ELA GÖZLÜM 2 (GICIK)

2.1K 41 6
                                    

Herkese merhabalar ben bu kitabın yazarıyım yeni bir hikaye yazdım daha doğrusu ilk hikayem. Yanlışlarımı maruz görün. İyi okumalar♥️♥️

Amcamın ayarladığı işe bugün başlıyorum. Amcam Kemal Savaş Bey'in sağ kolu sayılırdı. Ben de yanında özel asistanlığa başlıyorum. Özel asistanın normal asistandan buradaki farkı şirket dışında sabahları evine gidip oradan birlikte şirkete geçmek, toplantılarda yanında olmak gibi ıvır zıvır şeyler.

Aslında tıp okudum ama şu anlık çalışamıyorum. Bir hastayla yaptığım ufak bir tartışma yüzünden görevden iki yıl uzaklaştırma aldım.

Çok çok ufak bir tartışma değildi. Hatta tartışma bile değildi. Alt tarafı bana kaldırdığı eli kırıp ufak bir kafa attım. O an doktorların, hemşirelerin, başhekimin anlayacağınız bütün herkesin hoşuna gitmişti. Ama tabi şikayetçi olununca mutluluğun ''M''si kalmadı. Ama şimdi hakkımı da yemeyin kırdığım yeri iyileştirdim. O yüzden doktordan dayak yemek daha karlı. Ha bir de şu mevzu var. Onlar bize zarar verirken sorun yok ama biz onlara zarar verince hemen uzaklaştırma. Neyse sinirlenmemeliyim.

Ha bu arada ben Gözde. Rahmetli annem lise arkadaşının adını koymuş. Çok seviyormuş Gözde ablayı. Rahmetli babamla da annemi adaşcağızım Gözde abla tanıştırmış.

Hep derdi bana senin de lise arkadaşların benimkiler kadar mükemmel ve güzel olur. Dediği de oldu ben de mükemmel arkadaşlar edindim.

Zeynep, Yasemin ve Eda. Ha bir de Ece var ama onun yeri apayrı.

Neyse konumuza geçelim. Bugün ihtiyacım olmasa da canım sıkıldığı için Savaş Bey'in yanında çalışmaya başlıyorum. Nasıl ihtiyacı yok amcası Savaş Bey'in sağ kolu demeyin babamdan miras kaldı.

Aslında amcam da Savaş Bey sağ olsun zengin oldu sayılır da o da oğlu gibi gördüğü için bırakamıyor Savaşcığını.

Dün deneme olsun diye geldim. Kahveyi her zaman içmezmiş sürekli çay içermiş, sabahları mutlaka kahvaltı yaparmış, kahvaltısnı peynirsiz yapamazmış, sütten nefret edermiş ben de aynı şekildeymişim ama küçükken yani KÜÇÜKKEN bu adam kocaman olmuş neyse her gün başka bir kıyafet ayarlamalıymışım bir hafta içinde aynı kıyafeti giymezmiş ama bir giyinme odası var ben olsam bir kıyafeti giyer sonra çöpe atarım. Dolaplar ağzına kadar dolu ve bütün oda dolap dolu. Benim bu kadar çok dolabım ve kıyafetim olsa evden asla çıkamazdım. Neden mi kıyafet seçer giyinmeye başlarken gözüme başkasını kesiştirir böyle ilerlerdim bir saatte falan ancak çıkabilirdim.

Savaş 'AĞAM'ın evine gittim. Çay suyu koydum. Savaş 'AĞAM' elektriklide içmezmiş, tomurcuklu da içemezmiş. Şimdi sakın senin işin bu yapacaksın demeyin. İşim bu olabilir ama kolaylaştırıp zorlaştırmak onun elinde.

Neyse hayatında bir değişiklik olsun diye dolapta gördüğüm kabaktan kabaklı yumurta yapayım dedim. Tam çayını koyarken Savaş 'AĞAM' geldi. Kahvaltı yapıp yapmadığımı sordu. Yapmadığımı söyleyince oturmamı söyledi. Kendime de bir servis açtım çay koyup yanına oturdum.

''Bunun içinde ne var''

''Kabak var''

''Ben kabak sevmiyorum''

''Dolapta görünce seviyorsunuzdur diye düşündüm, gidip yenisini yapayım'' dedim

''Gerek yok'' dedi. Ben de kabaklı yumurtayı yemeye başladım. Ben kendimi nasıl kaptırmışsam ve nasıl acıkmışsam neredeyse parmaklarımı yiyecek kıvama geldim. Dediğim gibi nasıl yediysem baktı ki ben çok iştahlı yiyorum merak etti tadına baktı beğendi ama çaktırmıyor. Yavaş yavaş yiyor. Sanki ben yavaş yiyince görmüyorum.

ELA GÖZLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin