına gözlerinde daha önce görmediğim bir ifade ile "git buradan Chris sayende hayatımda yeterince yalan var daha fazlasına dayanamam git lütfen"neydi gözündeki o ifade nefret miydi yoksa başka bir şey mi içimi parçalayan o gözlerde ne vardı bilemiyorum fakat bana git demesinden daha çok acımıştı.
(Mutlaka şarkı ile okuyunnnnn)
Sabrına
Az önce ne olmuştu öyle Chris yine hayatıma müdahale etmişti ve sonuçları berbattı Henry yerde yüzü kan içinde yatıyordu ve buna rağmen gülüyordu neydi bu adamı bu kadar güldüren gerçekten çok merak ediyordum ve bazen onun gibi olmayı diliyordum duygusuz ve alaycı Cidden bu kişiliğine az da olsa özeniyorum, "hey küçük dalıp gittin yüzüme doğru söyle yoksa benden etkilendin mi ha"yüzümü buruşturup kusma hareketi yaptım ve "henüz o kadar delirmedim ve ideal tipim değilsin malesef ağla lütfen"dedim ve kıkırdadım Henry yine alışık olduğum kahkasını attı elini kalbine doğru koydu"hassiktir ya neden sabrinanın ideal tipi değilim tanrım al canımı hemen bu acı ile yaşayamam"diyip ağlama takliti yaptı tanrım sanki 10 yaşındaki velet gibi davranıyordu ve bu acayip komiğime gidiyordu gülmeyi kesip onu yerden kaldırmak için elimi uzattım"hadi bakalım koca adam kalk yerden"dedim elimi tuttu ve ağırlığını vermeden kalktı yüzü berbat haldeydi ve sebebi bendim kendimi o kadar suçlu hissettim ki "çok özür dilerim Henry böyle olmasını inan istemezdim geçeni mahvettim"dedim üzgün çıkan sesimle elini önemli değil anlamında salladı "takma kafana senin suçun yok hepsi o hayvandan bozma insanın suçu özür dileme lütfen hem ben baya eğlendim açıkçası ama yok ben suçluyum telafi etmek istiyorum dersen güzel bir akşam yemeğine hayır demem" yarına akşam yemeği yemeye anlaştık ve şu an arabasına doğru yürüyorduk, arabasına bindiğimiz de "evin hala aynı değil mi?"dedi sinirle "eve gidemem ben olmaz oraya adımımı bile atmam aslaa" tepkime şaşırmıştı böyle davranmamı beklemiyordu "sakın ol şampiyon neden eve gitmiyorsun hayırdır"dedi ona anlatmakla anlatmak arasında kalmıştım ama Henry den bir zarar geleceğini düşünmüyordum "dedemle büyük kavga ettik hayatım boyunca beni yalanlarla büyütmüş resmen ya asla gidemem eve imkanı yok bu arada güvendiğin otel ya da pansiyon gibi bir yer biliyorsan beni oraya bırakabilirsin" dedim başını hafifçe salladı "kavga sebebini anlatmadığına göre özel bir sebebi var ve soru sormayacağım ayrıca madem otel arıyorsun benim evim güvenli ve mükemmel bir yer evime gidiyoruz"dedi asla kabul edemezdim zaten yeterince yük olmuştum ve yüzünde benim yüzümden moruklar vardı itirazda bulunarak"katiyen kabul etmiyorum sana yeterince yük oldum zaten sen beni otele bırak seni rahatsız etmek istemiyorum çok teşekürler Henry" yüzüme sanki çok tuhaf bir şey demişim gibi baktı kafasını olumsuz anlamda salladı ve güldü"hadi ama ne yükünden bahsediyorsun sen evimde sana ayırabileceğim bir misafir odası var ve dediğim gibi gecem gayet eğlenceli geçiyor küçük itiraz yok sesiz ol biraz basım şişti ya"dedi mecburen sustum zaten onunla gitmem bir yandan da iyi çünkü üstümde oteli karşılayacak para yoktu ve açıkçası otellere güvenmiyorum omuz silktim ve yol boyunca konuşmadım.