Sabrına
Uyandığımda üzerimde kalın bir battaniye vardı muhtemelen Chris örtmüştü görünürde kimse yoktu olduğum yerde doğrulup ayağa kalkmaya çalıştım, boğazım bir çöl gibi kuruydu su almak için mutfağa gittim dedem kesin meraktan ölüp ölüp dirilmiştir. Mutfağın kapısına geldiğimde Chris'i üstsüz bir şekilde krep yaparken beklemiyordum kesinlikle ve kesinlikle beklemiyordum ağzım hafif aralık onu izliyordum bir süre sonra bana dönüp "kapat ağzını sinek girecek, gerçi başka şeyler de girebilir ama"dedi sonunda kısık sesle söylendiği için duymadım ama kesin nasıl rezil bı insan olduğumu düşünüyordur.Sağ tarafıma doğru baktığımda inanılmaz derecede dolu ve güzel bir yemek masası gördüm kafamı Chrise çevirdim elinde krep tabağı ile masaya adımladı bana doğru dönüp"Tanrım sanırım aç değilsin ?" Hemen kafamı sallayıp masaya koşar adımlarla ilerledim söylemesi ayıp eşek gibi açtı "bu sofrayı kaçıracağıma ölürüm daha iyi" dedim birden bay Chris'in yüzündeki gülüşü soldu ve anlayamadığım bir duygu belirdi
acaba yanlış bir şey mi söylemiştim. Bay Chris kendini toparlayıp bakışlarını tabağına indirdi ve sert sayılabilecek bir sesle"yemeğine başla lütfen sabrına" dedi bana genelde ufaklık diye seslenmesine alıştığım için ismimi söylemesi biraz tuhaf gelmişti dediğini yapıp hızla yemeğimi yemeye başladım,bitirdikten sonra tabağımı alıp mutfağa bıraktım sanırım gitme vaktim gelmişti zaten bay Chrise yeterince rahatsızlık vermiş ve rezil olmuştum kanepenin üzerinde duran çantama uzandım ve bay Chrise veda etmek için üst kata çıktım etrafta görünmüyordu muhtemelen odasında olmalı,Koridorun sonundaki kapıya doğru ilerledim bı an bay Chris'in orda olabileceğini düşündüm kapıyı çaldım fakat ses gelmedi bir daha çaldım ama yine ses yoktu endişelenmeye başlamıştım hiç düşünmeden kapıyı açtım, kapı ile birlikte ağzım da açılmıştı
Kırmızı ışığın esir olduğu bı odaydı iyice içeri girip kapıyı kapattım odanın ortasında kocaman yuvarlak bı yatak vardı sağ tarafta ise camlı bi dolap vardı dolaba doğru adımladım birçok şey vardı kelepçe,tasma, kıbac ve adını bilmedığım onlarca şey. Cam dolabı açıp kırbacı elime aldım kaliteli bı şeydi dokusundan belli
Tam kırbacı yerine koyacakken ensemde bir nefes hissettim yavaşça arkamı döndüm bay Chris ile aramıza bir santim ya var ya yoktu burnu neredeyse benimkine değicekti tam gözümün içine bakıyordu"hoşuna gitti mi ufaklık"dedi hırlar gibi utancımdan yetkin on kat altında girmiştim bir de bunun üzerine acayip derecede utanmıştım"siktir yanakların kızardı bunu bilerek mi yapıyorsun sabrına"inlercesine söylediği sözler ile neye uğradığımı şaşırdım açık olmak gerekirse bay Chris Dünya üzerindeki en seksi adamdı fakat benim gibi birisine neden baksın ki etrafinda yüzlerce olgun ve seksi kadın varken niye bana baksın ki ben bunları düşünürken bay Chris bana transa girmiş gibi gözünü hiç ayirmdan bakıyordu Tanrımmmm
CHRİS'DEN
BU kız beni deli ediyordu şimdide kırmızı yanakları ile karşımda hızlı hızlı nefes alıyordu her nefes alışında göğüsleri benimkine değiyordu red rooma girdiği yetmezmiş gibi en sevdiğim kırbaç ile oynuyordu bir an küçük kızımı bu kırbaç ile düşündüm lanet olsun koca adamı nasıl da tahrik ediyordu.Daha fazla utanmasın diye geri çekildim ve yüzünü tekrar inceledim hiç durmadan özür diliyor ve odadan çıktı hızla merdivenlerden indi ben de arkasından indim onu evine birakmakmamı istedi ne kadar istemesem de kabul ettim yol boyunca tek kelime etmedi onu sıkmamak için ben de konuşmadım evine geldiğimizde teşekkür etti ve hızla inip evine girdi.
Tam eve varmışken telefonum çaldı sabrına sanıp hızla çıkardım fakat tam tersine en nefret ettiğim piç arıyordu bakalım derdi neymiş...
Bölüm olmadı gibi yaaaaa