ELA GÖZLÜM

ELA GÖZLÜM 15 (CASUS)

SAVAŞIN GÖZÜNDEN

Aradan birkaç gün geçmişti şu an da yatakta yatıyordum uyanıp uyanmamak arası bir haldeydim. Yanımı yokladım Gözde yanımda yoktu. Seslendim ses de yoktu.

Yataktan kalktım odadan çıktım. Elimi yüzümü yıkadım. Üzerime hiçbir şey geçirmeden sadece boxer ile indim asağıya. Benim için problem yoktu. Ama Gözde için mutlaka vardı. Beni gördüğünde öldürecek.

Aşağı indim Gözde salondaydı. Sırtı bana doğru dönük bahçeyi izliyordu. Seslendim ama duymadı. Arkasına geçip sıkıca sarıldım. Saçından başladım, kulağına yanağına ve boynuna öpücükler kondurdum. Normalde Gözdenin buna gülmesi lazımdı. Ama gülmedi. Demek ki bir sorun vardı.

"Günaydın küçük hanım erkencisiniz"

"Ben de seni bekliyordum"

"Bir günaydın bile demek yok mu?"

"Günaydın."

"Ne bu sitem sevgilim"

"Savaş ben devam etmek istemiyorum"

"Neye"

"Birlikteliğimize"

"Ne demek oluyor bu güzelim"

"Savaş zorlama istersen. Ben sıkıldım istemiyorum, ayrılmak istiyorum"

"Ne demek ayrılmak istiyorum, daha gece çok mutlu olduğunu söylüyordun"

"Evet söylüyordum ama şimdi istemiyorum zorlama"

"Zorluyorum Gözdem yapmazsın sen bunu. Sen bir karıncayı bile incitmezsin"

"Savaş Bey istemiyorum diyorum niye anlamıyorsunuz" Gözde böyle söyledikçe sinirlerim saha çok bozuluyordu.

"Ne demek Savaş Bey Gözde sen iyi değilsin hasta falan mısın?" Diyip elimi alnına koydum. Vücut ısısı normaldi.

Gözde ise gözlerini kapatmıştı. Elimi çektikten gözleri kapalıydı bir süre sonra açtı gözlerini. Ama bu sefer farklıydı sanki. Çok farklı bakıyordu.

"İstemiyorum Savaş Bey, zaten baştan beri istemiyordum. Sadece bir oyundu"

"Ne saçmalıyorsun sen"

"Evet ben sizi kendime aşık edip yarı yolda bırakmak için gönderildim"

"Hayır hayır saçmalıyorsun"

"Doğruları duymak zor geliyor dimi. Beni en büyük düşmanınız yolladı. Aslında pek ümidimiz yoktu. Genelde sarışın ve manken kızlarla takılıyordun. Bana aşık olmana hâlâ inanamıyorum. Ama dediğim gibi ben seni kendime aşık edip yarı yolda bırakacaktım bu sayede senin şirketin işleri kötüye gidecek ve sen batacaktın."

"Hayır hayır inanmıyorum sana, bana bunu yapmadın. Yapmadın dimi CEVAP VER BANA GÖZDE CEVAPPP"

"İnanıp inanmamak senin tercihin benden bu kadardı babay"

"Nereye gidiyorsun şimdi de başkalarını ayartmaya mı"

"Evime gidiyorum asıl evime"

"Neresiymiş asıl evin"

"Bu sizi hiç alakadar etmez"

"Nereye gidiyorsun şimdi de patronunun yanına mı? Kime çalıyordun söyle de düşmanımı bileyim. O kişi dost edineyim. Çünkü beni en hassas noktamdan vurdu."

"Orası seni ilgilendirmez"dedi ve gitti.

Gitti cidden gitti. Gözde farklıydı ben onun farklılığına aşık olmuştum. Öbürleri gibi değildi. Bana bunu yapmış olamaz. Hayır olamaz. -yaptı işte ne istiyorsun, kendini nasıl kandırmka istiyorsun- hayır yapmadı, yapamaz, yapmamalı. Benim ona ne kadar bağlandığımı gördü.-Amacı da oydu zaten- HAYIR HAYIR HAYIRRR diyip elime geçenleri etrafa fırlatmaya başladım. Cam kırılma sesi çıktıkça rahatlıyordum, ama aynı zamanda daha da sinirleniyordum.